Türk sporu öyle bir hale geldi ki bir gün mutlu olsak ertesi gün mutsuz oluyoruz. Her branşta ritmik başarılara çok uzak kaldık. Nereyi tutsak elimizde kalıyor. Futbolu seviyoruz kulüplerde Avrupa başarısından çok uzağız. Bari milli takımda başarılı olalım diyoruz, orası daha beter... 5 yılda 4 galibiyet almış takıma mağlup oluyoruz.

Bir istikrarsızlık söz konusu, alt yapıya önem verilmiyor, “futboldan başka branşlar da var” gibi klasik söylemlerden ziyade tam olarak ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz.

Evet biz bir zamanlar futbol ülkesiydik ama artık öyle değiliz. Biz voleybolda, okçulukta, e-sporda, güreşte ve daha nice sporda daha başarılıyız.

Bu başarıların yanı sıra buradaki sporcular ve yöneticiler izleyicisine karşı saygılı ve başarısını bir ego tatmininden ziyade bir övünç kaynağı bir gurur olarak taşıyan kimselerden oluşuyor. Elbetteki bu başarılar ve davranışlar çok güzel ve saygı duyulası ama ülke nüfusunun neredeyse tamamının takip ettiği bir dalda bu kadar amiyane tabirle beceriksiz olmak da çok ilginç.

Bu beceriksizlik de yeteneksizlikten kaynaklı değil, tamamen şımarma içgüdüsünden kaynaklı. Hangi futbolcu 2 maç üst üste iyi oynasa bir sonraki maç tribünlere şov peşinde.

Milli Takım antrenörlük koltuğu ağır bir koltuk olması gerekirken biz aynı hocaları döndür dolaştır yine takımın başına getiriyoruz, gelen hocaya sabır göstermiyoruz.

Yapılan aday kadro seçimleri hocaların istekleriyle değil, birbirlerinin direktifleriyle gerçekleşiyor. Her şey bu kadar kötü yönetilirken, “aklı başında” dediğimiz “keşke TFF’nin başına geçse dediğimiz”, futbol bilgisine ve ilişkilerine güvendiğimiz Hamit Altıntop, devletin kanalında masalara vurarak üstten üste konuşarak önce biz medya çalışanlarını ardından da halkı hiçe saymaya devam ediyor. Bundan 4 ay önceki Hamit Altıntop nerede, bu ciddiyetten uzak ve saygısız tavrın cesaretini kimden alıyor? Bu tavrı Milli Takım'ın arkasındaki en büyük güç olan seyiricisine bu tarz bir tavırla yaklaşan spor insanın futbol bilgisi ne olursa olsun benim gözümde artık hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Türk futbolu bu kabadayı zihniyetinden ne zaman temizlenecek? Az önce yukarıda saydığım sonuna da eklediğim klişe söylemlerinden başka Türk futbolunu kurtaracak tek şey var ‘futbolumuzdaki kabadayı zihniyeti’nden kurtulmak. Bundan önceki 50 yılda bundan kurtulabildik mi? Bundan sonra kurtulabilir miyiz? Zor görünüyor. Dünya ve Avrupa üçüncülüğü aldığımda yere göğe sığdıramadığımız Milli Takımımız artık Avrupa futbolunun son sıra takımlarından yüksek sayıda goller yiyip mağlubiyetler alıyor. Sanırım Milli Takım hocasının gitme vakti geldi. Sıradaki kurban gelsin…