Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan dalgalanmalar, şirketlerin bilançolarını derinden sarsmaya devam ediyor. Artan maliyetler, yüksek faiz oranları ve iç pazardaki daralma, birçok firmayı iflasın eşiğine getirirken, konkordato ilanlarındaki tırmanış, tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve ekonomist Ömer Fethi Gürer, son günlerde kamuoyuna yansıyan büyük firmaların konkordato ilanları üzerine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ciddi bir ekonomik darboğazdan geçtiğini vurguladı.

Seferihisar’da emekliler sokağa çıkıyor!
Seferihisar’da emekliler sokağa çıkıyor!
İçeriği Görüntüle

Ömer Fethi Gürer, ekonomik koşulların ağırlaşmasıyla birlikte, özellikle KOBİ'lerin ödeme güçlüğü yaşadığını ve ayakta kalma mücadelesi verdiğini belirtti. Konkordato rakamlarındaki endişe verici artışa dikkat çeken Gürer, şu verileri paylaştı: "2021 yılında 1.914 firma konkordato ilan etmişken, 2022’de bu sayı 1.587’ye, 2023’te ise 1.516’ya düşerek bir iyileşme sinyali vermişti. Ancak, 2024 yılına geldiğimizde, bu tablonun tam tersine döndüğünü ve konkordato ilan eden firma sayısının 3 bin 497’ye fırladığını gördük. Bu olumsuz gidişat, 2025 yılında da hız kesmeden devam ediyor. Yılın sadece ilk beş ayında, tam 2 bin 235 firma konkordato ilan etti."

Bu firmaların hukuki durumlarına ilişkin detayları da paylaşan Gürer, "2 bin 235 firmadan 967'sinin geçici mühlet, 690'ının ise kesin mühlet kararı aldığını görüyoruz. Bunun yanı sıra, 462 firma için konkordato talebinin reddedildiği, 77 firmanın doğrudan iflas ettiği ve sadece 39 firma için tasdik kararı verildiği anlaşılıyor" dedi. Bu rakamlar, yüzlerce şirketin iflas riskiyle karşı karşıya olduğunu ve ekonomik çarkların dönmekte zorlandığını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Gürer, "Konkordato süreci, ticari durumu sarsılan borçluların, alacaklılarıyla bir ödeme planında anlaşmaya çalıştığı bir can simididir. Ancak bu durum, aynı zamanda piyasadaki derin güvensizliği de gösteriyor. Hiç ödeme alamamaktansa bu tür anlaşmalarla en azından parasının bir kısmını kurtarmaya çalışan şirketler var. Mahkeme kararıyla onaylanan bu anlaşmalar sayesinde, zor duruma düşen şirketler süreci kurtarma çabası içindeler. AKP dönemlerinde oluşan ekonomik kriz, her kesimi olumsuz etkiliyor ve şirketler de bu olumsuz gidişattan payına düşen sıkıntıyı yaşıyor. Piyasada işler durgun, şirketler konkordatoluk durumda” diyerek, durumun vahametine dikkat çekti.

Ekonominin bel kemiği KOBİ'ler borç sarmalında

Ömer Fethi Gürer, açıklamasında özellikle Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilen Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) içinde bulunduğu borç sarmalına vurgu yaptı. KOBİ'lerin bankalara olan borçlarındaki yükselişin, ekonomideki en büyük risklerden biri olduğunu belirten Gürer, çarpıcı rakamlar paylaştı: "2024 yılı boyunca KOBİ’lerin borçları sürekli bir artış eğilimindeydi. 2025 yılına geldiğimizde ise bu borç miktarı daha da yükselerek, tam 5 trilyon 33 milyar 7 milyon liraya ulaştı. Sadece son bir ayda, KOBİ borçlarının 201 milyar 499 milyon lira artması, durumun ne kadar hızlı kötüleştiğini gösteriyor. Bu, yaklaşık yüzde 4’lük bir artış demek."

KOBİ'lerin sadece borç miktarının değil, borçlu sayısının da rekor kırdığını belirten Gürer, "2025’in son bir ayında borçlu KOBİ sayısı 321 bin 653 kişi artarak toplamda 4 milyon 969 bin 480’e yükseldi. Bu artış, sadece yeni borçlanan KOBİ'lerin olduğunu değil, aynı zamanda mevcut borçlu firmaların da krediye olan bağımlılığının arttığını gösteriyor. Şirketler, ayakta kalabilmek için sürekli olarak yeni kredilere başvurmak zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı. Bu durum, KOBİ'lerin sürdürülemez bir borç döngüsünün içine girdiğini ortaya koyuyor.

Takipteki alacaklar rekor kırıyor: ödenemeyen borçlar tehlike sinyali

KOBİ'lerin artan borç yükü, aynı zamanda ödenemeyen krediler sorununu da beraberinde getiriyor. Gürer, takipteki borç miktarındaki artışın, tehlikenin en önemli göstergelerinden biri olduğunu belirtti. "2025’in son bir ayında takipteki borç miktarı 10 milyar 114 milyon lira artarak 115 milyar 931 milyon liraya çıktı. Bu rakamlar, KOBİ’lerin artık borçlarını ödemekte ciddi güçlükler yaşadığının en somut kanıtıdır. Son bir ayda 7 bin 175 KOBİ daha takibe düştü ve toplam sayı 288 bin 529'a ulaştı. Bu tablo, ekonomik belirsizliklerin, yüksek faiz oranlarının ve düşen talebin KOBİ’ler üzerindeki yıkıcı etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi. Bu durum, bankacılık sektörü için de önemli bir risk oluşturuyor ve potansiyel bir kredi krizinin habercisi olarak yorumlanıyor.

İktidarın ekonomi politikalarına sert eleştiri: 'Sorun çok yönlü'

Ömer Fethi Gürer, yaşanan bu olumsuz tablonun, iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının bir sonucu olduğunu savundu. "Konkordato ilanları ve borçlardaki artış, iktidarın ekonomik politikalarının yetersizliğini ve başarısızlığını gözler önüne seriyor" diyen Gürer, KOBİ'lerin bu durumdan kurtulabilmesi için acil ve köklü tedbirler alınması gerektiğini ifade etti.

Gürer, sözlerini şöyle tamamladı: "KOBİ’ler, ülke ekonomisinin bel kemiğidir. Onların yaşadığı sorunlar, zincirleme olarak tüm ekonomiye, istihdama ve toplumsal refaha yansıyacaktır. Bir şirketin konkordato ilan etmesi, sadece o şirketi değil, aynı zamanda tedarikçilerini, çalışanlarını ve alacaklılarını da etkileyen çok yönlü sorunlu bir sürecin varlığını gösterir. Bu nedenle, hükümetin KOBİ'leri destekleyecek, onların finansmana erişimini kolaylaştıracak ve maliyet yüklerini azaltacak gerçekçi ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi şarttır. Aksi takdirde, bu konkordato dalgası, daha büyük bir ekonomik krize dönüşebilir."

Kaynak: HABER MERKEZİ