Yağmur KARADAĞ/Kadınlarımıza genellikle en yakınlarındaki erkekler tarafından, yani eşleri, eski eşleri, partnerleri veya akrabaları tarafından öldürülüyor. Aile içi şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kültürel normlar, kadın cinayetlerin artmasına zemin hazırlıyor.
Karanlık tabloda, her yıl yüzlerce kadın, çoğu zaman yasal boşluklar, yetersiz koruma önlemleri ve toplumsal duyarsızlık nedeniyle yaşamını yitiriyor. Özellikle boşanma süreçlerinde ya da şiddet gördüğü için sığınma talebinde bulunan kadınlar, tehlikenin en büyük hedefi haline geliyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları
2024 HAK KAYIPLARIYLA GEÇTİ
2024 yılının kadın hakları ve mücadelesi açısından çok yoğun geçtiğini dile getiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, “Ancak bu yıl bir gram ilerleyemedik. 9. Yargı Paketi içerisinde 6284 sayılı yasayı tartışmaya açarak, içini boşaltmaya çalıştılar. 30 yıldır mücadelesini verdiğimiz, hakkımız olan soyadımızı kullanma kararı Anayasaya rağmen değiştirilmek istendi. Kadınların nasıl doğum yapacağına bile karışılmak istendi. Bu açıdan, bu yılı hak kaybıyla geçirdik. Siyasi iktidarın söylemleriyle de hedef alındık” dedi.
ERKEKLERİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYORLAR
Her gün ülkemizde üç kadının öldürüldüğünü ifade eden Osmanoğulları, “Bu kadınlar ‘şiddete hayır’ dedikleri ve gelecekleriyle ilgili karar almak istedikleri için 2024’te de vahşice öldürüldüler. Aslında sadece kadınlar da değil, kadınlar yanındaki anneleri, çocukları ile birlikte öldürüldü. Bornova Altındağ'da sırf anneleri boşanmak istiyor diye öz babaları tarafından çocuklar katledildi. 2024 yılında ‘aileyi güçlendirelim, kutsal aile’ dediler. Aslında güçlendirmek istedikleri erkekler. Kadınlara, ‘aile kutsaldır diyerek, şiddeti de yaşasan boyun eğecek ve aile birliğini sürdüreceksin’ diyorlar. Hayır dersen, çocuklarınla birlikte öldürülürsün. Erkekler artık kadınlara tahammül edemez hale geldiler. Öyle ki artık kendilerini de öldürmeye başladılar” diye konuştu.
‘KUTSAL AİLE’ SÖYLEMİNDEN VAZGEÇİLMELİ
Şu an Türkiye’de ailelerin yok olma boyutuna geldiğini vurgulayan Osmanoğulları, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla kutsal aile söyleminden vazgeçilmesi gerektiğini söyledik. Kutsal aile söylemleri toplumda bir sağlık sorunu haline geldi. Aileler mahvolmuş durumda. Kadınlar vahşice öldürülmeye devam ediliyor. Ancak 2024’te haklarımızdan, özgürlüklerimizden de vazgeçmedik” dedi.
2025 ZORLU VE MÜCADELE DOLU BİR YIL OLACAK
2025 yılında eşitlik istediklerinin altını çizen Osmanoğulları, “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda var olmasını ve buna yönelik politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Aynı zamanda bir an önce İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesini istiyoruz. Ama görünen köy kılavuz istemez. 2025 yılı da bizim için zorlu ve mücadele dolu bir yıl olacak. Biz bu mücadeleye de hazırız” şeklinde konuştu.
Türkiye Kadın Hakları Koruma Derneği’nden Avukat Figen Özler Merder
"ADALETİN İŞLEYİŞİ SİYASAL BAKIŞ AÇISININ ALTINDA SÜRÜYOR"
Kadın cinayetlerinin artacağının önceki yıllardan belli olduğunu söyleyen Türkiye Kadın Hakları Koruma Derneği’nden Avukat Figen Özler Merder, “2024 yılında intihar diye geçen kadın cinayetleri arttı. İki yıl önce İzmir’de Duygu Bölükbaş, E.T ile birlikte yaşadığı evin banyosunda ölü bulunmuş, intihar denmiş, dosya kapanmıştı ama bu dosyanın da cinayet olduğunu da çıktı. Bu açıdan, geleceğini bildiğimiz bir süreci yaşıyoruz" dedi. Merder, Ceza Kanunu’nda da pek çok değişiklik yapıldığını dile getirerek, bu değişikliklerin uygulanıyor olması gerektiğini vurguladı. Merder, "Kadın cinayetlerinde haksız tahrik indirimlerinin uygulanmaması, bakış açısının değiştirilmesi çok çok önemli. Ancak maalesef adaletin işleyişi siyasal bakış açısının altında sürüyor” dedi.
2025 YILINDA TOPYEKUN MÜCADELE ETMELİYİZ
2024 yılının bir açıdan da kadın cinayetlerine karşı mücadele yürütenleri birbirine bağladığını dile getiren Figen Özler Merder, “Ayrı ayrı değil birlik olarak bir şeyler yapmamız gerektiğinin daha fazla bilincine vardık. 2025 yılında da tüm kurumların topyekûn kadın cinayetlerine karşı mücadele için çalışabileceğini umuyorum. Artık herkes kadın cinayetlerine karşı elini taşın altına koyma zorunluluğu hissediyor. Bu durum, vahim sonuçları hep birlikte görebildiğimizin resmi. Böylece kurumlar çözüm üretmek için çalışıyor. Bu noktalar 2024’te bizlere umut verdi” ifadelerini kullandı.
UMUT VERİCİ SONUÇLAR DA DUYURULMALI
Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının aynı mantıkla, aynı amaç için hareket ettiğinde kadın cinayetlerine dair çözümlerin, düzeltilebilecek noktaların olduğunu söyleyen Özler Merder, “Asla mücadeleyi bırakmamalı, yılgınlığa düşmemeliyiz. İzmir genelinde de hep birlikte bir hareket edebilirsek daha başarılı oluruz. Bireysel olarak mahallelere inmeliyiz, kadınlara haklarını anlatmalıyız, kadına yönelik şiddete dair olumlu sonuçları da duyurmak önemli. Çünkü çoğu kadın cesaret bulsa da sonuca inanmıyor. ‘Beni koruyamayacaklar, öldürüleceğim’ diye düşünüyor. Bu nedenle umut verici sonuçları yaymak önemli” dedi.
“İZMİR’İN ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEDEKİ FARKINI KANITLAYALIM”
2025 yılında İzmir genelinde sığınma evlerinin, kreşlerin, barınma evi projelerinin hayata geçirilmesi için el ele mücadele edilmesi gerektiğini belirten Özler Merder, “Büyükşehir'in barınma evi projesi var. Kadınlar sığınma evinden çıktıktan sonra, çalışmaları durumunda belli bir süre kalmalarını sağlayacak bir proje. Bu güzel örnekler çoğalmalı. Şiddet gören kadın, çocuğuyla birlikte barınmalı, istihdam sağlanmalı. El birliğiyle İzmir’in farklı olduğunu 2025’de kanıtlayalım” diye konuştu.
11 AYDA 394 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) tarafından yapılan araştırmaya göre, 1 Ocak-30 Kasım 2024 tarihleri arasında ülke genelinde 394 kadın erkekler tarafından katledildi. Bu ölümlerin yüzde 66’sı şüpheli ölüm olarak kaydedildi. Katledilen kadınların yüzde 48’inin evli olduğu ortaya çıktı. 151 kadın ise aile içindeki bir erkek tarafından öldürülürken, yüzde 97’si boşanma veya ayrılma aşamasında olduğu erkek tarafından katledildi. 220 kadın yine en güvenli alan olan evlerinde, yaşadığı alanda öldürüldü.
EN ÇOK ATEŞLİ SİLAHLA ÖLDÜRÜLDÜLER
Son 11 ayda 214 kadın ateşli silahla, 83’ü kesici aletle, 25’i boğularak, 16’sı yüksekten düşerek ölürken 56 kadının ölüm nedeni bilinmiyor. Öldürülen kadınların 189’u evli, 131’i bekar, 13’ü dini nikahlı ve 61’nin ise medeni durumu bilinmiyor.
KADINLAR EVLERİNDE KATLEDİLDİ
Hane içinde öldürülen kadınların sayısı 220. Kadınların 151’i aile içinde yaşadığı erkek tarafından, 97’si boşanma / ayrılma aşamasında olduğu erkek tarafından öldürüldü.
KASIM AYINDA 36 KADIN CİNAYETİ
TKDKF verilerine göre kasım ayında 36 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadın cinayetleri ve şüpheli ölümler ise
İstanbul’da 7, Antalya’da 3, Tekirdağ’da 3, Mersin, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te 2, İzmir, Ankara, Çanakkale, Bursa, Iğdır, Aksaray, Sakarya, Uşak, Kırklareli, Konya, Karaman, Kocaeli, Kütahya, Adana, Hatay ve Şanlıurfa’da her bir ilde bir kadın olmak üzere 16 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
11 AYDA 233 ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ
2024 yılında yüzlerce şüpheli kadın ölümü de gerçekleşti. Aynı zamanda acılı aileler, adliyelerde hukuk mücadelesi verdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, yılın ilk 11 ayında 233 şüpheli kadın ölümü, 375 kadın cinayeti gerçekleşti.
Duygu Bölükbaş
İNTİHAR DEĞİL CİNAYET!
Otuz üç yaşındaki Duygu Bölükbaş, iki yıl önce İzmir'de E.T ile birlikte yaşadığı evin banyosunda ölü bulundu. Sanık ve görgü tanığı olduğunu belirten halası S.T, Bölükbaş'ı banyodaki havlupana çarşafla asılı halde bulduklarını söyledi. Bunun üzerine dosya "intihar" olarak açıldı, ancak anne Nuriye Bölükbaş, kızının intihar ettiğine ikna olmadı. Yapılan soruşturmalar kapsamında Duygu Bölükbaş’ın intihar etmediği, öldürüldüğü ortaya çıktı.
2024 YILI İÇİNDE YÜREKLERİ DAĞLAYAN CİNAYETLER
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NDE KATLEDİLDİ
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde İlayda Alkan (20) ve annesi Oya Tarhan (45) Konak’ta bankta otururken Yunus Y.'nin (32) bıçaklı saldırısına uğradılar. İlayda hayatını kaybetti, annesi ise yaralandı.
Katil Yunus Y., ilk ifadesinde alkollü olduğunu ve tartışmanın nedenini hatırlamadığını söyledi. İddianamede tutuklu sanık Yılmaz için ‘Kasten öldürme’ suçundan 'ağırlaştırılmış müebbet' ve 'kadına yönelik kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istendi ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İKİSİ DE 15 YAŞINDAYDI
Karabağlar’da 16 Haziran 2024 tarihinde korkunç bir cinayet işlendi. 15 yaşındaki kız çocuğu Hacer Çağla Çetinalp, eski erkek arkadaşı olan 15 yaşındaki, U.E.Y. tarafından 120 bıçak darbesiyle öldürüldü. Olay yerinden kaçan U.E.Y, polis tarafından yakalandı.
Özge Polat
YANIMIZDAKİNİ KORUYAMIYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan Özge Polat, 7 Ekim 2024 sabahı işe giderken 1,5 yıl önce boşandığı eski eşi Serkan Y. Tarafından sokakta ateşli silahla ağır yaralandı. Boyun ve karın bölgesinden ağır yaralanan Özge Polat, yaşama tutundu.
Yoğun bakımın ardından hastanede servis odasına alınan Özge Polat, "Evlatlarım ve sevdiklerimle tekrar yaşayabilmek için ikinci bir şans elde ettiğim için çok fazla ağrım olmasına rağmen mutluyum. İyi ki bu ikinci şans bana geldi. Aileme, sevdiklerime, beni tanıyan veya tanımayan onlarca kişinin duaları ve desteklerine teşekkür ederim. Allah hepsinden razı olsun" dedi.
Polat hastane odasından kadınlara da seslenerek, “Erkek evlatlarımızı bilinçli yetiştirelim. Her anne bu görevi üstlenirse belki de 5-10 yıl sonra bambaşka yerlere gidebiliriz. Kadın insandır. O erkek evlatları bizler doğurup, yetiştiriyoruz” ifadelerini kullandı.