Okan Kara/İnsanoğlu olarak çocukluktan yaşlanasıya kadar sporun her alanında yer ediniyoruz. Özellikle aileler, küçük yaşlarda çocuklarını spor yapmaları için bireysel branş ya da takım branşı olarak spor okullarına yazdırıyorlar. Ancak çocuklarımız, sporun içerisindeyken bazen yetersiz antrenörler tarafından kaldığı bir olgu var. O da psikolojik şiddet.

Klinik Spor Psikoloğu Dr. Seren Akıncı Özdurulmuş ile sporda çocukların yaşamış olduğu psiklojik şiddeti detaylı olarak konuştuk.

*Sporun, dünyada birleştirici gücünü biliyoruz. Çocuklarımız gittikleri spor dallarından nasıl antrenörlerle çalışıyorlar?

Seren Akıncı Özdurulmuş: Spor ve oyunun içerisinde bir çok bileşen var. Taraftarlar, sporcular, yöneticiler, destek elemanları ve antrenörler. Deneyimli ve bilgili antrenörler elbette sporcun gelişmesinde ve sporcununda kendi potansiyelinin üzerine çıkmasına çok katkı sağlıyor. Fakat henüz deneyimsiz, deneyimi olmayan, kendini geliştirmeye açık olmayan, bilgi düzeyi düşük olan antrenörlerde bir o kadar da zarar verebiliyorlar. Ne yazık ki her branşta ve seviyede bazen özellikle liyakatın olmadığı zamanlarda yaptığı sporu bırakıp, çizginin öbür tarafına geçmesi gibi... Olduğu kadar edindiği bilginin yeterli olduğunu düşünen, güncel teknolojik son gelişmeleri bilimsel verileri takip etmeden kendini geliştirmeden devam eden antrenörler, sporun her aşamasına ve her kademesine zarar veriyorlar. Federasyonların bu konuda çok önemli görevleri var o da güncellemek. Son bilgileri antrenörlere aktarmak gibi.. Ancak bu konuda da yetersiz kalındığını görüyoruz. Çok klasik yöntemlerle sadece sunum göstererek, yazılı metin sağlayarak, katılım için imza atıp, gerekli parayı yatırarak hiç gitmeyerek ya da çevrimiçi dersleri dinlemeyerek antrenörlere federasyonlar yeterli desteği verdiklerini düşünüyorlar. Oysa ki gerçek öyle değil. Yeni eğitim metodlaryla, yeni bilgilerle sürekli antrenörleri geliştirmek elbette federasyonların asli görevi. Ancak  antrenörlerinde kendi gelişimlerini birilerinin onları zorlamasını beklemeden potansiyellerini en üste çıkarmları, gelişim yolunda en önemli adım atmaları gerekiyor.

*Bazen çocuklar, antrenörlerinden fiziki şiddetin yanı sıra psikolojik şiddetlere de maruz kalıyorlar. Neler söylemek istersiniz?

Seren Akıncı Özdurulmuş: Çocukların yaşadığı fiziksel şiddet her alanda çok görünür. Oysa bizim daha çok farketmediğimiz detay ve daha çok iz bırakan bir şey var. O da psikolojik şiddet. İstismar ve ihmal sporda da çok yaygın çalışılan bir alan son dönemde. Özellikle çocuk sporlarında. İhmalden kastımız, çocukların hakettiği yeterli desteği alamaması, yeterli antrenör, yeterli ekipmanı göremiyor olması, bir takım sporuysa takımdaki her kesin eşit ilgi ve desteği görmüyor olması bir taraftan ihmaldir.

İstismarda da cinsel, fiziksel ve psikolojik taraftarı var. Biz burada pskilolojik istismarı ele aldığımızda pek çok antrenörün farketmeden yaptığı, yüksek ses kullanması, kişiliğe yönelik aşallayıcı kelimeler kullanması, lakap takması, grup içerisinde küçük düşüren ve sürekli espiri anlamında aynı dialogları sürdürmesi, utandırması, çocuğun ve diğer akranlarına karşı zorbalığına yol açma gibi çok fazla boyutu var. Burada biz bunları çok görüyoruz. İzlediğimiz her antrenmanlarda görüyoruz ve uyarıyoruz uzmanlar ve psikologlar olarak. Ancak bu sadece bizim yapmamız gereken bir şey değil. Antrenörlerin kendilerini geliştirmesi gerek. Yeni döneminin iletişim becerileri artık daha farklı. Çocukların, gelişimi, dünyaya bakış şekilleri artık çok farklı. O yüzden onlara da uyumlanmak, uyum sağlamak çok kıymetli. Bu yüzden antrenörler bu konularada çok dikkat etmeleri gerekiyor.

*Ülkemizde eğitim seviyesinin düşük kalmasından dolayı ortaya çıkmayan bir çok olayda vardır. Sizin bire bir, danışmanlarınızdan yada ailelerin başvurduğu bir örnek var mıdır?

Seren Akıncı Özdurulmuş: Günümüzde eğitim anlaşıyı çok değişti. Elbette bu antrenörlük anlayışına da etki etti. Eskiye nazaran baktığımızda fiziksel şiddet görülen antrenmanlar (tokat, vurma gibi) eskiden çok daha fazla gürülürdü ama şuan artık ailelerde bilinçli. Hatta çocuklarda kendi haklarını biliyor noktasında. Fiziksel şiddete eskisi kadar rastlamıyoruz. Ancak psikolojik şiddeti sıklıkla hala karşılaşıyoruz. Ve çocuklarda buna mağruz kalıyorlar. Elbette eğitim seviyesinin düşük olması, antrenörler, aileler ve spor ortamında da sebep olmasının bir sonucu bu. Neyi nasıl söyleyeceğimizi bilmiyor olmak ya da işin kolayına kaçarak yüksek negatif tonla konuşuyor olmak. Oysa sakin kalıp anlatmak, hatayı göstermek ve yenisini yaptırmak. Eğitim düzeyi düşün antrenörlerin bunu uygulaması birazcık daha zor. Eğitim seviyesinden dolayı ortaya çıkamayan bir çok durum var. Çünkü bizim uzman gözüyle baktığımız ve psikoloij şiddet dediğimiz ya da psikolojik bir istismar dediğimiz pek çok konuda antrenörlerin bazen ailelerinde yanlış ve hatalı durumlarla karşı karşıya kaldıklarını görüyoruz. O yüzden bu durumlar ortaya çıkamıyor.

*Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve sosyal medyanında etkin bir hale gelmesi bu tarz olayların gün yüzüne çıkmasını sağlıyor. Bu kişide nasıl bir etki bırakıyor?

Seren Akıncı Özdurulmuş: 20 yıllık meslek hayatımda elbet fiziksel şiddet uygulayan antrenör, yöneticilere de şahit olduklarım, duyduklarım ve bildiklerim oldu. Kimine müdahele edebilirken kimine edemedik. Aslında son dönemde aileler ve çocuklar çok bilinçli. Bazen olumsuz yanlarından söz ettiğimiz sosyal medya ve bilgiye ulaşımın bu kadar yaygın olmasının da avantajını yaşadığımız pozisyonlarda oluyor. Fiziksel ya da psikolojik şiddetin yaşandığı anları gizlice kameraya alınması,  ses kaydı aylınması, bir takım gruplarda yazılan aşallayıcı cümleler öne çıkabiliyor. Evet, bunlar kişisel verilerin korunması kapsamında belki kullanılması yasak. Hukuksal açıdan sorunlu durumlar olsa da bazı bilgilerin ortaya çıkması ve üstü örtülmesi gereken ve istenen durumları herkes tarafından bilinmesi tarafından avantajlı. Kişi, ortaya çıkan bu durumdan mağdur tarafla suçlu olan tarafta kendince ayrı şekilde etkileniyor. Antrenörlük lisansı iptal edilme durumandan tutunda sporcununda belli bir etiketlenme söz konusu yol açabiliyor. Bu davranışı uygulayan kişiler (antrenör ve ya yöneticiler) bazen bununla ilgili bir yaptırımla karşılaşabiliyorken bazen de olay devam edilebiliyor. Bunların örnekleri uluslararası düzeyde arttığı ve buna ses çıkartmama hali sporcular ve aileler üzerinde geniş bir yankı uyandırıyor. Biz, kendi ülkemizde ise henüz o aşamalara gelemedik ama bizde o günleri göreceğiz.

Muhabir: Okan Kara