Elif Nur KARATAŞ/ İzmir’in Gaziemir ilçesinde bir devlet okulunda, özel gereksinimli çocukların eğitim gördüğü sınıfta 12 yaşındaki otizmli erkek çocuğunun şiddet gördüğü iddiası gündeme bomba gibi düşmüştü. Anne Semra S.’nin şiddeti farketmesi ardından okul idaresiyle yaptığı görüşmelerde tatmin edici bir yanıt alamaması nedeniyle hukuki süreci başlattı. Savcılık, şüphelinin kamu personeli olduğu ve soruşturmaya ilişkin gerekli izin bulunmadığından 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığı' kararını verdi. Bu karara itiraz için Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvurudan da olumsuz cevap gelince, aile iç hukuktaki son başvuru merci olan Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Avukat Leyya Nur Adsoy “Bu karar, delil yetersizliğinden ziyade, idari prosedürlerin eksik uygulanması nedeniyle alındı. Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuzu yaptık. Hukuki mücadelemize devam edeceğiz” dedi. 

‘HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’

Anne Semra S.’nin hukuk mücadelesini yürüten Avukat Leyya Nur Adsoy, şiddet olayına ilişkin hukuki sürecin tıkandığını belirterek "Bu durum, işkence düzeyinde bir şiddeti andırıyor. Ancak savcılık, olayın kamu kurumu çalışanıyla ilgili olduğunu gerekçe göstererek soruşturma izni almak için bağlı oldukları kurumdan soruşturma izni alınmasını istedi. İlgili kurumdan buna yönelik olumlu dönüş olmayınca, 'kovuşturma yapılmasına yer olmadığı' kararı alındı. Fakat biz davamızın takipçisi olarak konuyu Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşıdık. İncelenmeye devam ediyor. Hukuk mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu. 

‘MÜCADELEM TÜM ENGELLİ ÇOCUKLARI İLGİLENDİRİYOR’

Anne Semra S. yaptığı açıklamada, oğlunun yaşadığı şiddetin izlerini fark ettikten sonra okul yönetimiyle iletişime geçmeye çalıştığını ancak tatmin edici bir yanıt alamadığını ifade etti. Anne S., durumun sadece kendi çocuğuyla değil tüm engelli çocukları ilgilendiğini vurgularken “Hepimiz birer engelli adayıyız. Oğlum okula gitmek istemiyor, sürekli ağlıyor. Psikolojik olarak yıprandı. Eğitim sistemindeki bu denetimsizlik başka ailelerin canını yakmamalı” diye vurguladı.

“Kazanılmış Haklarımız İçin Mücadeleyi Büyüteceğiz” “Kazanılmış Haklarımız İçin Mücadeleyi Büyüteceğiz”

‘OKUL YÖNETİMİ SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEDİ’

Anne, okul yönetiminin sorumluluğunu yerine getirmediğini, öğretmenlerin ders sırasında kahve içtiğini ve çocukları ihmal ettiğini iddia etti. En çarpıcı detaylardan biri ise sınıflarda güvenlik kameralarının bulunmamasıydı. “Bunun gibi temel eksiklikler çocuklarımızı daha da savunmasız bırakıyor” diyen Anne S., tüm eğitim kurumlarının sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğini vurguladı.

‘EĞİTİMDE ERİŞİLEBİLİRLİK SAĞLANMADIKÇA, EŞİTLİK HAYAL’

Yıllardır engelli hakları için mücadele eden Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, kapsayıcı eğitime rağmen engelli bireylerin eğitimde hâlâ dışlandığını belirterek “Toplumsal farkındalık eksikliği, otizmli bireylerin eğitim sürecindeki en büyük engellerden biri. Özellikle kaynaştırma eğitimi sırasında çocuklar yalnızlık ve dışlanma gibi deneyimler yaşıyor. Bir okul müdürü, ‘Bu çocuğun yeri burası değil’ diyebiliyor. Bu durum kabul edilemez. Eğitimde eşitliği sağlamak için sistematik bir reform gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

ERİŞEBİLİRLİK OLMAZSA, EŞİT YURTTAŞLIK OLMAZ!

Ayrıca Ahmetoğlu, devletin yasal yükümlülüklerini yerine getirmede yetersiz kaldığını vurguladı. Birleşmiş Milletler Engelli Bireylerin Hakları Sözleşmesi’ne atıfta bulunan Ahmetoğlu, “Erişilebilirlik sağlanmadıkça engelli bireyler eşit yurttaşlık haklarına ulaşamaz. Eğitimde denetim mekanizmaları güçlendirilmeli ve öğretmen yeterliliği sıkı bir şekilde değerlendirilmelidir” dedi.

Kaynak: Elif Nur KARATAŞ