Sevgili okuyucular,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Sosyal Hukuk Devleti’dir. Bu ifade Anayasa'mızda yer almaktadır. Ne yazık ki, Anayasa’da yer alan bu madde gerçek bir şekilde Türk halkına yansıtılmamaktadır.
Felsefe ustası filozof Platon ideal bir devlette iyi yöneticilerin ve bilge insanların yer alması gerektiğini savunmaktadır. Ama bugün ülkemizin içinde bulunduğu duruma baktığımızda liyakatsız yöneticiler nedeniyle halk ikiye bölünmüş durumda. Halkın bir bölümü iktidar yandaşı olarak rahat bir hayat yaşarken, diğer bölümü de muhalif oldukları için işsizlikle, gelir adaletsizliği ile sefalet içinde yaşamaktadır.
Ülke yönetimine gelen siyasiler, halkı benden olanlar ve benden olmayanlar diye ikiye ayırmaktalar. Halbuki ülke yönetimine gelenler tüm halkı temsil ettiklerinden böyle bir fikre sahip olmamalıdırlar.
Bugün ülkemizin içinde bulunduğu duruma baktığımızda durum hiç de iç açıcı değil. Siyasi iktidar yandaşları kaymakla, balla beslenirlerken muhalif olanlar yarı aç yarı tok bir yaşam içindeler. Bu nedenle halk, “Biz bu devletin, ülkenin insanları değil miyiz” diye isyan ediyor.
Aynı ayrımcılık Türk medyasında da yaşanıyor. İktidar yanlısı medya organları bol bol reklam ve ilanla desteklenirlerken, muhalif olanlar zar zor yaşamlarını devam ettirebilmekte veya yayınlarını sonlandırmaktalar. Bu nedenle muhalif medyada çalışan binlerce gazeteci işsiz kalırken iktidar yandaş medyada çalışanlar ise daha önce de ifade ettiğim gibi lüks yalılarda, köşklerde yaşamaktalar. Böylece Anayasa’da yer alan sosyal hukuk devleti ibaresi bir kenara itilmiş durumda kalmakta.
***
İGC'DE YENİ DÖNEM
Misket Dikmen yönetimindeki İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Genel Kurul Toplantısı yapıldı ve bu defa başkanlığa genç ve başarılı gazeteci Dilek Gappi seçildi. Dilek Gappi, yönetime aldığı çalışma arkadaşlarıyla başarılı hizmet sunacaklarını söyledi. Yeni yönetime başarılar diliyorum.
***
KİMLER NE DEMİŞ BİR BAKALIM
Sosyal medyada, gazetelerde, radyolarda hatta televizyonlarda yer alan bazı ilginç mesajlar-sözler dikkatimi çekti. Bunlardan bazılarını bir kenara not etmiştim. Bu yazıyı yazarken aklıma geldi ve ekleme yapmak istedim. İşte onlardan bazıları;
- Bazı AKP’liler parlamenter düzene UCUBE demişler. Demek ki bunlar Padişah, kral ve diktatör eteklerini, ayaklarını öpenlere özenmişler.
-Profesör etiketli biri de okumuşların tehlikeli olduğunu ifade edip, halkın cahil kalmasını savunmuş. Demek ki bu zat Atatürk’ün ifade ettiği gibi okumuş ama cahil kalanlardanmış.
-Sözde din adamı Salih Memişoğlu uzaylılarla konuştuğunu ifade ile “Uzaylılar gelip bana Kabe'nin adresini sordular ve selam verdiler” şeklinde açıklama yapmış.
-İslamiyet ne diyor; Okuyun, öğrenin toplumların kalkınması, yükselmesi için ilime önem verin” diyor.
- Peygamberimiz ne diyor; İlim Çin’de de yani çok uzaklarda da olsa da gidin öğrenin.”
***
Sevgili okuyucular,
Biliyorsunuz Osmanlı zamanında olduğu gibi günümüzde de Türk düşmanlığı hortladı. Halbuki Türkler örf ve adetleriyle, medeniyetiyle, insan sevgisi ve saygısı ile tüm dünyada takdir toplamış bir ırktır-millettir. Osmanlı zamanında Türk milletine karşı beslenen düşmanlık Atatürk’ü de çok üzmüştür. Üzüntülü bir gününde Anadolu’yu gezerken yanında bulunan A. Hamdi Başer’e Atatürk bu üzüntüsünü şöyle anlatır: “Türkleri bütün dünyaya geri bir millet olarak tanıtan anlayış bizimde içimize girmiştir. Evvela millete, tarihini, asil bir millete mensup olduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu öğretmeliyiz...”
Yazımı Hz. Ali’nin şu güzel ve manalı sözü ile son veriyorum; “Öyle bir devir gelecek ki; mal cimrilerin, silah korkakların, kalem cahillerin elinde olacak.”
***
SEVDİĞİM SÖZCÜK: Aç insan kolay kandırılır. K.Manfield