İki kutsal Bayramımız Ramazan ile Kurban Bayramı’nın arası 2 ay 10 gündür…
İki kutsal bayramımız arasında devletle halk arasında sağlam ve güvenli köprüler kurulurdu…
Gelin görün ki, gittiğim ve girdiğim her ortamda Ramazan’dan “Aç Biilaç” çıkıp, diğer bayramımıza kurbanlık koyunlar gibi gireceğimiz ima edilmekte(!) siyasilere, dolayısı ile iktidara göndermeler yapılıyordu…
Özellikle iki bayram arasına giren seçimlerin, geçim derdini gündeme getiriyor “Açlık, yoksulluk,
sınırı, asgari ücretlerden SSK ve Bağ-Kur'lu emeklilerin maaşları üzerinden bol keseden atanların” buharlaşıp kayboldukları da yüksek sesle konuşuluyordu!
Evet, vatandaş “Nerede iktidar nerede, verilen sözler nerede?” diyenler haklı olarak bayramda elde avuçta olmayan para ile(!) 9 günlük bayram tatilini aile fertleri ile nasıl geçireceklerini yüksek sesle konuşarak devlete duyurmaya çalışıyorlar…
Dolayısı ile “Huzur” arayanların bu feryadı haklı değil mi?
* * *
“İki bayram arasında nikah kıyılmaz” denir!
Ama bu lafı ağzında çok çiğneyen siyasetçilerimiz nedense bu kuralı unutup, ikili, üçlü, altılı ittifaklar yapıp adeta tabiri caizse “Nikah Merasimleri” düzenlemediler mi?
Hatta cami avlularında siyasi nutuklar atmadılar mı?
Seçim bitti; peki, rakiplerini yüksek perdeden azarlayan, Kemal Kılıçdaroğlu’na siyasi video kumpasları kuranlar salvo atışlarını(!) kesti mi?
Ne gezer! Şimdi “Rabbena, hep bana” deyip, yaklaşan yerel seçimler için belden aşağı vuruşlara geçtiler!
Kısacası, eski tas, eski hamam!
Yani “açlarla, toklar” meydanlara çıktı! Cenab Şahabeddin'in “Tiryaki sözleri” kitabında şu sözlerini de eklemeden geçemeyeceğim:
“Boş mide haykırır, derler. Biz de ilave edelim: Dolu ağızların sesi çıkmaz”
* * *
Tabii ki, iktidar, Devlet ve Aile Ahlakını da gündeme getirmemiz gerekir.
Hükümet ve Devlet kavramları çok önemli.
Öyle ise ben de Kınalızâde Ali Efendi’nin Tercüman 1001 Temel Eserleri'nde yayınlanan “Devlet ve Aile Ahlakı” adlı kitabını kitaplığımın raflarından bir kez daha çıkarıp ibretle okudum…
Zira ahlâk, milletlerin geleceğinin en büyük garantisidir. Manevi değerlerine ters düşmüş ve ahlaktan yoksun milletlerin ayakta durmadığını, tarih ilmi tekraren ispat etmiştir…
Evet aile ahlakı bir ilimdir… Kitabın birinci bölümünde bu konu geniş olarak işlenmektedir. Şu sözleri de sizlere aktarmadan geçemeyeceğim:
“Yukarıda işaret edildiği gibi, insan yaratılışı icabı medenidir ve muhtaç olduğu gıdası da basit değildir. Zira o mizacının güzel ve temiz olması arzu eder. Güzel gıda toplayıp pişirmek ve yollu yolunca hazırlamakla elde edilir. Mesela insanın en güzel gıdası ekmektir.”
Peki insanlar bu en güzel gıdasını her ay, hatta her hafta aynı fiyattan alıp evine götürebiliyor mu?
Ne gezer! Dün 10 TL'den satılıyordu; bugün ne olacak kaygınız yok mu?
* * *
Tabii ki, vatandaş “Huzur” arıyor huzur…
Çok kişi huzuru aramak için, ekmeğini bulmak için yurtdışına gidiyor…
“Giderse gitsinler!” dedikçe ne doktor, ne hemşire, ne ilim-bilim adamımız kalmayacak gibi!
İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi uzmanı doktor yakınım diğer doktor kardeşi ile birlikte Belçika’ya göçtü.
Ben bir yakınımı, ülkem de iki uzman doktorunu kaybetti…
Şimdi gelin de “Huzur geldi isen gel masanın altından tıkla” demeyin bakalım!