İzmir’in körfez temizliği macerası, 1999 yılında Radius Master planı ile başladı.
O zamanlar stajer bir muhabir olan bendeniz, plan kapsamında 2000 yılında başlatılan Büyük Kanal Projesi’nin de yakın takipçilerinden biriydi.
Projeyle amaç, daha o yıllarda İzmir’in ‘kokan kent’ diye anılmasına yol açan Gediz Nehri’nin yarattığı sonuçlarla körfezde azalan su sirkülasyonunu artırmaktı.
Evsel ve endüstriyel atıkların durdurulması, diğer kirletici yüklerin önlenmesi hedeflendi.
Önce Ragıp Paşa Dalyanı’nda deniz yüzeyinde kalan 7 km uzunluğunda duvarlar yıkıldı, Meles deltasının ıslahı yapıldı. Dere yatakları düzenlenirken, endüstriyel kuruluşlara arıtma tesisleri zorunlu kılındı, Yağmur suyu ile atık suların ayrıştırılması için 12’si ileri biyolojik olmak üzere toplam 24 atık su tesisi yapılması hedeflendi. Çamur geri kazanım tesisleri kuruldu. Körfez’de sirkülasyon kanalı açılarak derinleştirme çalışmaları başlatıldı.
NAVİGASYON VE SİRKÜLASYON
13 km uzunluğunda, 250 m genişliğinde ve 8 m derinliğinde oluşturulacak sirkülasyon kanalının bölgedeki akıntı hızlarını artırması öngörüldü.
Adım adım süreci izlemeye başladık. Üniversiteler de körfezde seçilen 5 ayrı noktada kamera ile sualtı görüntülerini toplayarak deniz ortamındaki değişimler izlediler.
Ancak uzun yıllar bu çalışmalar Dünya Bankası’nın desteği ile gerçekleşirken; destek azaldıkça işler yavaşladı. Sorunlar belirdikçe görünen sıkıntıları çözmeye yönelik yatırımlara ağırlık verildi. Yağmur suyu ayrıştırma çalışmalarıyla körfez temizlenecekmiş gibi algı yaratıldı.
Projenin özü olan ancak milyarlarca dolarlık yatırım gerektiren Navigasyon Kanalı ve Sirkülasyon Kanalı yapılamadı, kağıt üstünde kaldı.
Ve yıllara sari, körfezin fosfor, azot, nitrit-nitrat değerleri arttıkça oksijen azaldı.
Bu yaz normallerin üzerinde seyreden sıcak hava ile birlikte artan azot ve fosforla algler anormal hızlı çoğaldı, renk ve koku değişikliğine yol açtı.
Mikro biyolojik dönüşüm balıkları öldürmeye başladı.
30 dereyle körfeze akıtılan evsel ve endüstriyel atıklar, yetersiz kalan atık su arıtma tesisleri, çalıştırılmayan arıtmalar, alınmayan önlemlerle bugüne geldik.
TERSANE VE SANAYİ ATIKLARI
Ancak körfezi kirleten sadece bunlar değil.
Büyük tonajlı gemilerin sintineleri, sanayi atıkları ve bilhassa körfezin ortasında duran tersane.
Tersanenin taşınmasında çok geç kalındı.
Açıkçası facia adım adım geldi.
Haydi eğri oturalım, doğru konuşalım; suçlu çok.
13 km. uzunluğunda navigasyon kanalı yapılmadan sirkülasyonun yaratılamayacağı belliydi ancak ilgili bakanlıklar bu ateşten gömleğe el uzatmadı.
Belediye başkanları yapabildikleri kadarını yaptılar işi daha çok ‘körfezde yüzeceğiz” diyerek magazinleştirdiler. İç körfezde yüzmeye cesaret edemeyince, dış körfezde şov yaptılar.
Ya kentin diğer dinamikleri? Çoğu makam odalarından deniz manzarası izlerken, körfezle ilgilenmedi bile.
MİLLETVEKİLLERİ SUSTU
İzmir’in milletvekilleri neredeydi? İktidar ya da muhalefet çoğu ithal milletvekili, körfez sorununu arada bir esen rüzgarla gelen koku sandı.
Ve bomba İzmir Büyükşehir Belediyesinin çiçeği burnunda başkanı Cemil Tugay’ın kucağında patladı.
Bu öyle bir bomba ki hiç şakası yok.
Akıntının olmadığı iç körfezde sığlaşan suların temizlenmesi artık neredeyse imkansız.
Kirli suyu dış körfeze sürükleyerek temiz suyu yönlendirecek ‘Sirkülasyon Kanalı ile Navigasyon Kanalı’ yapmanın bütçesi tahmin dahi edilemiyor.
Yüz milyarın üzerinde bir bütçeden söz ediliyor. Ancak bu kanallar yapılamazsa yapılacak yeni arıtma tesislerinin de etkisi olmayacak.
Ayrıca tek sorun da para değil. Dip taramasının körfezin içinden geçen fay hatlarını tetikleme riski var.
KOKU DAHA DA ARTACAK
Yine de bir şekilde körfeze temiz su girişi sağlanmazsa İzmir bu kokudan, sorundan kurtulmayacak.
Gelecek yağmurlarla koku biraz giderilse dahi sorun önümüzdeki yıl daha ağır bir şekilde karşımıza çıkacak.
9 Eylül olarak kentin vekilleri, kanaat önderlerini göreve çağırıyoruz.
Körfez sorunu artık İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tek başına altından kalkacağı bir sorun değildir.
Hele ki, kimse göreve yeni gelen belediye başkanı Cemil Tugay’ın üzerine yıkmaya çalışmamalı.
İzmir Körfezi kimsenin siyasi manevra alanı değildir.
En az 600 km. yağmur suyu gerekirken son 5 yılda 89 km hat inşa edenlerin itiraza hakkı olmamalı.
Bugüne kadar ateşten gömleği giymeyerek körfez sorununu görmezden gelen tüm kanaat önderleri, İzmir’in milletvekilleri, sorunun bal gibi kendi görev alanlarında olduğunu bildikleri ses çıkarmayan devlet yetkilileri, ilgili bakanlar İzmir körfezine çözüm bulmak sizlerin boynunuzun borcu.
Cemil Tugay’ı yalnız bırakamazsınız. Cemil Başkan her ne kadar “5 yıl da İzmir tarihinin en büyük altyapı çalışması yapılacak. Tüm dünya dursa da biz çalışacağız” dese de bu sorun Büyükşehir Belediyesi’ni aşar.
Körfezde dip temizliği yapılmadığı sürece evlerimizde kokudan dolaşamaz hale gelir, daha tonlarca balık ölümünü yüreğimiz burkularak izlemek zorunda kalırız.
Oluşturulan ‘Bilim Kurulu’nun dahi ümitsiz olduğu körfeze ancak elbirliği ile çözüm bulunabilir.
Durum tahminlerden de ciddi, aİzmir körfezinin kirliliği; artık bırakın Türkiye’yi, dünyanın en önemli çevre sorunlarından biridir.