Yazım dünyasının "Gökkuşağı" gibiydi. Işığın ve aydınlanmanın harmonik gibi; umudu, şansı, neşeyi ve mutluluğu çevresine dağıtmaya uğraşır, başarılı olunca da çocuklar gibi sevinirdi.

Yazım dünyasının "Gökkuşağı" gibiydi. Işığın ve aydınlanmanın harmonik gibi; umudu, şansı, neşeyi ve mutluluğu çevresine dağıtmaya uğraşır, başarılı olunca da çocuklar gibi sevinirdi.

Çünkü ruhunda bitmeyen çocukluk ve çocukların duyduğu özlemler vardı. Bu duygularını ne kadar çok yaygınlaştırırsa, o kadar artardı. Bu duygularını ne kadar çok yaygınlaştırırsa, sevinci, kıvancı o kadar artardı.

Çocukları çok sevmesi, onları yarının umudu olarak görmesi ve eserlerini hep onlar üzerine kurması bu nedenleydi.

Çocuklara bilginin "özünü” aşılamaya çalışır, yazmanın, üretmenin, sevmenin, mücadelenin yaşamın gerçek unsurları olduğunu anlatırdı.

"Karınca dostlar, Yürekli kaplumbağa, kavanozda iki balık, Leylekler gelirken, Beş kardeşler, Yaz Biterken, Çoban köpeği” adını verdiği kitaplarında bunlara hep yer verdi.

***

Fıkralarla bezenmiş 80 yıllık ömründe, en büyük sıkıntılara bile gülümseyerek ve çevresini gülümseterek bakan/baktıran İsmail Sivri, renk ışıklarını dönemler halinde yansıttı.

Ulu Önder Atatürk’ün çocukları sevmesi üzerine kitaplarını yazdı. Herkesin Atatürk'ün ilkelerinin savunucusu olmasını öğütledi. Ülkenin parlak geleceğinin Atatürk devrimlerinde ve sözlerinde olduğunu hatırlatırdı.

Ve yine bir dönem, Nasreddin Hoca'yı sevdirdi çocuklara. Çünkü Nasreddin Hoca'nın kişiliğinin ayrı bir yeri vardı, o bilge dünyasında. Hani, kendi deyimiyle, milli kültürümüze mal olmuş Nasreddin Hoca'nın "Çağdaş ruhu” olarak benzetme yapardı.

Hazır cevap, mizah anlayışı yüksek olması bu kitapların çok okunur olmasını sağladı. İsmail Sivri, Nasreddin Hoca kitaplarıyla daha da ismini yükseltti.

***

Düzgün Gazeteci, örnek baba, iyi eş, "herkesin fikrine başvurduğu hoca, ağabey, başkan” olarak tamamladı şerefli yaşamını.

17 yıl önce aramızdan ayrıldı, yeri hiç dolmadı, hep özleniyor ve özlenecek. Her türlü ahlaki değerlerin tek tek kaybolduğu günümüzde İsmail Sivri’nin varlığı olmasa da, fikirlerini, insana dokunuşunu, doğaya sevgisini, Atatürk'e bağlılığını sürdürebilirsek en büyük tesellimiz olacaktır.

Işıklar içinde uyu bilge insan, Sevgili Hocamız, değerli ağabeyimiz.