Gerence Koyu’ndan tepelere bakıyorum; tepeler kapkara  bir kül yığını. İs kokuları terk etmedi bizi! İnsanlar şaşkın, tedirgin… Şiire sığınıyorum; hüznün, telaşın, şaşkınlığın, kaygının gölgesinde… Ama yine de diyorum ki kendime; iyi ki şiir var,  şiir yaşamımıza erinç, gönenç, direnç katıyor. Sanki sığınağımız gibi şiir. Nihat Behram da öyle diyor ya:
“Yedeğimde hep bir şiir olmalı 
Korusun diye beni, 
Sarsın 
Solusun diye...” 
(…)
Yedeğimde hep bir şiir olmalı 
Yuvasında ilk kez uçan serçe gibi telaşlı, 
Şafakta kuzulamış karaca gibi baygın, 
Ulaşınca çılgınlığa kırılan dallarda ömrün 
Yanarak uğuldayan 
Yanarak uğuldadığım...

***
Şükrü Erbaş’ın şu sözlerine de katılıyorum: “Roman, öykü, dile getirdiği gerçekliği çoğaltarak var olurken, şiir olabildiği kadar azaltarak var olur. Kendi diline bile çevrilemez bir yaratım. Ortak bir tanımı yapılamamış bir yaratım. Dilin, neredeyse bir çınlamaya döndüğü bir yaratım. Sanırım müzikten sonra insanın en büyük buluşu şiir olmuştur.” (5 Ocak 2019, Biamag)
Bence de insanın en güzel buluşu, yaratımı, iletişimi, sesi, çığlığıdır şiir.          
Gülsüm Cengiz’in Ocak 1996’da yazdığı “Yaşamı Savunmalıdır Şiir”deki şu dizeler de yabana atılır mı hiç? 
“Şiir yaşam içindir!
Tanıklık etmelidir gününe,
yaşamı savunmalıdır şiir!”
 İçi sevgi, barış, özgürlük, umut, aşk, aydınlanma, doğa özeni işle dolu şairin kıyısı elbette insana açık olacaktır.
                                                           
***
Geceyi ilikleyen, sabahı derine gömen, öfkeyi güle batıran, sızısını suya bırakan Özge Sönmez, kıyısını insana açarken, sözünü daha da yoğunlaştırıyor ve diyor ki; “kıyısı insana bakmayan suları çabucak geçiyorum.”
Özge Sönmez’in sesi, sözü, aklı, fikri, kalbi, ruhu hep insandan yanadır. Bunu yazılarında, söyleşilerinde, toplantılarda, dost buluşmalarında da dile getirir sık sık. O yüzden “kıyısı insan”dır şiirlerinin.

***
“Kıyısı İnsan”, Özge Sönmez’in ŞEY Kitap Yayınları arasında Ağustos 2023’te çıkan şiir kitabı. Dirençli, inançlı, devingen, tepkili… Kendini yeni zamanlara, sevgilere, aşklara, sorulara, yanıtlara, tanıklıklara, yorumlara doğru kanat çırpıyor.          

*** 
Şiirden uzaklaşmak, kopmak olanaklı değil. Ne çok yinelesek de Dağlarca’nın özdeyiş gibi belleğimize yerleşen şu sözlerini unutmak olanaklı mı? “Elimde yetki olsaydı, sabah kalkar kalkmaz, ilk işim herkese şiir okutmak olurdu.”
Hadi o zaman şiire gidelim, şiirgillere. Her sabah ilk işimiz şiirin ustalarından birkaç dizeye dokunalım.