Herkese günaydın, güzel günler, haftalar, aylar, yıllar dilerim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimin ardından çoğunlukla yaptığı benzer konuşmalardan birisini yapıp, “Herkesin Cumhurbaşkanıyım, sorunları çözeceğim” dedi.
En azından bundan sonra toplumsal kutuplaşmanın azalacağını varsayarak güne başlamak, olumlu düşünmek adına güzel. Toplumun yarısının bu sözlere ne kadar inanacağı ise şimdilik bilinmiyor.
Önümüzde yeni bir dönem başlayacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile partisinin ülke yönetiminde nasıl bir tavır izleyeceğini göreceğiz. Seçimi kazandıktan sonra Kısıklı’da toplananlara “Duyanlara Duymayanlara” şarkısını seslendiren Erdoğan, günlerdir kendisini duyurmaya çalışan toplumun yüzde 50’yi çok yakın bölümünü nasıl duyacak ve nasıl karşılık verecek bunu izleyeceğiz.
Çünkü, Türkiye yeni döneme hem içeride hem de uluslararası alanda önemli sorunlarını çözmek zorunluluğu var. Ekonomiden anlayan muhalif bir milletvekili ile seçim önceyi yaptığım sohbette, “Kim kazanırsa kazanmış ülkede işler çok çor” açıklaması kulaklarımda çınlıyor.
Fiyat artışları, ağır enflasyon şartları, dar gelirlilerin aldıkları ücretler ile kendisinden çok hızlı ve önde koşan fiyatlara yetişememesi ülke yönetimini sıkıştıracak durumda.
Dün itibari ile “Kazanan haklıdır” diyerek önümüzdeki günlerdeki gelişmeleri birlikte izleyeceğiz. Yeni hükümetin kurulmasıyla hukuk, ekonomi, sağlık, eğitim alanındaki gelişmeler öne çıkacak. Örneğin şehir hastanesi yapıp, insanların devletten kaçan nitelikli kadroların ardından yeterli sağlık hizmeti alamaması, randevu alamaması belki bundan sonra iktidarın daha çok umurunda olabilir.
İktidar bilir, iyisini yapar diyenleri duyar gibiyim. Ama bunların yolunda gitmediğini de düşünen ülkenin bir diğer yarısı da unutulmamalı.
Muhalefet ne yapacak
CHP’nin bundan sonra ne yapacağını ise herkes çok merak ediyor. Kaybedilen seçimle birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyaseti noktalama olasılığı ilk açıklamasıyla olmayacağı yönünde. Kılıçdaroğlu’ndan siyaseti bırakmasını bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. CHP liderinin seçimlerde gösterdiği üstün performans ve çaba partililerin ve üye olmayanların çok büyük desteğini gördü. “Piro biz senden razıyız” diyen partinin fanatik kısmının yanı sıra, saatlerce ayakta canlı yayına katılan ve sabrı ve vakur tavırları ile destek gören Kemal Dede’nin karar vermesi gerekiyor. Bu kararın ardından anc ak tavrı CHP’de rota çizmek mümkün olabilir.
Önemli soru ise şöyle: Kılıçdaroğlu giderse CHP’ye huzur gelir mi?
Önseçim yapmayan, halkın onay verebileceği kişileri değil de kanka ilişkilerinin yarattığı adayların yolunu açan CHP sizce bundan sonra ne yapar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedefini yerel seçim olarak ortaya koydu. Dolayısıyla, CHP’nin önümüzdeki yerel seçim toparlanması veya iyice dağılması gibi iki seçenek ortaya çıkabilir.
Parti yerel örgütlerini hiçe sayarak belediye başkanlarına parti yönetimlerini adeta bağlayan bir CHP’nin önümüzdeki sürecinin zor olduğunu da söylemeliyim.
CHP’de yeni döneme hakim olmak isteyen bir grubun varlığını duyar gibiyim. Bunlar Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kağan Salıcı, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu.. Bu isimlerden 10 Aralıkçı Salıcı’nun hazırladığı milletvekili listeleri adeta elinde patladı. Patlayıcı sadece Salıcı’yı değil, CHP’de önyargısız siyaset yapanları da yaktı. Çok sevdiği Yüksel’i milletvekili yaptı ama inanılmaz sayıda İzmirli seçmeni irite etti.
Bu nedenlere yazdığım bu küçücük notları “Duyanların duymayanlarla tartışmasını” isterim. Eğer tartışılmaz ise bu cenahtaki kitlenin yeni arayışlara girmesini önlemek zordur.