Kış mevsimi sadece havanın soğuması ve günlerin kısalması ile değil, aynı zamanda ruh sağlığı üzerinde yarattığı etkilerle de dikkat çekiyor. Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu (SAD), kış aylarında ortaya çıkan ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ciddi bir sağlık sorunu haline geliyor. Uzmanlar, bu dönemde yaşanan belirtilerin geçici bir keyifsizlik olarak algılanmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Gün ışığı azaldıkça depresyon artıyor
Klinik Psikolog Cansu Kaya, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte gündüz saatlerinin kısalması, havaların soğuması ve doğanın durağanlaşmasının Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nu tetikleyebileceğini ifade etti. Kaya, "Bu geçiş dönemlerinde hissedilen yorgunluk, isteksizlik, karamsarlık gibi belirtiler, geçici bir kış bunalımı değil; dikkate alınması gereken bir uyarı olabilir" dedi.
Kış aylarında yaşanan enerji düşüklüğü, isteksizlik ya da huzursuzluk çoğu zaman 'mevsimsel' diye geçiştirilse de, bu durumun yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebileceğini vurgulayan Kaya, mevsimsel depresyonun sonbaharın sonu veya kış aylarında başladığını ve ilkbaharla birlikte azaldığını söyledi.
Biyolojik saatler bozuluyor
Klinik Psikolog Kaya, mevsimsel depresyonun yalnızca moral bozukluğu ya da geçici bir keyifsizlikten ibaret olmadığını belirtti. "Biyolojik ritmi, duygu durumunu, uyku düzenini ve iştahı etkileyen klinik bir tablo. Gün ışığının kısalmasıyla birlikte vücudun biyolojik saati bozulabiliyor, serotonin düzeyi düşüyor ve melatonin hormonu artış gösteriyor. Bu da kişilerin sabahları uyanmakta zorlanmasına, gün boyu halsizlik yaşamasına ve karbonhidrat ağırlıklı besinlere yönelmesine yol açabiliyor" ifadelerini kullandı.
Kadınlar ve genç yetişkinler risk altında
Klinik Psikolog Cansu Kaya, kış depresyonunun toplumda özellikle genç yetişkinlerde ve kadınlarda daha sık görüldüğünü söyledi. Kaya, "Ailesinde depresyon öyküsü olan kişilerde risk artıyor. Güneş ışığının daha az ulaştığı bölgelerde yaşayanlar bu tabloyu daha yoğun yaşıyor. İçsel enerji düşüşü, sosyal hayattan uzaklaşma isteği ve keyifsiz hissetme durumu iki haftadan uzun sürüyorsa mutlaka profesyonel bir değerlendirme yapılmalıdır" diye konuştu.
Belirtileri göz ardı etmeyin
Belirtilerin günlük hayatı görünür şekilde etkilediği durumlarda uzman desteği alınması gerektiğini vurgulayan Klinik Psikolog Cansu Kaya, belirtileri şu şekilde sıraladı:
-
Sürekli üzgün, karamsar ve isteksiz hissetme
-
Enerji düşüklüğü, gün içinde belirgin halsizlik
-
Sabah uyanmakta zorlanma, aşırı uyku hali
-
Karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklere yönelme, kilo alma eğilimi
-
Konsantrasyon zorluğu, iş ve okul performansında düşüş
-
Sosyal hayattan çekilme, yalnız kalma isteği
Doğal ışıktan faydalanın
Kış depresyonuyla başa çıkmanın mümkün olduğunu belirten Psikolog Cansu Kaya, "Gün içinde doğal ışıktan yararlanmak, özellikle sabah saatlerinde kısa yürüyüşler yapmak biyolojik ritmi düzenlemeye yardımcı oluyor. Düzenli bir uyku ve beslenme rutini oluşturmak, karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklere yönelimin arttığı bu dönemde dengeyi korumak da ruhsal iyilik hali açısından önem taşıyor" dedi.
Sosyal bağları koparmayın
Kış aylarında içe kapanma eğiliminin arttığını söyleyen Psikolog Kaya, sosyal ilişkilerin tamamen kopmamasının, küçük bile olsa sosyal temasların duygusal dengeyi desteklediğini vurguladı. Gerek görülen durumlarda psikoterapinin etkili bir yöntem olduğunu belirten Kaya, "Mevsimsel duygu durum bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Yardım istemek bir güçsüzlük değil, iyileşme yolculuğunun ilk ve en önemli adımıdır" ifadelerini kullandı.
İçsel enerji düşüşü, sosyal hayattan uzaklaşma isteği ve sürekli bir keyifsizlik durumu kişinin günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebileceğini söyleyen Psikolog Cansu Kaya, profesyonel değerlendirmenin geciktirilmemesi gerektiğini belirtti. Kış depresyonunun tedavi edilebilir bir durum olduğunu söyleyen Kaya, erken farkındalığın iyileşme sürecinin en kritik aşaması olduğunu ifade etti.