İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kentteki meslektaşlarımın sorularına verdiği yanıtlar sırasında CHP’nin son seçimdeki aldığı sonuçları da değerlendirmişti.
Soyer, bu açıklamalarında, “Algıların olguların önüne geçtiğini” belirten bir değerlendirme yaptı. Başkan Tunç Soyer, AKP’nin belediyedeki arıtma tesislerine Çevre Bakanlığı’nca yazdığı cezaların basına konu edilmesini de bir “algı” yaratmaya yönelik davranış olduğunu açıkladı.
Peki bu iktidarla birlikte olgular mı algılar mı toplumu etkiledi. Gerçek olanların önünü yanıltıcı bilgiler, belgeler kesti mi?
Son genel seçimde sanki iktidar kaybederse, Tüm ülkeyi PKK ele geçirecek gibi bir algının en azından seçmenin önemli sayılabilecek bir bölümünde yaratıldığını görebilirsiniz.
Cumhur ittifakının HDP üzerinden yaptığı bu siyaset Anadolu’nun belli bir bölümünde etkili olduğu gibi batıda da MHP’nin veya iktidara güç veren Sinan Oğan ve benzeri kişilerin yürüttüğü siyaset olarak karşımıza çıktı.
HDP’nin ise Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdiğini düşündüğümüz Millet İttifakı içindeki sağ partilerin seçmeninden oy alamadığı da bir gerçek. Burada ülkedeki “Milliyetçilik” kavramının yarattığı algı etkili oldu sanırım.
Deprem bölgesinde iktidarın oylarının aşırı düşeceğini zannedenler böylesi algılar nedeniyle de yanıldılar.
Yaşadığımız olgular ise çok önemliydi aslında. Ülkedeki hukuk sisteminden eğitim sistemine, sosyal adalete, ekonomik çöküşe, mülteci olgusunun çözülmemesine rağmen Millet ittifakı yol alamadı. Öte yandan Millet ittifakı içindeki adı var kendi yok partiler ise tahmini oylarını bile alamadılar.
Alamadıkları gibi CHP pastasından önemli bir krem tabakasını yalayıp yuttular.
Saadet Partisi seçmeninin ortada olmaması, Demokrat Parti’nin zaten kağıt üzerindeki varlığı Ahmet Davutoğlu’nun siyasetteki hiçbir karşılığı olmaması Ali Babacan’ın ise geçmişteki kitlesinin ezilmesi büzülmesine karşın varlık gösterememesi bu seçimin sonucudur. Bu da bir olgudur aslında. Oysa Millet İttifakı içerisinde bu partiler ve liderlerinin yarattığı algı ise kendilerini olduğundan kat kat büyük göstermeleridir. Masa dağıldıktan sonra bu partilerin ilk işi HÜDA PAR’a bayram ziyareti yapmak olmuştur ki CHP’yi yönetenler için bu ayıp hepsine yeter.
CHP’nin tüm bu algılarla birlikte kendi seçmeninden bile oy alamadığı da bir gerçektir. Cumhurbaşkanlığı sarayında çalışmış bir kadın adayın CHP listesinden aday gösterilmesi yenilir yutulur değildir.
Bu algı bile CHP seçmenini başka partilere oy vermeye yönelmesi kaçınılmaz olmuştur. Yeni seçmen kitlesine rağmen CHP’nin oy artışı sağlayamaması belirli kentlerdeki başarıyı da gölgelemeye yetmiştir.
Tunç Soyer’in kullandığı “Algılar ve Olgular” meselesi bundan sonda da İzmir’de de siyasetin yönünü etkileyecektir.
Son bayramlaşma törenindeki İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve çevresindeki kişilerin yüzlerinden akan mutsuzluk çok belirgindir. Yaklaşan Yerel seçimlerde CHP’li belediye başkanlarına kayıtsız şartsız destek veren İzmirli seçmenin beklentilerini gördüğümüz bu fotoğraf karşılamaktan uzaktır.
Coşkusu tükenmiş bir parti örgütünün yaratacağı algı ne olabilir ki? Önümüzdeki seçim kentteki olguların seçimi olacağı gibi algıların da yaratacağı dalgalanmadan etkileneceğini unutmamalıyız.
Çünkü CHP yıllardır AK Parti’nin bazı temel konularda Cumhuriyet değerlerine uymayan anlayışlarının yarattığı algı sayesinde bu kentte düşündüğünden de fazla başarılı olmuştur.
Önümüzde böylesine bir tehlikeyi fark edip önlem alınabilir mi, buna süre yeter mi onları da açıkçası tahmin etmekte zorlanıyorum.