Türkiye’de yine çok acayip şeyler oluyor. Bugünlerde fenomenleri bıraktık, daha bir dikkat çekici olsun diye ‘Fatih Terim Fonu’ diye adlandırdığımız dolandırıcılık olayıyla yatıp kalkıyoruz. Futbol camiasının ünlü isimlerinin milyonlarca lira dolandırıldığı olayda yine linç kültürümüz ve dalga geçme seviyemiz tavan yaparken çok şükür yine utandık…

Bankacı Seçil Erzan’ın önce güvenlerini kazandığı Fatih Terim ve Arda Turan’ı kandırması, ardından daha fazla ismi zincire katarak hepsini milyonlarca lira dolandırmasını nedennse pek bir keyifle takip ediyoruz. Yine vicdanları askıya aldık, sanki o parayı kaptıranlar insan değilmiş gibi dalgamızı geçiyoruz. Bu yüksek seviyeli mizahın başında “ulan ne kadar cahiller bu kadar faize inanılır mı?” sözleri var...

İyi de bu adamları kandıran alelade biri değil. Kadın koskoca bankanın şube müdürü. Bu insanlar paralarını tefeciye ya da bahis şirketine vermiyorlar. Tanıdıkları, güvendikleri bir banka müdürünün çalıştığı şubeye giderek bankaya yatırdıklarını zannediyorlar. Kaldı ki cahillikle suçladığımız isimler profesör değil, hakim değil, öğretmen değil… Bunlar futbolcu insanlar ve futbolcuların yüzde 90’ı ancak top oynamaktan, kadınlardan, arabalardan anlarlar. Hatta bir çoğunun para işlerini babaları takip eder çocuklarını kandırmasınlar diye...

Ama bu ülkede söz en çok dinlenen profesörlerden birinin yani Canan Karatay’ın dünya kadar parayı poşetle çöp tenekesine bıraktığına şahit olduk. Ve o kadıncağız hala bilgisiyle, öngörüleriyle para kazanmaya, kitap yazmaya devam ediyor. Bu spesifik olayın dışında Türkiye’de acı bir gerçek daha var. Ülkemizde neredeyse az ya da çok dolandırılmayan kimse kalmadı. Hepimizin başına böyle musibetler gelebiliyor...

Kendi adıma, Arda Turan’ın Seçil Erzan’a attığı mesajları okuduktan sonra gerçekten içim acıdı. Bir yandan cebinde 5 kuruş kalmamış, bir yandan da arkadaşları karşısında düştüğü yalancı durumuyla uyku uyuyamaz bir insan var karşımızda. Kara para değil, hırsızlık parası değil, kendi emekleriyle kazandıkları paraları kaybetmiş bu insanlar. Ama maalesef biz ünlü veya zengin kişilerin mağdur olmasını çok seviyoruz ama kendimize şu soruyu sormadan geçmeyelim: Hırsızın hiç mi suçu yok?