İki kız çocuğu.
Türkiye'nin iki farklı şehrinde yaşıyor; farklı çevrelerde büyüyorlar.
Hayata aileleri, okulları ve çevrelerinden gördükleri neyse o perspektiften bakıyorlar.
Sevgi, saygı, vicdan, hoşgörü gibi kavramları içinde bulundukları ortama göre öğreniyorlar; özümsüyorlar.
Bu iki kız çocuğumuz 23 Nisan'da yaşadıkları ilçelerin belediye başkanlarının koltuğuna oturdu.
Aydın'da Karacasu’yu Sevenler İlkokulu öğrencisi Nisa Nur Topan, Karacasu Belediye Başkanı makamındaydı geçici olarak. Başkan Mustafa Büyükyapıcı, küçük kıza “Karacasu için sen neler yapmayı düşüyorsun” diye sordu. Topan'ın cevabı üzücü ve düşündürücü. İlkokul öğrencisi Nisa Nur, sokak hayvanlarından rahatsızlık duyduğunu ve başkan olsa onları toplatacağını söyledi.
Antalya'da ise Cengiz Topel İlkokulu öğrencisi Şevval Özkiliç Finike Belediye Başkanının koltuğunu bir saatliğine devraldı.
Finike Belediye Başkanı Kaan Osman Sarıoğlu'na özellikle sokak hayvanları ile ilgili şunları söyledi minik Şevval: “Parklara konulan kedi evleri beni çok mutlu etti. Kedilerin özellikle soğuk havalarda gidecekleri bir yer olması çok güzel. Bence bu konuda yapılan çalışmalar daha da artırılmalı.”
Aynı yaşlarda, iki kız çocuğumuz.
Biri hayvan sevgisinden yoksun şekilde yetişiyor. Canları sokaklardan toplatılıp kim bilir nerelere atılması gereken mahluklar olarak görüyor.
Diğerinin ise kalbi hayvan sevgisi ile dolu. Soğuk havalarda ne yaparlar, diye düşünüp üzülüyor. Belediyenin kedi evleri dikkatini çekmiş ve minik dostların başlarını sokabilecekleri bir sığınakları olmasına çok sevinmiş. Sayısı artsın istiyor.
Sevgi sınırları olan bir duygu değil ama maalesef geleceğin büyüklerine bazı şeyleri sevip, bazı şeyleri ise sevmemeyi öğretiyoruz. Haydi sevgiden geçtim; en başta yaşam hakkına saygıyı öğretmiyoruz. Oysaki en temel bilgi olmalı bu... Daha iyi bir dünya, daha güzel bir dünya, daha adil bir dünya için Allah'ın yarattığı her cana kıymet göstermeyi, saygı duymayı öğrenmeliyiz en başta.
Küçük Nisa Nur acaba “sokaktan hayvanları toplatırdım” derken hangi duygu ve düşünceler içindeydi; merak ediyorum.
* * *
Daha önce de yazmıştım, hayvan sevgisi erken yaşlarda edinilmeli diye...
“Hayvan sevmeyen insan sevmez” lafı birçoğunuza klişe gibi görünebilir ama eskilerin her sözünde olduğu gibi bu da zaman içinde bilimsel verilerle desteklenir hale gelmiş.
Yüzlerce bilimsel araştırma bize ortak bir bilgi veriyor: Hayvanlarla bir arada olmak insanlar için doğal terapi görevi görüyor.
Hayvanlarla birlikte büyüyen çocuklar mesela; daha sosyal, daha mutlu insanlar olarak yetişiyor.
Hayvan besleyen insanlar; daha az stresli, daha sevecen insanlar oluyor.
Her gün gerilimin biraz daha arttığı, öfkenin, ayrışmanın had safhaya çıktığı ülkemizde aslında hayvanlara daha sıkı sarılmalıyız. Daha çok sevmeliyiz onları. Onlara duyduğumuz sevgiyi, onlar sayesinde gelişen vicdani duygularımızı büyüterek çevremize yaymalıyız.