“3. Dünya Savaşı çıkarttırmak istiyorlar.”
Bundan 17 gün önce Rusya devlet Başkan'ı Putin'in katıldığı bir toplantıda sarf ettiği bu cümle uluslararası ilişkileri farklı boyutlarda etkileyecek gibi görünüyor.
Nitekim Şhangay beşlisi ile birlikte hareket eden Hindistan, Çin'li yöneticiler, Suriye Devlet
Başkan'ı Esad'la görüşerek desteklerini bildirip Rusya ve İran'ın yanında yer aldılar.
Akabinde ABD ve Rusya Dış İşleri Bakanları bir araya geldiler. Yapılan açıklamada “özelikle
Suriye konusunda” sorunlarla ilgili bir kaç ufak detaylar dışında anlaşmaya varıldığını, Kasım ayında Suriye'nin geleceğini belirleyecek toplantıya kadar onların da çözümleneceğini belirttiler.
Aslında bugün dünyanın çeşitli yerlerindeki olayları iyi anlayabilmek için iki olayı iyi analiz
etmek gerekir.
Birincisi 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra dağılan Sovyetler Birliği'nin gücünü
Rusya'nın bünyesinde toplamak isteyen Putin'in izlediği politikalar.
İkincisi ise 70'li yıllarda ABD Ulusal Güvenlik danışmanı Breznski ve ekibinin 2040'ları hedefleyen
ve gelişen olaylara paralel olarak her yıl revize edilen raporu.
Raporda enerji ve su kaynakları, uranyum, toryum, volfrom gibi stratejik madenlerin bulunduğu
bölgeler, 2040 yılına kadar ABD'nin bunlara olan gereksinimi. Bu bölgeler ise şöyle sıralanıyor.
Kuzey Kutbu, Güney Pasifik, Orta Doğu, Kafkaslar ve Afrika.
Raporun benimsendiği tarihten bu yana Amerika'nın bu bölgelerde izlediği politikalar
“Vietnam'dan çekilme, Afganistan'da Rusya ya karşı Taliban'ın desteklenmesi El kaide'nin
oluşması, Pasifik'te Japonya, Avusturalya ve Güney Kore ile siyasal ve ekonomik birliktelik,
Kafkaslar'da Saros aracılığı ile başta Gürcistan olmak üzere bölgede etkin olma
girişimleri, Orta Doğu'da Irak savaşları, İsrail-Kürdistan-Ermenistan hattını oluşturma
çabaları, Arap Bahar'ı adı verilerek Libya'dan Mısır'a kadar rejim değişikliklerin oluşturulması, Suriye'de Kürdistan oluşturulmasına katkı koyacak bir yapının oluşturulması ve tabi bölgedeki toryum madenleri” bunun somut göstergeleridir.
Buna karşılık Rusya sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynaklarını eski gücünü elde edebilmek
için uluslararası arenada ekonomik ve siyasal bir güç arayışın girdi. Shangay beşlisinin kurulması, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi dev ekonomilerin bu konsept içinde yer almaları, Çin'le
yaptığı dev ekonomik anlaşmalar, Güney Çin Denizi'nde, Amerika'ya karşı Çin'in yanında yer
alması, Hindistan'la yazılım ve bilgisayar ortaklığı, Brezilya ile nano teknoloji yatırımlarını sayabiliriz. Suriye olayında Esad'ı destekleyerek bölgede tek bir gücün egemen olmasının
önüne geçti. En önemlisi asırlardır “sıcak denizlere” inme arzusunu Tarsus ve Lazkiye'de
kurduğu deniz ve hava üsleriyle gerçekleştirmiş oldu.
“BÜYÜK RESİM” budur. Putin bu resmi işaret etmiştir.
Suriye olayını birde bu açıdan değerlendirin. Bu “PUZZLE” içinde Türkiye'nin yerini ve etkinliğini
siz bulun.