“Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar. Sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar.” (Sunay Akın)

Lunapark dediğimizde ne gelir akla?
Eğlencedir...
Oyundur...
Rengarenk ışıklardır... Kalabalıklardır...
İlk lunapark da, ünlü Rus siyasetçi ve edebiyat eleştirmeni Anatoli Lunaçarski tarafından 1905’te Fransa’da kurulmuştur, isim babasıdır yani Lunaçarski.
Lunaparklar bütün dünyada eğlence ve tüketim kültürünün yükselişini anlatır.
Devasa bir masal dünyasına girmiş hissine kapılırsınız  lunaparklarda.
Her yaş grubuna hitap ederler...
Hız trenlerinden su kaydıraklarına, atlı karıncalardan türlü eğlenceli oyunlara kadar...
Happy Valley-Çin,
Euro Park-Almanya,
Alton Towers-İngiltere,
Fuji Q Highland-Japonya, Tivoli Bahçeleri-
Danimarka, Disneyland-ABD, Ocean Park-Hong Kong dünyanın en ünlü lunaparklarıdır.

**

90Fba318 41Da 46Bc 88B2 Ce24085368E0

Bakınız;
Londra’daki 135 metre yükseklikte dönme dolap “London Eye”,  kentin simgesidir.
Adeta Ada'nın ortasında açılmış dev bir göze benzer.
Yılda 3 milyona yakın ziyaretçisi vardır.
Şikago, Santa Monica, Las Vegas, New York, Kanada’daki “Niagara Wheel”, Çin’deki “Tianjin Eye” da "sembol" dönme dolaplara sahiptir.

**

9C7F88F6 5C48 4E1D 8D25 1E9C91F2Ea51

Edebiyatta da çok kullanılan imgelerdendir Lunapark.
Yazarlara, şairlere ilham verendir .
Türk Edebiyatı’nda,
bu imgeyi -dünyayı ve hayatı sembolize edecek şekilde kullanan- ilk isim Behçet Necatigil’dir;
“Bir luna-park mı bir konser bir gösteri,
Bilmem pek anlamadım önüm kalabalıktı,
Sıkıştığım yerde vakit çabuk geçti..."
Oktay Akbal’ın öyküsü “Lunapark”ta da
“Yaşam, bir Lunapark’tı. Tüm yaşantım Lunapark’tan farksız bir evrende geçecekti. Çarpışmalar, uçuşmalar, korkular, kuşkular.” satırları yer alır.(Varlık-1983)
Bir başka örnek de Mustafa Şirin’in “Atlıkarınca” şiirinde karnavalesk anlamlar yüklenen imge, bindiği atı kucaklayan çocuğun hareketinde şairin yaşama tutkusunu ve hayatı bir gösteri, bir panayır yeri olarak görme isteğini ifade eder.
(Söylem Filoloji Dergisi-Dr.Şener Şükrü Yiğitler)
Murathan Mungan da "Kırmizi" da yer vermiştir Lunapark imgesine;
"mekanlar lunapark,
hayat çarpışan otomobiller
görüntünün kumbarasında hafızanız beş kuruş
alarma yakın hiçbir kırmızıya düşmemiş yolunuz
Bindiğin düş atı yorulmuş oysa
Üstündeki binici çoktan değişti sana sormadan
Kendine uygun bir ayna bile bulamadan
Kalakalırsın baktığın boşlukta"

**

Whatsapp Image 2024 12 07 At 11.15.31

7 Ekim 1953’te Nazilli’ye gelen şair ve ressam “Bedros” Bedri Rahmi Eyüboğlu da, Nazilli izlenimlerinde bakın neler yazmış;
”6 saat içinde 6 lunapark geçtik.
Ne görelim şehir baştan aşağı neon ışıkları içinde. Nazilli dediğin nedir ki, Anadolu’da küçük bir kaza değil mi?
Gecenin on ikisinde ışık içinde yüzen bir Anadolu kasabasını görmek insanı nasıl sevindirmez. Nazilli’nin iki yakasını bir araya getiren bir ışık fermuarı taa Basma Fabrikası’na kadar uzanmış…” 
Mario Levi de “Lunapark Kapandı” romanında "Lunaparkın kapanması, çocukluk saflığının bitmesi ve çocukluk dünyasının sonlanması demektir.” yazmıştır.

**

Asıl konuya geliyoruz şimdi.
İzmir’in de ünlü Fuarında (Kültürpark’ta) yarım asırdır faaliyet gösteren -herkesin bir anısınınn olduğu- Lunapark’ı var. Çarpışan arabaları, korku tünelleri, dönme dolapları, atlıkarıncaları, zincirli salıncakları, dev balerinleriyle, kentin her yerinden görülen dönme dolabıyla...
(bizim zamanımızda aynalar vardı, motosiklet ile gösteri yapılan üstüvane de vardı)
şairin deyişiyle
O Lunapark
“çocukların ve ruhu çocuk kalanların”
en sevdiği mekanlardan biridir bu kadim şehrin.

**
9 yıl önce meslektaşım Gökmen Küçüktaşdemir  ne yazmış Coşkun Ailesi'nin işletmesindeki Lunapark için?;
“365 gün hizmet veren lunapark, yıllar geçmesine rağmen hala cazibesini koruyor.
Araçlar; teknolojik ve güvenlik açısından yüksek ekipmanlarla donatılmış. Şirket sektördeki gelişmeleri takip ediyor ama yeni oyuncaklar için yeterli alanı bulamıyor. Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi, lunaparkın büyümesi için gerekli alanın tahsisini bir türlü gerçekleştirmiyor. Belediyenin de kendilerine destek olması gerektiğini düşünüyorum ve bu durumu görmezden gelmeyeceklerini sanıyorum.
Hatta bu yıl 41. yılını kutlayacak olan Coşkun Lunapark'a bu konuda bir sürpriz yaparlarsa ne de güzel olur.”
Sevgili Gökmen;
o Büyükşehir Belediyesi, Lunapark’ı kaldırıyor şimdi!
Neymiş?
“Görüntüsü İzmir’e uygun değilmiş.
Talep azmış.
Şehir dışında olması gerekirmiş, vs .vs…
“15 gün içinde tahliye edin” yazısı göndermiş belediye.
Yeni yer de göstermemiş ayrıca...

**
Sn.Yetkililer!
Ruhumuzdaki çocuğa dokunmayın!
Dokunmayın Lunapark’a!
"Paraşüt Kalesi", "Kaskattlı Havuz", "Küçük Göl" gibi Fuarın, İzmir’in simgelerindendir orası da.
Sezen Aksu’nun ünlendirdiği şarkısıyla;

"Altı üstü bir bilet parası,
Haydi, koş, gel, bir cennet burası,
Rengârenk bir yaşam umut rüyası,
Dönme dolap bir ömür öğütür,
Or'da zaman durur, hep dönülür,
Yorgun düşer, düşünceler bölünür,
Lunapark gerçek mutlulukların,
Olsa, olsa bir parmak balı,
Oysa aslında hepimizin masalı…”