TÜİK’in şubat ayına ilişkin yayımladığı ücretli çalışan istatistikleri, sanayideki istihdamın alarm verdiğini ortaya koydu. Buna göre, sanayi sektöründe ücretli çalışan sayısı şubatta bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %2,2 azalarak 5 milyon 218 bin kişiye geriledi. Sektördeki bu düşüş, aylık bazda da %0,4’lük bir küçülmeye işaret ediyor.
Uzmanlar, sanayideki istihdam kaybını üretim maliyetlerindeki artış, dış talep zayıflığı ve otomasyon yatırımlarına bağlıyor. Özellikle imalat sanayinde robotik sistemlere geçişin hızlanması, insan gücüne olan ihtiyacı azaltıyor. Ekonomistler, bu eğilimin önümüzdeki aylarda da sürebileceği uyarısında bulunuyor.
İnşaat ve ticaret-hizmet sektörleri istihdamı artırdı
Sanayideki düşüşe karşın, inşaat sektörü şubatta yıllık bazda %2’lik, ticaret-hizmet sektörü ise %2,9’luk istihdam artışı kaydetti. İnşaat sektöründe ücretli çalışan sayısı 1 milyon 876 bine, ticaret-hizmet sektöründe ise 8 milyon 199 bine yükseldi.
İnşaat sektöründeki büyümede, kamu projeleri ve konut yatırımlarının etkili olduğu belirtiliyor. Ticaret-hizmet sektöründeki artışın arkasında ise turizm hareketliliği ve perakende talebinin canlanması yatıyor. Ancak uzmanlar, bu sektörlerdeki büyümenin kırılgan olduğuna dikkat çekiyor.
Aylık bazda genel istihdamda hafif gerileme
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerinin toplamında ücretli çalışan sayısı şubatta bir önceki aya göre %0,1 azalarak 15 milyon 293 bin 843 kişi oldu. Sanayide %0,4, inşaatta %0,7’lik düşüş yaşanırken, ticaret-hizmet sektörü %0,1’lik artışla kısmi bir denge sağladı.
Bu veriler, ekonomideki istihdam dinamiklerinin sektörel bazda derin farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. İstanbul Sanayi Odası Başkanı’nın konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Sanayideki istihdam kaybı, üretim kapasitemizi tehdit ediyor. Rekabet gücümüzü korumak için teşvik politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor,” ifadeleri dikkat çekti.
Sanayideki düşüşün perde arkası
Sanayi sektöründeki istihdam gerilemesinin temel nedenleri arasında, enerji maliyetlerindeki artış ve ihracatta yaşanan daralma gösteriliyor. Özellikle Avrupa ülkelerine yönelik ihracat yapan firmalar, talep azalışı nedeniyle üretimlerini kısmak zorunda kaldı.
Otomotiv, tekstil ve demir-çelik gibi iş gücü yoğun sektörlerde çalışan sayısındaki azalma, bölgesel ekonomileri de olumsuz etkiliyor. Örneğin, Bursa’daki otomotiv tedarikçileri, son altı ayda %10’a varan istihdam kesintisine gitti.
Ticaret-hizmet sektörü turizmle canlandı
Ticaret-hizmet sektöründeki istihdam artışında, turizm gelirlerinin rekor seviyelere ulaşması etkili oldu. Konaklama, yiyecek-içecek ve perakende alt sektörleri, şubat ayında önemli ölçüde personel alımı yaptı. Antalya ve İzmir gibi turizm merkezlerinde otel doluluk oranlarının %70’lerin üzerinde seyretmesi, sezon öncesi istihdamı hareketlendirdi.
Ancak uzmanlar, turizm kaynaklı büyümenin mevsimsel olduğunu ve yılın ikinci yarısında etkisini yitirebileceğini vurguluyor. Ayrıca, perakende sektöründeki istihdam artışının enflasyon nedeniyle reel ücretlerdeki düşüşle gölgelendiği belirtiliyor.
İnşaat sektörü kamunun desteğiyle ayakta
İnşaat sektöründeki istihdam artışı, kamu ihaleleri ve TOKİ projelerinin hız kazanmasıyla ilişkilendiriliyor. Özellikle deprem bölgesindeki yeniden yapılanma çalışmaları, geçici de olsa istihdamı destekliyor. Ancak, özel sektör yatırımlarının yavaşlaması nedeniyle bu büyümenin sürdürülebilirliği sorgulanıyor.
Şantiye çalışanlarıyla yapılan röportajlarda, iş güvencesizliği ve ücretlerdeki durgunluk gibi sorunlar öne çıkıyor. İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu yetkilileri, “Kamunun projeleri olmasa sektördeki istihdam çöküş yaşardı,” yorumunu yapıyor.
Ekonomideki sektörel uçurum derinleşiyor
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerindeki istikrarsız büyüme, ekonomideki yapısal sorunları gözler önüne seriyor. Sanayinin GSYH içindeki payının azalması, Türkiye’nin katma değerli üretim hedeflerini riske atıyor.
Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “Sanayisiz büyüme modeli, orta vadede cari açık ve işsizlik sorunlarını büyütür. Acilen üretim odaklı politikalar devreye alınmalı,” uyarısında bulunuyor.