Uzun yıllardır kentin göbeğini adeta esir alan Buca Cezaevi kaldırıldı ancak Bucalılar bu kez başka bir beton yığınına tutsak edilmek isteniyor. Yıllardır süregelen çarpık yapılaşmayla birlikte Levantenlerin ‘Paradise’ yani cennet olarak tanımladığı Buca artık sadece beton cenneti haline geldi.

Genel olarak İzmir’de yaşanan yeşil alan sıkıntısı Buca’yı çeperlerinden merkeze doğru sarmalarken cezaevinin yıkılmasıyla nefes alınabilecek bir mecraya kavuşacaklarını zanneden Bucalılar maalesef bir kez daha hüsrana uğradı. Böylesine değerli bir araziyi kendisine oy vermeyen Bucalıların hizmetine adamaktansa sermayeye kazandırmayı tercih eden hükümet, davalarla ve tepkilerle karşılaşsa da henüz geri adım atmış değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi  konunun yargı kısmında mücadelesini sürdürürken ilçede gösterilen tepkilerin merkezinde ise CHP’li Belediye Başkanı Erhan Kılıç’tan ziyade hükümete yakın olan hatta bir fiil içinde olan kesim var...

   Bu anlamda siyaseti bir kenara iterek işin Bucalılık paydasında buluşan AK Partili eski Belediye Başkanı Cemil Şeboy ve MHP İlçe Başkanı Bahadır Altınkeser hiç bir çekinceye girmeden net bir tavır ortaya koyarak hükümetin bu planlardan vazgeçmesi gerektiğini belirtiyorlar. Geçtiğimiz günlerde değerli dostum gazeteci Mustafa Çetin tüm taraflara mikrofon uzatarak Buca Cezaevi alanı için “Ne diyorsun Buca?” diye bir etkinlik düzenledi... 

    Burada görüşlerini paylaşan Cemil Şeboy, gerek AK Partili olmaktan, gerekse belediye başkanı olmaktan, hatta bir mimar olmaktan ziyade Bucalı olarak hükümetin planlarını yanlış bulduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “80 bin metrekarelik bu alanda 5 bin metrekareye kadar konut yapılabilir ama zaten yol açıldı, pazar yeri planı yapıldı, dolayısıyla geriye 40-50 bin metrekare bir alan kalacak. Buraya da parklar otopark ve yeşil alan yapılması lazım. Ama burada 70 bin metrekare inşaat alanı yapılmak istenirse ben ona karşıyım, AK Partili bile olsam bir tane doğru vardır on tane doğru olmaz.”

   Başından beri alanın Bucalıların nefes alabileceği bir yer olarak projelendirilmesini savunan MHP İlçe Başkanı Bahadır Altınkeser de tüm siyasi kimliğini bir kenara bırakarak “Çocuklarımız için bu alanı korumalıyız” diyor ve ekliyor: "Biz iktidar partisi değiliz MHP olarak AK Partiyle seçim ittifakımız var ama bu proje yeşil alan dışında ne çıkarsa çıksın şerhimizi koyacağız. Ben MHP İlçe Başkanı olarak değil Buca’nın evladı Bahadır Altınkeser olarak söylüyorum bizim yeşil alana ihtiyacımız var bu sözümüzden de geri dönmeyeceğiz.

   Peki bu kadar tepkiye rağmen hükümetin İzmirdeki vekilleri ne diyor? söyledikleri şu: “ Biz bu projeyle Buca’ya 20 bin metrekare yeşil alan kazandırıyoruz CHP’li belediyeler bunun yanından bile geçemez, çıksınlar açıklasınlar bugüne kadar Buca’ya ne kadar yeşil alan kazandırmışlar?” Doğru mu? Kesinlikle doğru bir söylem ama siyaset dediğimiz de işte tam budur. Yani “Ben kötü bir şey yapıyorum ama öbürleri benden daha kötüsünü yapıyor” diyerek çirkini güzel göstermektir. Peki bu durumda sözlerin ne kadar önemi var? Bu projeyi savunan sayın İzmir Milletvekilleri gün gelecek emekli olacak belki de Buca’ya yerleşecek yada torunları Buca’da oturacak. O gün geldiğinde dedesinin elinden tutup parka gitmek isteyen torununa da aynı cevapları mı verecekler? İşte ben bunu merak ediyorum.