Özgür ve bağımsız bir basın, hükümetleri sorumlu tutar, yetki suistimallerini ve yolsuzluğu ifşa eder ve halkın doğru bilgilendirilmesini sağlar. Çok sayıda ülkede gazeteciler, haberleri nedeniyle şiddete maruz kalıyor veya hapis cezasına çarptırılıyor.
Sevgili okuyucular,
Geçtiğimiz 3 Nisan “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” idi. Ne yazık ki, böyle bir günde basın şehitleri anıldı ne de ses getiren bir etkinlik duymadık!.
Halbuki böyle bir günde basın nedir, görevi nedir, basın özgürlüğünün önemi nedir, gazeteciler neden öldürülüyor gibi halkı aydınlatacak bir takım etkinlikler hatta gazetelerde, televizyonlarda da yayınlar yapılabilirdi.
Bir ülkede halkın gözü, kulağı ve sesi olarak tarif edilen basın-medya özgürlük olmadan o ülkede ne demokrasi olur, ne yolsuzlar biter. Bu saydıklarımız demokrasinin ve insan haklarının temel taşlarıdır.
Son yıllarda bir takım basın-medya organları zengin işadamlarının elinde silah, bazı siyasi iktidarların da borazanı oldu. Buralarda yer alan gazeteci kılıklı yalakalar da kötülükleri, yanlışlıkları görmezden gelip sadece iyi olanları halka duyurmaya çalışırlar.
Halkın gerçek sesi, gözü, kulağı dediğimiz basın-medya organları ve çalışanları tarafsız olmalıdır. Güzel yapılanlar ile kötü, yanlış yapılanları ortaya çıkarıp halkı bilgilendirirler. İşte bu yüzden bir takım gazeteci arkadaşlarımız dövülmüş hatta öldürülmüşlerdir.
Konumuzu burada bitirirken bana iletilen “B.k atmaktan başka işe yaramayan gazeteciler…” başlıklı bir fıkra ile yazımı bitiriyorum.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi meslkele ilgisi hatta bilgisi olmayan bir takım sözde gazeteciler patronlarının veya siyasilerin istekleri doğrultusunda görevlerini yerine getiremeyince hemen işlerine son verilir. İşte böyle bir durumda işten atılan iki gen kendilerini yurtdışına. Sonra da iş aramak için kapıları çalmaya başlamışlar.