"Burada önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime, bundan böyle ABD Anayasası'nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma, ABD'ye bağlılık ve sadakat göstereceğime, kanunun gerektirdigi hallerde ABD Ordusu'na hizmet vereceğime, kanunun gerektirdigi durumda sivil yönetim altında ulusal önemi olan işlerde çalışacağıma ve bu yükümlülükleri özgür bir şekilde, akıl sağlığım yerinde ve samimi olarak üstleneceğime yemin ederim. Tanrı yardımcım olsun."
Bu metin Amerikan sadakat yemini... Amerikan vatandaşlığına geçen herkesin etmekle yükümlü olduğu yemin. Bugünlerde bu yemini etmeye hazırlanan bir kişi daha var. 1999'da ABD'den Greencard alan Fetullah Gülen'in, hain darbe girişimi sonrası köşeye sıkışınca ABD vatandaşlığına geçmeye hazırlandığı söyleniyor. Herhalde şimdi harıl-harıl bu yemini ezberlemeye çalışıyordur...
Ancak bu yemini yıllar önce yapan ünlü bir isim daha var; Merve Kavakçı...
Kendisini Türk kamuoyu yakından tanıyor. Siyasal islamın yükseldiği yıllarda, siyasal hayatımızda gündeme gelen bir isim.
Bu hanımefendi bugünlerde yine gündemde. Artık kendisi bir Büyükelçi. Dışişleri Bakanlığı'nın Yaz Kararnamesi ile Kuala Lumpur Büyükelciliği'ne atanmış bulunuyor. Kendisi ile birlikte Kuveyt'e atanan başka bir kadın büyükelçiye birlikte dışişlerinin ilk türbanlı büyükelçileri ünvanını da taşıyorlar.
Gelin görün ki Kavakçı, henüz çiçeği burnunda bir Türk vatandaşı. Yeniden vatandaşlığa alınmasının üzerinden daha bir ay bile geçmedi. Ayrıca hala Amerikan vatandaşlığından da ayrılmadı. Nasıl olacak şimdi? Amerika'ya bağlılık yemini etmişsin. Sadakat yeminin hala geçerli. Kuala Lumpur'da ABD'ye mi sadakat göstereceksin, Türkiye'nin mi çıkarlarını koruyacaksın?
Bir de medyada geniş yer bulan, 2000 yılında ABD'de çekilen, Nakşi Şeyhi Nazım Kıbrısi'nin dizlerinin dibinde avuç açmış fotoğrafın var. Arkanda cemaat-tarikat bağlantısı iddialari varken laik Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl temsil edeceksin?
Bu arada Malezya'da ünlü bir de üniversite var; Uluslarası İslam Üniversitesi. Bu üniversite Malezya'da islamlaşma sürecinin en önemli ideolojik destekçisi. Eski Basbakan Ahmet Davutoğlu, YÖK eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan bu üniversitenin ürünleri. Buradan yetişen çok sayıda Fetullah Gülen taraftarı öğretim üyeleri de var. Neresinden bakarsanız bakın laiklik düşmanı bir üniversite. Umarız yeni Büyükelçimiz döneminde bu ülkeye yeni kadrolar yetiştirilmez.
AKP'nin son dönemlerdeki ataklarına bir anlam vermek oldukça zor. Cihat gibi ayrıştırıcı bir kavramın eğitim müfredatına alınması, müftülüklere resmi nikah kıyma yetkilerinin verilmesi ve dışişlerinde meslek memuru olmayan kişilerin büyükelçiliklere atanması neyin işareti olabilir sizce?
İlk kadın büyükelçimiz Filiz Dinçmen'di. Meslek memuruydu. Newyork'da BM Temsilciligi, Brüksel'de AET Temsilciligi yapmıs, 6 yıl Dışışleri Bakanlığı'nda çesitli görevlerde bulunmuş, 1982 yılında ilk kadın büyükelçi olarak Lahey'e atanmıştı. Son Kuala Lumpur Büyükelçisi Başak Türkoğlu, Anvers Konsoloslugu'nda, Pekin Büyükelçiliği'nde görev yapmış Avrupa Konseyi ve Avrupa Birligi'nde çalışmış, sonra da Kuala Lumpur Büyükelçiliği'ne atanmıştı.
Şöyle bir eskilere bakıyoruz; Feridun Cemal Erkin'den Suat Hayri Ürgüplü'ye, Melih Esenbel'den, İnal Batu'ya, Yalım Erez'den Onur Öymen'e, Kamuran Gürün'den Şükrü Elekdağ'a,Turgut Menemencioğlu'ndan daha nicelerine...
Merve Kavakçı Kuala Lumpur, AKP kurucularından mühendis Murat Mercan Tokyo, Aile Bakanı Fatma Betül Sayan'ın kızkardeşi Ayşe Hilal Sayan Koytak Kuveyt Büyükelçileri artık. İşte Türkiye'nin bugünkü fotoğrafı.