Gökçe ADAR ÇUBUKÇUOĞLU- ÖZEL İzmir'in en önemli turistik yerlerinden Çeşme, rant oyunlarının tehditi altında. Çeşme'nin en gözde yerlerinden Dalyanköy, Aya Yorgi ve Alaçatı bölgelerinde otel olarak inşa edilen yapılar, 'Turistik tesis' belgesi alarak ev veya 1+1, 2+1 formatında rezidans şeklinde satılıyor. Ancak, otel dairesi görünümlü konutların tapusu kişilere 'arsa payı' veya 'otelin ortağı' şeklinde veriliyor. Üstelik bu yapılar, en az 7-8 milyon TL'ye alıcı buluyor. İzmir Emlak Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Akgün, bu satışın 'dolandırıcılık' olduğunu ancak Türkiye'deki hemen hemen her şehirde yapıldığını ifade ederek, şunları söyledi: “Firmalar, gözüne kestirdikleri yerlere konut yapamacağı için otel yapmaya karar veriyor. 'Turistik tesis' belgesini alabilmesi için yapının içerisine, spa merkezi, açık kapalı yüzme havuzu, sauna gibi şeyler yapıyor. Sonra turistik imar izni alarak otelin bağımsız bölümlerini yani odalarını tıpkı bir rezidans veya ev mantığı ile satışa sunuyor. Fakat bu satış, kişiye özel tapulu bir satış yöntemi gibi değil. Bir devremülk sistemi olarak gerçekleşiyor. Otelin bağımsız bölümlerini ( odalarını) sattığı kişiyi otelin ortağı gibi gösteriyor veya arsa payı olarak satılıyor ya da noterden tahahütname ile veriliyor.”
1 ODA MİLYONLARCA SAHİP
Bir odanın binlerce kişiye satıldığından bahseden Akgün, “Yapılan otelin bağımsız bölüm sayısı 500 tane ise bu 500 bağımsız bölüm (oda) 10 bin kişiye satılıyor. Çok yüksek bir ticaret var. Turizm adı altında resmen kandırmaca, dolandırıcılık hayata geçiyor. Üstelik çok büyük projelere gerek kalmadan, firmalar küçük projeler ile de bu şekilde milyonlarca dolar topluyor” ifadelerini kullandı. Güçlü pazarlama yöntemi ile insanlara bu satışların yapıldığını söyleyen Akgün, şöyle devam etti: “Otele davet edilen ailelere, her yer gezdiriliyor. Öyle güçlü bir satış psikolojisi baskısı var ki, dünyanın en güçlü pazarlama biçimi diyebilirim. Üstelik, insanları sözleşmeler ile taahhüt altına alıyorlar. Bu sözleşmeler ile insanların elini kolunu bağlıyorlar.”
'HİSSEDARI OLUYORSUNUZ'
İZTO önceki dönem meclis üyesi inşaat mühendisi Levent Bendeş de, “Yapıların satışı konut olarak gerçekleşiyor ama oturma raporu konut olarak satın alınmıyor veya elektirk, su gibi faturaları ev faturası olarak gelmiyor. Tapularda 'otel' yazıyor. Yani bir nevi otelin hisse sahibi oluyorsunuz size ait bir konut değil hisse senedi olmuş oluyor. Ne yazık ki, firmalar arsa bulmakta zorlanıyor. Çeşme'de hızla betonlaşan bir yer. İleride bu betonlaşmayı durduracak biri olduğuna inanmıyorum” dedi. Çeşme Çevre Platformu Sözcüsü Ahmet Güler de, “Bu mantıkla Çeşme'nin en güzel yerlerini katlediyorlar. Büyük firmalar, Çeşme'nin en güzel koy ve yakınlarına otelleri inşa ediyor halkın bu koylara ulaşımlarını engelliyor. Biz, buna karşı çıkıyoruz. Bodrum'dan sonra sıra Çeşme'ye gelmesini istemiyoruz. Çeşme'nin betonlaşmasını istemiyoruz. Dilekçeler veriyoruz, otel firmalarına karşı çıkıyoruz” dedi.
Açıklama var ama uyan yok
Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm imarlı alanlarla ilgili önemli bir adım atmıştı. Nisan ayında açıklama yapan bakanlık, otel olarak inşa edilen yapıların ev veya rezidans şeklinde satılamayacağını açıklamıştı. Konuyla ilgili Bakanlık ilgili belediyelere yazılar göndermişti. Ancak Bakanlığın açıklasının sadece sözde kaldığı ve satışların devam ettiği anlaşıldı.