9 Eylül Gazetesi'nden Mert Yasin Alpdündar'ın haberine göre; Dünya çapında İyi Pamuk standardını belirleyen ve denetleyen bir girişim olan Better Cotton Initiative (BCI) ve pamuk üretiminde sürdürülebilirlik için çalışan İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (IPUD) 7 Ekim Dünya Pamuk Günü’ne özel etkinlik düzenledi. Aydın'ın Söke ilçesinde pamuk üreticileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelen dernek, iki günlük saha gezisi düzenledi. Gezide Türkiye'de iyi pamuk standardında üretim, çırçırlama, pamuk tedarik zinciri faaliyetleri anlatılırken, sahada uzmanlar tarafından uygulamalar gösterildi. Etkinlikte açıklama yapan İyi Pamuk Uygulamaları Derneği Başkanı Muzaffer Turgut Kayhan, son dönemde iklim değişikliğine bağlı kuraklık ve diğer etkilerle pamukta rekolte kaybıyla karşı karşıya olduklarını söylerken, verim düşüşünün önüne geçecek projeler ürettiklerini dile getirdi. Kayhan, Rejeneratif yani onarıcı tarım ile rekolte kaybının önüne geçtiklerini vurgularken, aynı zamanda yöntemin çevreye de katkı sağladığının altını çizdi.

Reel kesim güveni kasımda arttı Reel kesim güveni kasımda arttı

‘İYİ PAMUK STANDARTLARINDA ÜRETİM ARTMALI’

Etkinlikte konuşan IPUD Başkanı Muzaffer Turgut Kayhan, iklim değişikliği ve kuraklığın pamuk üretimini ciddi şekilde etkilediğini ve rekolte kayıplarına yol açtığını belirtti. Kayhan, Türkiye'nin dünya çapında önemli bir tekstil ihracatçısı olduğunu hatırlatarak, iyi pamuk standartlarında üretimin artırılması gerektiğini söyleyen Kayhan sözlerini şöyle sürdürdü;
“Son 6 7 senedir tüm Ar -Ge çalışmalarımızı fabrika içinde değil tarlada yapıyoruz. Çünkü pamuk dışarıdan rekabeti olan bir ürün. Dünya nüfusu artıyor. Pamuk üretim alanlarında daralma söz konusu. Su krizi içerisindeyiz ve bu nedenle pamukta rekoltesinde düşüş gözlemleniyor. Fakat biz 6-7 senedir gerçekleştirdiğimiz projelerle bu verim düşüşünü önüne geçebilecek adımlar attık. Şu anda bazı kısıtlar var. Çalışmalarımız kendi arazilerimizde gerçekleştiriyoruz. Bunu yayabilmek çok zor çünkü hem eğitim hem de finansal eksikliklerini var. Geçiş dönemlerinde verim düşüklükleri olabiliyor ve bu çiftçiyi olumsuz yönde etkiliyor. Tekstil sektöründe, pamuk üretiminden tüketiciye varana kadar izlenebilirlik çok önemli. Biz Söke’deki tesislerimizde bunu yaptık. IPUD olarak da Tarım Bakanlığı ile işbirliği yaparak hayata geçireceğimiz eşdeğerlik projemizle markalara danışmanlık hizmeti vererek tüm pamuk üreticilerinin bu standartlarda üretim yapması için çalışacağız”

ONARICI TARIM HEM ÇEVREYİ HEM DE TOPRAĞI KORUYOR

Kayhan, rejeneratif yani onarıcı tarımın çiftçiler arasında büyük ilgi gördüğünü belirtti. Bu tarım yöntemiyle Söke Ovası’nda pamuk veriminin ortalama 350-400 kilo seviyelerinde seyrettiğini, ancak onarıcı tarım sayesinde 618 kiloya kadar verim elde ettiklerini ifade etti. Kayhan, bu yöntemin sadece verim artırmakla kalmadığını, aynı zamanda çevreye de katkı sağladığını belirtti. Kayhan, “Bunun için bir örnek yaratmak istiyoruz. Türkiye’nin geleceğini bununla paralel gideceğini düşünüyorum. Eğer dünyada bugün yapılan tarımın yüzde 49’u onarıcı tarıma döndürebilirsek insanların salgılamış olduğu karbondioksiti yok ediyoruz. Türkiye bu dönüşümü yaşamazsa tekstil tarafında tercih edilebilir ülke olmaktan uzaklaşacağız” şeklinde konuştu.

AB’DEN COĞRAFİ İŞARET ALAN TEK PAMUK

Söke Ticaret Borsası Başkanı Nejat Sağel ise, Söke pamuğunun Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret alan ilk pamuk ürünü olduğuna dikkat çekti. “Bu, Söke pamuğu için büyük bir başarı. Ayrıca İzmir ve Aydın Ticaret Borsaları ile birlikte kurduğumuz 18 bin 500 ton kapasiteli lisanslı pamuk deposu, üreticilerimize büyük bir katkı sağlayacak,” dedi. Söke pamuğunun Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan aldığı tescil belgesini kısa süre içinde Avrupa Birliği'nde de tescil ettirdiklerini belirten Sağel, “Bu başarı, Türk pamuğunun dünya çapında tanınması için önemli bir adım,” ifadelerini kullandı.
 

Editör: Mert Alpdündar