Nazım’ın dediği gibi
Ve güneş doğarken hiç umut yok mu? Umut… Umut… Umut…
Umut insanda...
Ülkemizde yaşanan onca felaketlerden ders çıkarsaydık keşke. Ama ne yazık ki insan hayatını geri plana atıldığını görmek ne kadar acı verici.
Evet, 14 Mayıs seçimleri yaşanan ekonomik krizleri yaşanan depremi kaybettiğimiz onca insanı geri plana attı... Çok mu önemliydi bizler için? Bundan sonra tabii ki Evet. Herkes hak ettiği hayatı yaşamak için birilerine 'dur' demeli; bu düzen değişmeli... Hepimiz hak ettiğimiz değeri almalıyız. İnsanca yaşama hakkı çağdaş demokratik bir yaşam hakkı.
Yıllarca 'Avrupa bizi kıskanıyor' diye din kisvesine bürünen siyasilerin yalanlarıyla kandırıldık.
Aklımız başımıza geldi mi? Tabi ki hayır. Neden gelmedi ki! Koskoca profesörlerin TV kanallarında nara atıp 'okumuş insana gerek yok' diyorlar ya işte onlar beni korkutuyor. Cahil insanlar iyi denmesi neden aklımızın başına gelmediğinin ve insanların özellikle cahil bırakıldğının bir göstergesi değil mi?
Her şeye 'evet' dememiz. Konuşan, hakkını savunan insanların korkuları, eğitim sistemini berbat seviyeye getirip cahil halk istemeleri en temel sorunumuz.
Peki, ne yapmalıyız? Öncelikle 20 yıldır bizlerin yaşama hakkını, konuşma hakkını elimizden alan, bizi asalak bir toplum haline getirenlere dur demeliyiz. Korkmadan.
Eğitim sistemini sil baştan değiştirmeliyiz. Bir ülkenin temel taşı eğitimdir; öğretmendir.
Tarım alanlarını açmalı çiftçiyi desteklemeliyiz. 'Ananı da al git' dememeliyiz. Bir kaç müteahhitti zenginleştirmek için imara açmamalıyız.
Kapatılan ve yabancılara satılan fabrikaları tekrar açmalı, insanlara istihdam sağlamalıyız. Cemaatlara, vakıflara aktarılan paraları kesmeliyiz.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na harcanan milyar dolarlar,
Sarayda onlarca uçak onlarca resmi araç, lüks, şatafat
En önemlisi bu kadar misafirlik yeter kendi halkımızdan kestiğimiz, Suriyelilere harcadığımız onca parayı kendi halkımızın refahı için harcamalıyız. Buraya bir dipnot düşeyim; kendi halkını mültecilerden koruyan bir devlet var. Gerisini siz düşünün. Gelinen nokta bu kadar zarar verici boyutta
Evet, korkmamalıyız. İnsanca yaşama hakkımizı sonuna kadar istemeliyiz... Asıl onlar bizlerin gücünden korkmalı.