AKP'de istifa depremi!
AKP'de istifa depremi!
İçeriği Görüntüle

Ankara'da siyasetin tansiyonunu yükselten hukuki süreç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetiminin lehine sonuçlandı. Partinin 21 Eylül Pazar günü toplayacağı 22. Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle yapılan ve "tam kanunsuzluk" iddiasına dayandırılan itiraz, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından karara bağlandı. Kurul, yaptığı kritik toplantının ardından başvuruyu oy birliğiyle reddederek, kurultayın planlandığı gibi yapılmasının önünde herhangi bir hukuki engel kalmadığını hükme bağladı. Bu karar, Genel Başkan Özgür Özel ve kurmaylarına rahat bir nefes aldırırken, parti içi muhalif kanadın kurultayı engellemeye yönelik son ve en kritik hamlesini de boşa çıkarmış oldu. Böylece CHP, Pazar günü Ankara'da, genel başkanlık seçimi ve tüzük değişiklikleri gündemiyle bir araya gelmeye hazırlanıyor.

Muhalif delegenin son dakika hamlesi YSK'dan döndü

Kurultay sürecini yargıya taşıyan ve siyasi kulisleri hareketlendiren başvuru, CHP'li bir delegenin bireysel girişimiyle başladı. Delege, 21 Eylül'de yapılacak olan 22. Olağanüstü Kurultay kararının usulsüz olduğu iddiasıyla ilk olarak Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na başvurdu. Talebin ilçe seçim kurulu tarafından reddedilmesi üzerine konu, bir üst merci olan Ankara İl Seçim Kurulu'na taşındı. Ancak Ankara İl Seçim Kurulu da, ilçe seçim kurulunun verdiği kararın "kesin" nitelikte olduğunu belirterek, "karar verilmesine yer olmadığına" hükmetti. Hukuki yolların tükendiği düşünülen bu aşamada, delege son bir kozunu oynayarak, alt kurulların kararlarına karşı "tam kanunsuzluk" iddiasıyla doğrudan YSK'nın kapısını çaldı. Hukukta, kesinleşmiş kararlara karşı ancak kararın açıkça hukuka aykırı ve yok hükmünde olması durumunda başvurulabilen bu olağanüstü yol, YSK tarafından saat 15:30'da başlayan toplantıda ele alındı. YSK üyeleri, başvuruyu ve dosyadaki delilleri inceledikten sonra, ortada bir "tam kanunsuzluk" hali bulunmadığına kanaat getirerek itirazı reddetti. Bu karar, kurultayın meşruiyetine yönelik son hukuki şüpheyi de ortadan kaldırmış oldu.

Özel'in kurmayları rahat nefes aldı: Tek aday, tek liste

YSK'dan gelen haber, CHP Genel Merkezi'nde büyük bir memnuniyetle karşılandı. Zira bu karar, Genel Başkan Özgür Özel'in liderliğini pekiştireceği ve parti yönetimini yeniden şekillendireceği kurultay stratejisinin sorunsuz bir şekilde işlemesini sağladı. Edinilen bilgilere göre, Pazar günkü kurultayda Özgür Özel, delegelerin karşısına tek genel başkan adayı olarak çıkacak. Bu durum, parti içinde Özel'e karşı alternatif bir lider adayının çıkmamasını ve mevcut yönetimin parti tabanında güçlü bir desteğe sahip olduğunu göstermeyi amaçlayan bir güç gösterisi olarak yorumlanıyor. Kulislerde konuşulan bir diğer önemli strateji ise, kurultayda Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gibi kilit yönetim organlarında köklü bir değişikliğe gidilmeyeceği yönünde. Özel'in, mevcut kadrolarla yola devam ederek parti içinde bir istikrar mesajı vermeyi hedeflediği belirtiliyor. Seçimlerin ise, delegelerin adayları tek tek oyladığı "çarşaf liste" yöntemi yerine, yönetimin hazırladığı listenin bir bütün olarak oylandığı "blok liste" yöntemiyle yapılması önerilecek. Bu yöntem, genel başkanın kendi çalışma ekibini fire vermeden seçtirmesini kolaylaştıran bir taktik olarak biliniyor.

Kılıçdaroğlu cephesinde sessiz protesto kararı

Özgür Özel ve ekibi kurultay hazırlıklarını tamamlarken, partinin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen parti içi muhalefet kanadının nasıl bir tavır alacağı merak konusuydu. YSK kararının ardından bu cepheden gelen haber, kurultayı "protesto" edecekleri yönünde oldu. Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin, kurultay salonuna gelmeme ve oylamalara katılmama kararı aldığı öğrenildi. Bu boykot kararı, mevcut yönetimin ve kurultay sürecinin meşruiyetini tanımadıklarına yönelik sembolik bir protesto niteliği taşıyor. Ancak bu grubun aldığı bir diğer stratejik karar daha dikkat çekici: Muhalif kanat, Özgür Özel'e karşı alternatif bir genel başkan adayı çıkarmayacak ve PM için de ayrı bir liste oluşturmayacak. Bu durum, muhaliflerin kurultayda delege çoğunluğunu sağlayamadıklarını ve mevcut konjonktürde bir güç yarışına girmeyi anlamsız bulduklarını gösteriyor. Salona gelmeyerek, olası bir hezimetin siyasi sorumluluğundan kaçınmayı ve parti içi mücadeleyi ileri bir tarihe ertelemeyi tercih ettikleri yorumları yapılıyor.

Tartışmaların kökeni: 38. kurultay'ın gölgesi sürüyor

CHP'yi olağanüstü kurultaya taşıyan ve parti içindeki fay hatlarını derinleştiren tartışmaların kökeni, aslında 4-5 Kasım 2023'te gerçekleştirilen ve oldukça çekişmeli geçen 38. Olağan Kurultay'a dayanıyor. Özgür Özel'in, Kemal Kılıçdaroğlu'nu mağlup ederek genel başkanlık koltuğuna oturduğu o kurultaya ilişkin "usulsüzlük" iddiaları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir ceza soruşturmasıyla hala devam ediyor. Ayrıca, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş gibi bazı isimler ve delegeler, o kurultayın tamamen iptal edilmesi talebiyle ayrı ayrı davalar açmıştı. Bu hukuk davaları, 14 Şubat'ta Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki bir dosyada birleştirilmişti. Mahkeme, devam eden ceza davasındaki bazı kararların sonucunu beklemeye karar vererek süreci uzatmıştı. En son 15 Eylül'de görülen duruşmada da kesin bir karar çıkmamıştı. Dolayısıyla, Pazar günü yapılacak 22. Olağanüstü Kurultay'ın önündeki hukuki engeller kalkmış olsa da, Özgür Özel'in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay'ın üzerindeki hukuki gölge henüz tam olarak dağılmış değil. Bu durum, parti içindeki hukuki ve siyasi tartışmaların önümüzdeki dönemde de devam edebileceğine işaret ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ