Ömrünü spora adamış, Türkiye Futbol Adamları Derneği‘nin (TÜRFAD) İzmir Şube Başkanı Bahri Vreskala ile geçtiğimiz hafta sonundaki  Göztepe-Altay derbisi öncesi çağımızın önde gelen tutkusu spor ve futbol üzerine uzun uzun konuştuk.  Hatta şu klasik cümleyi tekrarladık:

Spor, dostu ve düşmanı, aynı alanda, aynı minderde, aynı salonda, aynı ringde ve aynı havuzda buluşturmanın, kucaklaştırmanın sihrini, gün geçtikçe, daha tesirli, daha büyük bir güçle insanlığa yaymakta, birbirine tetik çeken, birbirini boğazlayan ellerin, barış içinde, civanmertçe yayılmasını sağlamaktır.’’

Kısacası sporun “barışa giden  en kısa, en güvenilir yol olduğunu” da vurguladık…

Evet, çağımızın oyunu futbol için yapılan modern statlardan biri olan Gürsel Aksel’de oynanacak İzmir derbisinin eşe, dosta örnek olmasını diledik…

Ah!  Rüyalar gerçek olsa diye bir şarkı sözünü de dileklerimize ekledik…

Sonuç: Göztepe-Altay maçında öne çıkan olaylar ve 20. dakikada tatil edilen karşılaşma bugüne kadar  çok konuşuldu...

Futbolumuz maalesef bir kez daha “spor anarşisine” teslim olmuştu! Hele olaylara sebep olan havai fişeklerin organize bir şekilde stada sokulması sonucu yaralanan Göztepe taraftarı ile Göztepeli bir holiganın da binlerce seyirci önünde sahaya atlayıp Altay kalecisi Ozan Evrim’in kafasına köşe direğinin kasten ve adam öldürmek için vurulduğunun(!) da resmi makamlarca açıklanması ayrı bir tüyler ürpertici konu oldu…

Çok önemli bir konuya değinmişiz! Olmaması gerekiyordu, ama oldu ve bu zihniyet devam ettiği sürece de olmaya devam edecek mi?

Tabii ki, adli makamlar ve de Türkiye Futbol Federasyonu’nun vereceği kararları da spor kamuoyu ile birlikte bekleyip bunun üzerine konuşmaya devam edeceğiz. Bahri Vreskala’nın bana söylediği şu sözü de sizlerle paylamak isterim:

Lütfen 2022 Katar dünya kupasında Japonya Milli Futbol takımının mağlup olmasına rağmen Japon seyircilerin takımlarını desteklemesi ve de Japon futbolcuların maçtan sonra soyunma odalarını temizlemeleri, Japon seyircilerin ise oturdukları tribünü temizlemeleri bana göre sporda büyük bir Fair Play olayıdır, Bizde ise var mı, yok mu?”

***

Sporda anarşi yıllardır konuşulur. Hatırladığım kadarı ile 2010 yılında, yani 12 yıl önce Adalet Bakanı Sadullah Ergin, stadyumlarda spor anarşisi ve holiganizmi önlemek için kamera sistemleri kurulacağını belirterek şöyle demişti: “Dünyada da stat anarşisiyle etkin bir mücadele var. Teknokrat arkadaşlar neler yapılabileceği üzerinde çalışıyor. Batıdaki tedbirlerin iç hukukumuzda nasıl uygulanabileceği üzerinde çalışıyoruz. Spor kulübü yöneticilerine de müeyyide uygulanacak.”

***

Sporda anarşi!

Çürük çiklet misali bu “sporda anarşi” sözü hep konuşuldu.

Hatta bendeniz de Bakan Sadullah Ergin’in söylediklerinden tam 3 yıl önce, yani 7 Haziran 2007 Perşembe günü saat 20.30’da Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde  Ege Kültür Platformu, TÜFAD İz. Şb., TÜRFAD İz. Şb., Atletizm İl Temsilciliği, Karşıyaka Müzik Derneği’nin iştiraki ile “Sporda anarşinin, Müzikoterapi ve Psikoterapi ile tedavisi” konusunu geniş bir kadro eşliğinde zihinlere kazımaya çalışmıştım. Davet sahibi Konak Belediye Başkanı değerli dostum Muzaffer Tunçağ’ın huzurunda sunumunu yaptığım programa katılan konuşmacılar da şunlardı: Öcal Uluç, Dr. Ayhan Çekiç, Dr. Şaban Acarbay, Bahri Vreskala, Yavuz Tunç, Sancar Maruflu ve  Okan Yüksel…

Koyu Göztepeli ve Göztepe Marşı’nı yazan besteleyen Dr. Ayhan Çekiç eşliğinde bir de Müzikoterapi Korosu şefi İsmail Özçeltik ve şu solistler bu anlamlı geceye renk kattı: İsmail Özçeltik, İdris Ercan, Elif Şenyiğit, Asuman Ertekin ve Nagihan Durguç…

Şimdi şu soruyu rahatça sorduğunuzu duyar gibiyim; sporda anarşi ne zaman bitecek?

Haftaya inşallah spor anarşisinden uzak yazılarda buluşuruz.