Cahit Sıtkı Tarancı, askerliğini Burhaniye'de yaparken
Ziya Osman Saba'ya yazdığı bir mektupta; "Denizin bütün iltifatlarına nail olmuş... Körfezler, adalar, çamlıklar... Hâsılı enfes bir kasabadır Ayvalık…
Kasaba suyla sarhoş bir halde tabii, rakı bulduğum akşamlar, bu güzelliklerin hakkını vermekte kusur etmedim" diye de yazmış.(Şair Yazar Gültekin Emre 'Şiir ve Öykülerde Ayvalık" kitabında, Tarancı 'nın 18 Eylül 1942 tarihli mektubunda yazdığını belirtir bu satırları)
Edip Cansever ise Ayvalık'ın güzelliklerini yaşamak için kasabaya "Saat Onda Kalkacak Vapur"a biner ve seslenir kaptana: "Hey kaptan! Sen bilir misin, var mı hiç görmüşlüğün/ Tam Ayvalık gibi yüzü, şimdi karşımda."
Behçet Kemal Çağlar da, 1963'te "Cunda Akşamı"nda "Nasıl şükretmeli bu güzelliğe?/ Bocalarken göğün altında beden" diye yazmıştır.
Peki Ahmet Günbaş Abimiz
nasıl tarif etmiş Ayvalık'ı?;
"Aralık kapılardan firakı lâl şarkılar sızdırır Ayvalık!"
Ve Ataol Behramoğlu;
"Durduktu önünde Ege Denizi'nin/ Gözleri mayıs bulanığı / Kuytuluğunda
eski evlerin/ Dolaştıktı Ayvalığı"
Ayvalık sevdalısı Bedri Karayağmurlar Hocam da "Emekli olup, bir kıyı kasabasına(Ayvalık) yerleşeceğim. Bu kadar yıl hizmetten sonra 'bir sen eksiktin' diyen olmaz sanıyorum " demişti bir Söz Demi Grubu buluşmasnda.
Ayvalık'a, Cunda'ya ne zaman gelsem
Yunus Bekir Yurdakul
Hocam'ın "Taşkahve'de Bir Gece Yarısı" öyküsündeki "hesabına taksit yapan" genç garsonu anımsarım..
Cem Seyhun Ünbay'ın "zeytin çizikleri, zeytin kokuları" ile bezedigi "bi'ucum Cunda'da/ bı 'ucum yanımda " dizelerini de unutmadan...
**
Hafta sonu, artık gelenekselleşmiş
"Zeytin Hasat ve Turizm Festivali" için Ayvalık'taydık.
O zeytin ki, "Ayvalık 'ın kimliği, karakteri, var oluş sebebiydi."
Cumhuriyet Meydanı'ndaki açılıştaki konuşmalar içinde
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin'in konuşmasını çok beğendim.
"Sevgili Zeytin Dostlarımız", hitabıydı konuklara Başkan'ın.
Ayvalık’ın bereketli topraklarında, barışın ve ölümsüzlüğün simgesi olan zeytin ağaçlarının gölgesinde buluşmanın, hasadı, yüzyıllardır kök salmış bir kültürün, emeğin ve barışın şölenini "kutladıklarını" anlatıyordu Başkan.
"Burada nefes alan herkesin belleğinde bir zeytin ağacının gölgesi vardır" cümlesini de -özellikle- not aldım.
Yine o konuşmadan;
"Ayvalık’ı asıl Ayvalık yapan, binlerce yıldır dimdik ayakta duran, sabırla meyve veren zeytin ağaçlarıdır. Bize geçmişimizi anlatır, köklerimizi hatırlatır, geleceğe dair umutlarımızı besler. Festival da sadece Ayvalık’ın değil, insanlığın ortak değerlerine ışık tutuyor. Burada sınırlar yok, burada ayrılıklar yok. Burada dostluk, dayanışma, kültürlerin kardeşliği var. Zeytin ağacı nasıl ki gövdesiyle dallarını dünyanın dört yanına uzatıyorsa, biz de Ayvalık’tan dünyaya dostluk, barış ve bereket mesajı veriyoruz."
**
Festival kapsamında her gün atölyeler, paneller, söyleşiler, sergiler düzenlendi. Annesi Ayvalıklı Midilli Belediye Başkanı Panagiotis Christofas da "Ege'nin İki Kıyısında Zeytincilik" panelinin konuğuydu.
Ege ve Suzan Kardeş konserlerinde Kırlangıç Yaşam Alanı, tıklım tıklımdı.
Ayvalık’ın zeytinliklerinden yükselen değerin artık sadece Türkiye’nin değil, dünyanın ortak mirası olduğu vurgulandı tüm etkinliklerde;
"UNESCO’ya aday olan bu kültürel zenginlik, tüm insanlığın ortak sofrasına taşınan bir berekettir.
Zeytin varsa, hayat vardır. Zeytin varsa, umut vardır. Zeytin varsa, gelecek vardır!
Bugün burada hasat edilen sadece zeytin değildir. Hasat edilen umut, dostluk ve barıştır.
Zeytinin gölgesi üzerinizden eksik olmasın."
"Kooperatifçilik", "Yerel Kalkınma", "Coğrafi İşaretli Ürünler", "Zeytinin Dünya Mutfaklarındaki Yolculuğu", "Zeytin Hasadı Kitaplarındaki Ayvalık", "Ayvalık Mutfağı", "Dünya Sofralarında Ayvalık Zeytinyağının Yolculuğu" konuşuldu, tartışıldı...
Bu arada, Meslektaşımız 1000 Yıllık Dostumuz Başkanlık Basın Danışmanı Işık Teoman ve ekibinin ' özverili çabası , festivalin kusursuz geçmesinde ayrı bir etkendi.
**
Dileyen; "Rakı, Balık, AYVALIK" desin, biz "Şiir, Zeytin, AYVALIK" diyeceğiz.
Unutmayalım;
"Ölümsüz Ağaç" Zeytin,
Bizden önce vardı, bizden sonra da var olacak!
Çokça şiirle başladı yazı, zeytinle devam etti, Ayvalık'ta yaşayan "Şafak Türküsü"nün şairi Nevzat Çelik'in 1982'de Metris Cezaevi'nde yazdığı şiiriyle de sonlansın;
"gün olur/zeytin dalı göğüslerden/ barış güvercinleri uçar/ gün olur/
İki kürek kemiği arası
sırtladığımız dünya/
merhaba der gibi bir dosta/
özgür ve mutlu yaşanır"