Doların 25 TL'ye yükselebileceği söylendiğinde 'olmaz' diyenlere öncelikle buradan selamlarımı iletiyorum. Fakat dolar böyle yükselmeye devam ederse tıpkı Venezüella gibi oluruz.

'Dolar 5 lira, 10 lira, 15 lira olacak da satıp kar edecekler' diyen meşhur damadımız acaba şimdi nerede, ne yapıyor?
Doların 25 TL bandını geçtiğini gördükten sonra, 'Keşke o zaman dolar alsaydık' diyen insanlar gibiyim. 
'Paradan para kazanmak' veya 'para parayı getiriyor' demek bu olsa gerek. Sizce de bu anormal bir durum değil mi? Merkez Bankası doları düşürmek için politika faizini 8 den 15'e yükseltirken her işimizin ters gitmesi gibi dolar düşeceğine daha da yükseldi. Olması gerekenin tam tersine gidişat gerçekten üzücü bir durum. 
Maalesef her şeyimizin dolar üzerinden işlem görmesi, evimize alacağımız ev eşyasının dahi dolar üzerinden zamlanması bizim gibi köklü bir geçmişe sahip devlete yakışmıyor.
Venezüella’yı herkes bilir; dünyanın en fazla petrol rezervine sahip olan ülkesinde nasıl olur da enflasyonun yüzde 700'e kadar gelir akıl almıyor. Bunun 'yönetim şekli' ile alakalı olduğunu herkesin bilmesi gerek. Bizlerin de bu duruma düşmemesi için acilen bu duruma birilerinin müdahale etmesi lazım. 

Venezüella'daki durumları özetleyen bir küçük bir dipnot aktarayım; dikkatle okumanız dileğiyle:
Bir paket un 74 bin bolivar,
Yarım kilo makarna 55 bin bolivar,
Bir karton yumurta 250 bin bolivar,
Bugün Venezüela’da işçisinden emeklisine kadar birçok kişi 2-3 işte çalışmasına rağmen günlük gıda ihtiyacını bile karşılayamıyor. Görünen o ki, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelmesi, mevcut ekonomik şartlar değişmeden mümkün değil. 
Venezüela’da bir çikolata karşılığı bir depo benzin alındığına inanmak istemezdim ama doğrusu öyleymiş. 
İnsanlar sokağa çıkamıyor, çünkü her an soyulma tehlikesi var. Hayat bitmiş durumda. Sosyal hayat durdu... Sinema yok, tiyatro yok, konser yok... Hava kararınca şehirler ıssızlaşıyor. 
Karayolları, limanlar ve havalimanları ordu kontrolünde tutuluyor.

Hal böyleyken zengin daha zengin oldu. İnanılır gibi değil ama bir hamburger 170 dolara satılıyor ve alıcı buluyor! 
Eczane rafları boşaldı; ilaç sıkıntısı var, sağlık sistemi çöktü, ameliyat malzemesi yok, yeni doğan bebek ölümleri rekor seviyeye ulaştı.
İthalat bıçak gibi kesildi, alt tarafı bir diş macunu almak isteyen, normal fiyatının 100 katı ödemek zorunda kalıyor. 
Günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor. Yeterli elektrik üretilemediği için kamu kurumları haftada 5 gün tatil ediliyor.
Kamuda sadece pazartesi ve salı çalışılıyor. Özel sektör ise haftalık izin gününü 3'e çıkardı.    
Şehirlerde günde 8 saat su kesintisi yapılıyor. Fuhuş patladı, suç patladı... Her 21 dakikada bir cinayet işleniyor. Bu dramatik durumlar böyle uzayıp gidiyor. 
'Bu durumu nasıl olur da petrol zengini bir ülke yaşar?' demeyin. O petrolü halkının çıkarları için değil de kendi çıkarları için harcayan bir yönetim anlayışı oldukça bu durumun devam etmesi bir kenara dursun, yaşananlar daha da vahim hal alacak gibi gözüküyor. 
Şimdi gelelim güzelim memleketimize... Ekonomi politikası konusunda halkı gözetmek gerek. Yoksa Venezüela gibi, birilerinin daha zengin, birilerinin daha fakir olması içten bile değil. Saygılarımla…