Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon ve bütçe disiplini gibi zorlu başlıklarla mücadele ederken, Hazine ve Maliye Bakanlığı cephesinden, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede tarihi bir başarı haberi geldi. Vergi Denetim Kurulu (VDK) Başkanlığı'na bağlı vergi müfettişleri, 2025 yılının Ocak-Haziran dönemini kapsayan ilk altı ayında, adeta bir mali operasyon yürüterek, beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen gelirleri tek tek tespit etti.

Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, VDK'nin değişen ve proaktif denetim vizyonu çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar sonucunda, mükellefler tarafından beyan dışı bırakıldığı saptanan matrah farkı, 225,5 milyar liralık rekor bir seviyeye ulaştı. Bu rakam, devletin milyarlarca liralık potansiyel vergi gelirinden mahrum bırakıldığını, ancak etkin bir denetim mekanizmasıyla bu kaybın önüne geçilebildiğini gözler önüne seriyor. Bu tarihi başarı, VDK'nin, daha yılın ilk yarısı tamamlanmadan, şimdiye kadarki en yüksek denetim sonucuna ulaşması anlamına geliyor ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin ne kadar ciddiye alındığının somut bir kanıtı olarak öne çıkıyor.

Denetim ağları ilmek ilmek örüldü: Rakamlar ne anlatıyor?

VDK'nin ulaştığı bu rekor sonucun arkasında, tek bir yönteme değil, farklı denetim araçlarının koordineli bir şekilde kullanıldığı çok yönlü bir strateji yatıyor. 225,5 milyar liralık devasa matrah farkı, farklı denetim faaliyetlerinin birleşiminden oluşuyor.

Bu faaliyetlerin başında, klasik vergi incelemeleri geliyor. VDK tarafından yürütülen vergi incelemeleri sonucunda, 2024 yılının tamamında 159,75 milyar lira matrah farkı bulunmuşken, bu yılın sadece ilk altı ayında ortaya çıkarılan matrah farkı tek başına 134,89 milyar liraya ulaştı. Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında, inceleme yoluyla bulunan matrah farkında yaklaşık %180'lik devasa bir artış yaşanması, denetimlerin hem sayısının hem de etkinliğinin ne denli arttığını gösteriyor. Bu artış, tarhı istenen vergi tutarında %150, önerilen cezalarda ise %112'lik bir yükselişi de beraberinde getirdi.

İzaha davet: Gönüllü uyumda rekor artış

VDK'nin yeni denetim vizyonunun en önemli ayaklarından birini ise "cezalandırıcı" değil, "önleyici ve yol gösterici" bir yaklaşım olan izaha davet müessesesi oluşturuyor. Risk analiz sistemleri tarafından tespit edilen şüpheli işlemler hakkında, mükelleflere tam bir vergi incelemesi başlatılmadan önce açıklama yapma fırsatı tanıyan bu yöntem, 2025 yılında rekor sonuçlar verdi.

2024 yılının tamamında, riskli görülüp izaha davet edilen mükellefler, vergi matrahlarını yaklaşık 17 milyar lira artırmış ve bu yolla hazineye 2,25 milyar liralık bir katkı sağlanmıştı. Bu yıl ise, sadece ilk altı ayda, izaha davet müessesesi sayesinde mükelleflerin beyanlarını düzelterek artırdığı matrah tutarı 42,3 milyar lirayı, bu yolla sağlanan vergi geliri ise 2,7 milyar lirayı aştı. Bu rakamlar, yılın daha yarısında, geçen yılın toplam rakamlarının ikiye katlandığını göstererek, gönüllü uyumu teşvik eden bu proaktif yöntemin ne kadar başarılı olduğunu kanıtlıyor.

IMF'den Türkiye için 'iyimser' revizyon, ama 'risk' uyarısı gölgesinde
IMF'den Türkiye için 'iyimser' revizyon, ama 'risk' uyarısı gölgesinde
İçeriği Görüntüle

Müfettişler sahada: Teftiş ve gözetimle bulunan milyarlar

VDK'nin başarısı, sadece masa başı incelemeler ve davetlerle sınırlı kalmadı. Vergi müfettişleri, aynı zamanda sahaya inerek, vergi daireleri nezdinde yürüttükleri teftiş çalışmalarıyla da önemli sonuçlar elde etti. 2024 yılında bu çalışmalarla hazineye 1,6 milyar lira kazandırılmışken, bu yılın ilk altı ayında teftişler neticesinde bulunan matrah farkı 16,3 milyar lirayı aştı. Bu fark üzerinden tarh ettirilen vergi tutarı da 1,8 milyar liranın üzerine çıkarak, bu alanda da bir rekora imza atıldı.

Bununla birlikte, "gözetim" adı verilen bir başka proaktif denetim faaliyeti de sonuçlarını verdi. Başkanlık, beyanname öncesi döneme ilişkin, uyum düzeyi yüksek olması beklenen mükellef gruplarını hedefleyen "Beyanname gözetim çalışması" yürüttü. Bu çalışma ile ulaşılan 40 bin mükelleften 18 bini, beyanlarını yeniden gözden geçirerek toplamda 32 milyar liralık bir matrah artışına gitti. Bu sonuçlar, VDK'nin artık sadece beyan sonrası değil, beyan öncesi dönemde de mükelleflerle iletişim kurarak vergi kayıp ve kaçağını önlemeye yönelik bir strateji izlediğini gösteriyor.

Bakan Şimşek'ten net mesaj: Kayıt dışılıkla mücadele kararlılıkla sürecek

Elde edilen bu tarihi başarı, ekonomi yönetiminin zirvesinden de takdirle karşılandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, VDK'nin elde ettiği sonuçları değerlendirerek, bunun kayıt dışı ekonomiyle mücadelede ne kadar doğru bir yolda olunduğunun göstergesi olduğunu belirtti.

Bakan Şimşek, VDK'nin proaktif bir denetim politikası benimsediğini vurgulayarak, "Kayıt dışılıkla her alanda ve her türlü yöntemle etkin mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Yoğun denetimlerimizle kayıt dışılığı azaltarak vergide adaleti güçlendiriyor, haksız kazançların önüne geçiyoruz. Kayıt dışıyla mücadele için attığımız adımlar sonuç veriyor, denetim sonuçları da bu alanda elde edilen büyük başarının göstergesi oldu" dedi. Bakan Şimşek, bu zorlu ve detaylı çalışmaları yürüten vergi müfettişlerine de teşekkür ederek, ekibin motivasyonunu ve kararlılığını pekiştirdi. Şimşek'in bu açıklaması, önümüzdeki dönemde de kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin, hükümetin en önemli önceliklerinden biri olmaya devam edeceğinin sinyalini verdi.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin anlamı ve önemi

Peki, 225,5 milyar liralık bu matrah farkının ortaya çıkarılması, ülke ekonomisi ve dürüst mükellefler için ne anlama geliyor? Kayıt dışı ekonomi, en basit tanımıyla, devletin bilgisi dışında kalan, bu nedenle vergilendirilmeyen ve kayıtlara girmeyen her türlü ekonomik faaliyettir. Bu durum, Türkiye ekonomisi için birkaç büyük soruna yol açmaktadır:

  • Vergi Kaybı ve Bütçe Açığı: Kayıt dışı faaliyetler vergilendirilmediği için, devlet, sağlık, eğitim, altyapı gibi kamu hizmetlerini finanse etmek için ihtiyaç duyduğu milyarlarca liralık gelirden mahrum kalır. Bu durum, bütçe açıklarının artmasına ve borçlanma ihtiyacının yükselmesine neden olur.

  • Haksız Rekabet: Vergilerini ve sigorta primlerini düzenli olarak ödeyen dürüst işletmeler, hiçbir yasal yükümlülüğü yerine getirmeyen kayıt dışı rakipleri karşısında dezavantajlı duruma düşer. Bu, piyasadaki rekabet ortamını bozar ve dürüst işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırır.

  • Sosyal Güvenlik Sorunları: Kayıt dışı istihdam, çalışanların emeklilik, sağlık sigortası gibi en temel sosyal güvenlik haklarından mahrum kalmasına yol açar.

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yürüttüğü bu etkin denetimler, sadece bir vergi toplama faaliyeti değil, aynı zamanda, daha adil, daha rekabetçi ve daha şeffaf bir ekonomik düzen kurma yolunda atılmış hayati bir adımdır. Ortaya çıkarılan her bir liralık kayıt dışı gelir, dürüst mükellefin üzerindeki yükü hafifletmekte ve kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak için bir kaynak oluşturmaktadır.

Kaynak: HABER MERKEZİ