Tek bir sona giden hayatları izliyorum, hayatlarımızı izliyorum... Hiçbir yere varamayacağımızı bile bile gitmek aslında tüm yaşamımız en kutsalından en varoşuna...

Bir düş aslında yolculuklarımız, içimizde bir türkü en çok kendimize varmak için aşılan bir hayat.

Bazen diyar diyar gurbet kokusu yollar

bazen kervan kervan özlem taşır bulutlar

ışığa varmak için ne karanlıklardan geçiyoruz ama yetişmek ne mümkün, sürekli birbirini kovalarken geceyle gündüz?

sürekli fışkın kuru otlara bakıp dalarken tözümüz, ne mümkün biribirimizde kalabilmek?

O yüzden hicret eder bütün alimler kendinden taa kendine...

Ne kuş kalır ne bulut gökyüzünde

başladıysa fırtına

savrulmaktan başka çaremiz yoksa

son bir yolluk düşümüz kalmadıysa yüreğimizin bohçasında 

yılgın patikalarla barışmaktır hicret...

Ben de son kez bakıyorum senin ayçiçeklerine

göğüne

berrağına

ve gidiyorum senin baharından kendi kışıma…