[email protected] e-posta adresine gönderilen mektuplar beni çok mutlu ediyor. Doğaya, çevreye, şehrine, denizlere, ormanlara duyarlı okurların olması mücadelemi daha da güçlendiriyor. Altta okuyacağınız üzere İzmir Körfezi’ne atılan çöplere üzülen, sokak hayvanlarına sahip çıkan, geçen haftaki yazımda nisan ayında bol bol ağaç dikin çağrıma fotoğraflarla cevap veren insanları sevgiyle selamlıyorum.
Geçtiğimiz hafta köşemde aşırı sıcaklar bastırmadan ve toprak yaşken nisan ayı sonuna kadar herkesin birer ağaç dikmesi gerektiğini yazmıştım. Seferberlik gibi pek çok okurumdan ağaç fidanlarını toprakla buluşturan fotoğraflar geldi, hiç merak etmeyin gönderilen her bir fotoğrafı kullanacağım. Yeterki geçtiğimiz yaz mevsiminde yanan ormanlarımızı tekrar yeşertelim. Çünkü, insanoğlunun dikkatsizlği, sorumsuzluğu ve ardniyetli kişilerin arazi açmak için yaktığı ormanların oranı yüzde 92, yani sadece yüzde 8’i doğal kaynaklardan.
SANKİ AĞAÇ DİKME SEFERBERLİĞİ
Bu arada Ege Orman Vakfı’nın basın halkla ilişkiler sorumlusu Sırma Buğdaycı da ağaç dikmek isteyen okullar, vakıflar ve şirketlerin arttığı, İzmir ve Ege İnsanının doğanın korunması, ormanların çoğaltılması konusunda yarış içinde olduğunu müjdeledi. Bu arada Ege Orman Vakfı’nın doğayı seven ve koruyan nesiller yetiştirmek amacıyla İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile yaptığı işbirliği kapsamında tüm il ve ilçelerde eğitim kurumlarına yönelik ekoloji eğitimleri gerçekleştirdiğini biliyorum, o konuyu önümüzdeki hafta daha geniş yazmak istiyorum.
DENİZLER ÇÖPLÜK DEĞİLDİR KINIYORUM
Çöplerin rastgele atılarak denizin, sokakların, caddelerin, kirlenmesi konusunda çok çok hassas Perihan Sert ve Sabahat Uçaner adlı iki okurum var. Çok sorumluluk sahibi insanlar, çektikleri fotoğrafları bana iletip gerek belediye başkanlarına gerekse vatandaşlara uyarılarda bulunuyorlar. Bu kez 72 yaşındaki emekli öğretmen Sabahat Uçaner, Karşıyaka’nın en gözde yeri Karşıyaka Nikah Sarayı’nın yanındaki denize atılan çöplerin çoğunluğu naylon torba fotoğrafını çekip göndermiş ve “İnsanları anlamakta güçlük çekiyorum, yedikleri içtikleri bir atığı çöp kutusuna atmak bu kadar zor mu?. Bu şehir, bu deniz herkesin pis görünmesi daha mı hoşunuza gidiyor” diye yazarak sorumsuz vatandaşlara sitem ederken, belediye başkanlarına da şu önerilerde bulunmuş; “Denizi, derelerin temizliğine harcanan milyonlarca lira parayı vatandaşların bilinçlenmesi için harcayın lütfen. Eğitici, özendirici, ödüllendiren aktiviteler yapın, örneğin tiyatro ile müzik konserleri ile palyaçolarla çöplerin rastgele atılmaması konusu işleyin. Bu görüntüler bu güzelim şehre hiç yakışmıyor” Sabahat UÇANER
Böyle insanların çoğalmasını diliyorum
Çevre-Yaşam Köşesi’ne bir e-postada Eski Foça’dan geldi. Rahmetli Gazeteci arkadaşım Sedat Sözer’in kızı Sıla Sözer kendisi gibi sokak hayvanlarına sahip çıkan tedavilerini yaptırıp sahiplendiren Nihan Aralolgun, Fatoş Perdeli ve Ali Tanör’ün çabalarını anlatıp bir fotoğraf göndermiş; “Ahmet amca yaşadığım siteye Terrier cinsi köpeği terk edip gitmişler. Kısa bir süre sonra 7 tane yavru dünyaya getirdi. Sitede yaşayanlar anne ve yavrularına sahip çıkıp bakmaya başladılar. Anneyi kısırlaştırıp 5 yavruyu Nihan Aralolgun, Fatoş Perdeli ve Ali Tanör’ün sahiplendirdi, anne ve 2 yavruya bakıcı aile arıyoruz. Tüm aşıları yaptırıldı, hayvan dostu kişilerin bize başvurup bu güzel yavruları ve anneyi sahiplenmelerini bekliyoruz. Bu konuda destek olursan çok mutlu oluruz” Sıla SÖZER
Balçova Belediyesi çöp yerine orman kenarına bıraksın
TRT İzmir Bölge Müdürlüğü’nde uzun yıllar televizyon ve radyoda yöneticilik yapan meslektaşım İsmail Özboyacı, Balçova’da çektiği domuz fotoğrafı ve ekteki yazıyı göndermiş; “Sevgili Ahmet halkı bilgilendiren çevre yazılarını yakından takip ediyorum. Aç kalan yaban domuzlar Balçova Sakarya Caddesi Ekonomi Üniversitesine doğru yolun solunda ormanın başladığı yere her gece iniyorlar ve yemek arıyorlar. Gördüğüm günden itibaren sebze atıklarını götürüp bırakıyorum. O kadar açlar ki kormadan bir metre yakınıma kadar geliyorlar. Avrupa seyahatlerimde orman kenarlarında hayvanların yiyecek bulabilecekleri özel yapılar görmüştüm. Balçova Belediyesi’de adresini verdiğim orman kenarlarına pazaryerindeki sebze atıklarını çöpe atmak yerine orman kenarına bıraksınlar lütfen. Bizim ne kadar yaşam hakkımız varsa, hayvanların, börtü böceğin de o kadar hakkı var. Ancak insanoğlu zaman içinde bu gerçeği unuttu. Birçok hayvan ve bitki türü yok oldu” İsmail ÖZBOYACI
Zeytindağ mahallesi kavşağına durak
Yaşamını Bergama Zeytindağ Mahallesi’nde sürdürüp Karşıyaka’da çalışan Selda Güley Hanım [email protected] e-postaya iki tane video gönderip yaşadığı sorunu şöyle dile getirmiş; “900 haneli Zeytindağ’da 2 bin 890 kişi yaşıyor. Buruda yaşayan en az 150-200 kişi Bergama, Aliağa ve İzmir’de çalışıyor. Belediye otobüsü mahallemizden 3 kilometre sonra İzmir-Çanakkale yolu üzerinde indiriyor ve Bergama, Aliağa ve İzmir’e gidecek olanlar kış mevsiminde yağmurda, soğukta, yaz mevsiminde ise aşırı sıcaklarda yol kenarında otobüs bekliyoruz. Gerekli yerlere durumu defalarca bildirmemize rağmen talebimiz yerine getirilmedi. Sizin aracılığınız ile kentimizi yöneten belediye başkanlarından bu sorunu çözmelerini rica ediyoruz”Selda GÜLEY
Haftanın Fotoğrafı
İngiltere’de yaşayan çok sevdiğim kardeşim Ekrem Altay ekteki fotoğrafı gönderip “Keşke benim güzel ülkemde de hayvanların kıymeti böyle bilinse” notunu düşmüş.
