Tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapan ve tekstil kültürünün beşiği sayılan Anadolu, sahip olduğu renk mirasını geleceğe taşımak için önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü öncülüğünde yürütülen ve kültürel sürdürülebilirlik açısından hayati önem taşıyan "Köklerin Boyası" projesi kapsamında, İzmir'de uluslararası çapta bir sempozyum düzenlendi. İzmir Olgunlaşma Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleştirilen bu prestijli etkinlik, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel boyama tekniklerini bilimsel bir düzlemde ele alarak, bu kadim bilgiyi modern dünyanın kullanımına sunmayı amaçlıyor.

Sempozyum, sadece yerel bir kültürel etkinlik olmanın ötesinde, Türkiye'nin dört bir yanındaki 12 farklı Olgunlaşma Enstitüsü'nün ortak aklını ve emeğini bir araya getirmesiyle dikkat çekti. Alanında uzman akademisyenlerin, zanaatkarların ve eğitimcilerin katılımıyla gerçekleşen oturumlarda, toprağın bereketinden süzülen renklerin hikayesi derinlemesine incelendi.

Toprağın hafızası gün yüzüne çıkıyor

Anadolu coğrafyası, endemik bitki çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu zenginlik, yüzyıllar boyunca halıdan kilime, giysiden ev tekstiline kadar pek çok alanda kendini doğal boyacılık sanatıyla göstermiştir. Düzenlenen sempozyumda, bu köklü geçmişin izleri sürülerek, hangi bitkiden hangi rengin elde edildiği, renklerin kalıcılığını sağlayan tekniklerin neler olduğu ve bu süreçlerin kimyasal boyutları tartışıldı.

Katılımcılar, sentetik boyaların çevreye ve insan sağlığına verdiği zararların giderek daha fazla konuşulduğu günümüzde, doğaya dönüşün en estetik hali olan kök boyaların önemine vurgu yaptı. Etkinlikte yapılan sunumlarla, atalarımızdan kalan reçetelerin sadece birer nostaljik bilgi değil, aynı zamanda geleceğin tekstil endüstrisine yön verebilecek sürdürülebilir üretim modelleri olduğu kanıtlandı. Bilimsel ve kültürel yönleriyle ele alınan bu mirasın, doğru yöntemlerle kayıt altına alınması gerektiği görüşü tüm katılımcılar tarafından benimsendi.

Kayhan Kalhor ve Erdal Erzincan’dan kültürlerarası müzik şöleni
Kayhan Kalhor ve Erdal Erzincan’dan kültürlerarası müzik şöleni
İçeriği Görüntüle

Kaybolmaya yüz tutan tarifler kitaplaşıyor

Sempozyumun en heyecan verici çıktılarından biri de proje kapsamında hazırlanacak olan kaynak eser oldu. Yetkililer, "Köklerin Boyası" projesinin bir meyvesi olarak, Anadolu'nun dört bir yanından derlenen doğal boya reçeteleri ve uygulama tekniklerinin yer aldığı kapsamlı bir kitabın hazırlık aşamasında olduğunu duyurdu. Bu eser, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bu alanda yayımlanacak ilk bilimsel ve akademik çalışma olma özelliğini taşıyacak.

Sözlü kültürle nesilden nesile aktarılan ancak yazılı kaynağa dökülmediği için kaybolma riski taşıyan boyama formülleri, bu kitap sayesinde literatüre kazandırılmış olacak. Kitabın, hem tekstil ve moda tasarımı öğrencileri için eşsiz bir ders kaynağı hem de bu sanata gönül verenler için bir başucu rehberi olması hedefleniyor. Böylece Anadolu bitki örtüsünün sunduğu renk skalası, gelecek kuşaklar için de erişilebilir bir bilgi hazinesine dönüşecek.

Geleneksel motifler modern tasarımlarla buluşuyor

Projenin sadece teorik bilgiyle sınırlı kalmayıp, pratiğe dökülen sanatsal bir yönü de bulunuyor. Sempozyumda paylaşılan bilgilere göre, doğal boyalarla renklendirilen kumaşlardan oluşacak özel bir giysi koleksiyonunun hazırlıkları titizlikle sürdürülüyor. Bu koleksiyonun temel amacı, geleneksel yöntemlerle elde edilen renklerin ve dokuların, çağdaş tasarımlarla harmanlanarak günümüz moda dünyasına entegre edilebileceğini göstermek.

Hazırlanan koleksiyonun, sadece müzelik birer parça olmaktan öte, giyilebilir sanat anlayışıyla tasarlandığı belirtiliyor. Bu sayede, Türk tekstil tarihinin köklerinden beslenen tasarımların, uluslararası platformlarda da Türkiye'yi temsil etmesi ve "Türk kırmızısı" gibi literatüre girmiş kavramların yeniden canlandırılması planlanıyor.

Eğitim camiası ve akademi tek yürek oldu

İzmir'de gerçekleştirilen bu anlamlı buluşma, bürokrasi ve akademi dünyasını da bir araya getirdi. Etkinliğe katılan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Cengiz Mete, yaptığı değerlendirmelerde bu tür projelerin kültürel devamlılık açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Benzer şekilde İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi de İzmir'in böyle vizyoner bir projeye ev sahipliği yapmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Olgunlaşma enstitüsü müdürleri ve akademisyenlerin yoğun ilgi gösterdiği sempozyumda, enstitülerin birer "kültür laboratuvarı" gibi çalıştığı vurgulandı. Yapılan çalışmaların, yerel kalkınmaya destek olacağı ve kadın istihdamı başta olmak üzere pek çok sosyal alanda katma değer yaratacağı ifade edildi. Sempozyum, katılımcıların hatıra fotoğrafları çekilmesi ve geleceğe dair iş birliği temennileriyle sona erdi.

Kaynak: AA