Bugün Türkiye’de kömür ve linyit yakıtlı aktif termik santral sayısı 38’dir. Bu 38 adet termik santralin de yıllık elektrik üretimi yaklaşık 90.397 GWh. olup ayrıca yapım aşamasında olan 9, üretim lisansı ve ön lisans alan 7, yapılması planlanan da 7 adet termik santral projesi bulunmaktadır.
Türkiye’deki kömüre dayalı santral gücünde yerli ve ithal kömür kullanımı 2016 yılında; ithal kömür %45,25 iken, yerli kömür kullanım oranı %54,75’tir.
2016 yılında Türkiye’deki elektrik üretiminin % 67,71’si Termik Santrallerden elde edilmiştir.
Dünya’daki duruma göz atalım..Konu ile ilgili Avrupa Birliği Elektrik İdaresi Kurumu Eurelectric;”Avrupa’da yeni kömürlü Termik Santral yapmayacaklarını, 2020 yılı itibariyle termik santrallerinin kapatılacağı vaadini verdi.Polonya Enerji Bakanı ise devam eden son projelerin tamamlanmasının ardından yeni termik santral yatırımlarının durdurulacağı haberini vermiştir. Dünya’ daki 8. büyük enerji firması olan ENEL’ in CEO’su da yenilenebilir enerjilerin açık ara kazanan taraf olduğunu ve doğalgazın da kömürün ardından kademeli şekilde bırakılacak enerji çeşidi olduğunu belirtmiştir.
WWF tarafından yayınlanan enerji raporuna göre de; küresel enerji arzının %100’ünün yenilenebilir enerjiden karşılanacak olduğu tespiti, duyarlılığın arttırılması ve fosil yakıt kullanımının azaltılarak-bitirilmesi, yatırımların yenilenebilir, temiz ve sürdürülebilir enerjiye ivedilikle kaydırılması gereklidir, denilmektedir.
Halbuki ülkemizdeki son duruma bir göz atalım;
Bartın Amasra’da kurulmak istenen kömürlü termik santrale karşı 2019 kişi dava açtı! Batı Karadeniz'in yemyeşil ilçesi Amasra’ya yapılmak istenen kömürlü termik santrale karşı halk uzun süredir direniyor.Çünkü;Küre Dağları Milli Parkı'nı kapsayan Amasra, 2023 Türkiye Turizm Stratejisi'nde eko-turizmin geliştirileceği bölgeler içinde yer alıyor. Cenevizlilerden kalma Amasra Kalesi Nisan 2014'te UNESCO Geçici Miras listesine girdi.
Çanakkale’ye 16 adet termik santral tehdidi! Dünyanın en yüksek oksijen deposu olarak bilinen Kazdağlarının temiz havası, Çanakkale Çırpılar’da yapılması planlanan ve Çanakkale’de mevcutta çalışmakta ve inşaat halinde olan 5 , yapılmak istenen yeni projelerle birlikte toplam 16 adet kömürlü termik santralin tehditi altında!
Şimdi de Eskişehir Alpu’da kömürlü termik kurulmak isteniyor! Santralin kurulmak istendiği alan, Santral sahasına en yakın konut ise santral sahasının en yakın sınır noktasının kuzey batı istikametinde ve kuşuçuşu yaklaşık 1.450 m mesafede Beyazaltın Mahallesi dahilinde bulunuyor.Yani santral yapılmak istenen alan Tepebaşı İlçe sınırları içinde yerleşimlerin dibinde! Termik Santral işletmeye geçtiğinde yılda 1.600.000 ton taban külü ve uçucu kül ile 350.000 ton alçıtaşı olmak üzere toplam 1.950.000 ton atık oluşacak!
Burada merak ettiğim bir nokta var;Acaba bu yerseçimleri hangi kriterlere göre kimler tarafından yapılıyor?Tabii mantık olarak cevap kömür rezervlerinin olduğu alanlarda EÜAŞ veya Enerji Bakanlığı yetkilileri tarafından belirleniyor,olması!Peki ama öyleyse Eskişehir Alpu’da EÜAŞ yazısında;kapsamlı bir rezerv tesbiti yapılmamıştır,diyor;Yani kaç yıllık kömür rezervimiz var burada termik santrali idame ettirecek bilemiyoruz,demek bu! Yine DSİ diyor ki;Sakarya su havzasının kısıtlı su rezervi göz önüne alındığında termik santralde az su kullanacak teknolojilerin seçimi uygun olacaktır!Yani bunun Türkçesi de bu alanda yeterli su yok,su kaynağı kısıtlı,demek!Allahaşkına şimdi sizlere soruyorum ;Bir termik santralin gereksinimi olan 2 temel bileşen, Su ve Kömür rezervini bilmeden neye göre Eskişehir Alpu’da Kömürlü Termik planlanıyor?Termik santrallerin fizibilitesi yapılmıyor mu?Ya da böyle mi yapılıyor?
Dünyada ve ülkemizde fosil yakıt kullanımının sonucu olarak,atmosfere her yıl tonlarca CO2, Milyonlarca ton kükürt bileşikleri, kurşun ve zehirli bileşikler salınması, artan sera gazı emisyonlarının iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya sebep olmasına karşın, Türkiye enerji ihtiyacının hala büyük kısmı az önce belirttiğim sonuçlara yol açacak fosil yakıtlardan sağlamakta direniyor! Günümüzde, gelişmiş ülkelerin enerji politikalarının, yenilenebilir, temiz, çevre dostu ve sürdürülebilir kaynaklardan sağlandığı ve yatırımların o yönde gerçekleştirildiği görülmektedir Türkiye, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynak açısından oldukça zengin bir ülke olmasına karşın, yenilenebilir enerji yatırımlarının önünde onlarca bürokratik engel varken, doğal kaynaklarımızın en verimli olduğu alanlarda hala fosil yakıtları kullanmayı teşvik edecek proje yatırımlarının gündemde olması ise üzücüdür.