Tiyatro sanatına bilimsel, toplumsal yaklaşımı, kendi kavramlarını bulması, halk düzleminde yaygınlaşması, üretkenliği, yapıtları ile unutulmaz bir sanat-yazın emekçisi Özdemir Nutku, 88 yıllık yaşamını noktaladı İzmir’de! Bizi üzerek, her ölümün erken olduğuna bir kez daha tanıklık ettirerek… Ardında çok sayıda kitap, yazı, oyun, şiir, dosya, anı bırakarak…
Geçen 8 Kasım günü yitirdiğimiz, 10 Kasım günü Atatürk’ü anarken, Beşikçioğlu camiinden uğurladığımız sanata, emeğe, üretime, kitaba, insana değer veren Özdemir Nutku da anılarımızda yer alacak, yapıtlarıyla, yaptıklarıyla anılacak artık...
Ankara’ya geldiğim 1966 yılından 1975 yılına değin bir çok salonda, özellikle Ankara Sanat Sevenler Derneği’nde birçok konuşmasına, söyleşisine katıldım, dinledim onu. Ağzından düşürmediği piposuyla yerleşti belleğime.
Yıllar sonra İzmir’de Vefa İstasyonu’nun konuklarından birinin de Özdemir Nutku olacağını düşünmem olası değildi.
Sanırım 2016 sonunda, kendi adının verildiği Bostanlı’daki evinde görüşmüştük. Eşi Hülya Nutku’nun güzel, sıcak, dost ev sahipliği ile dolu dolu bir zamanı paylaşmıştık Yunus Bekir Yurdakul, Osman Akbaşak ve eşi Necla Akbaşak’la, eşim Sevgi’yle…
1976’dan bu yana İzmir’de yaşayan, akademisyen olarak tiyatro adına önemli, anlamlı işler başaran, emek veren bir sanat insanını ağırlamıştık 25 Ocak 2017’de Türkân Saylan Kültür Merkezi’nde.
Bu etkinliği Osman Akbaşak sunmuş, Yunus Bekir Yurdakul de yönetmişti. Murat Tuncay, Özlem Belkıs, Gürol Tonbul, Mehmet Ergüven onunla ilgili konuşmuşlardı.
Ömrünün sonuna değin yaşamdan, sanattan, üretmekten kopmayan, nice öğrenciler yetiştiren, hocaların hocası Nutku, çeviri, eleştiri, deneme, inceleme, araştırma, oyun, senaryo dallarında 100’ün üzerinde yapıt bıraktı.
Sahi Özdemir Nutku genç yaşlarda şiirler de yazdı. İlk şiir kitabı “Eller”i 1950 yılında henüz 19 yaşındayken yayımladı. 1954’te “Üç Nokta”, 1957’de “Bölük Yaşantı”, 1996’da ise Uzun Atlar Vadisi kitaplarıyla şiir yolculuğunda bir dönemi yaşadı.
Evinde buluştuğumuz gün, yayımladığı ama ne yazık ki elinde birer örnek kalan şiir kitaplarıyla ancak fotoğraf çektirebilmiştim.
Özdemir Nutku, Attilla İlhan’ın 1952-1956 yıllarında çıkardığı Mavi Dergisi ve Mavi hareketiyle de anılan bir şairdir o yıllarda.
“Mavi”nin çevresinde toplanan Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Orhan Duru, Demir Özlü, Ferit Edgü gibi şair ve yazarların oluşturduğu yazın topluluğunun içinde savaşımcı bir duruş sergiler Özdemir Nutku da.
“Şiirin basit olmayacağını, zengin benzetmeler ile derinliğinin bulunması gerektiğini” savunanlar içinde yer alır. “Şiir açık olamaz, anlam kapalılığı nazmı nesirden ayırmış olan en temel özelliklerinden birisidir. Toplumcu gerçekçilerinden farklı olup kişinin bireysel olduğunu yansıtmıştır.” görüşünü de benimser.
Özdemir Nutku’nun yönetimindeki Mavi dergisi “sosyal realizm” konulu yapıtlara yer vermiş, bir süre “toplumsal gerçekçiliğin sözcüsü olarak” bu çalışmaları da sürdürmüş bir yazın emekçisidir.
Garip akımına karşı bir duruş sergilemeleri, yenilikçi şiiri savunmaları, onları “Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiir” hareketinin içine katar. Şairanelikten uzak, basitliği, açıklığı öne alan şiir anlayışına karşı çıkarlar. Demokrat Parti’nin baskıcı yıllarında Mavi, 36. Sayısını yayımlayıp kapanır.
Evet bu dünyada bir Özdemir Nutku geçti. Bir ayraç açtı 1931’de, araya küçük bir çizgi koyup 2019 Kasım’ında ayracı kapattı!
1976 yılından beri aşkla bağlı olduğu İzmir’den veda etti sevenlerine, öğrencilerine, dostlarına.