Sessiz ve derinden gidiyorlar. Çaktırmadan geldiler, mahkeme kararlarına karşın Bursa yakınlarına yerleştiler. Ne yasaları tanıdılar ne Anayasayı. Çıkarlarına ters düşen her engeli kaldırdılar ortadan. FETO'yu bile kullanıp kendilerine karşı çıkan Belediye Başkanını görevden aldırdılar. Yetmedi dönemin Amerikan Başkanı Bush, Başbakan Erdoğan'a “Bu sorunu çözün” dedi. Tak! Sorun çözüldü. Amerikan Cargill şirketi nişasta bazlı kimyasal şeker üretimine geçti...
Cargill; 1865'ten bu yana üretimde. Dünyanın en büyük 12. şirketi olarak gösteriliyor. 70 ülkede faaliyet gösteriyor ve yıllık geliri 137 milyar dolar. Hal böyle olunca bazı ağızları sulandırması da normal.
Bu şirket şimdi bir dizi rapor hazırlamış. Bakanlıklara, milletvekillerine, kurum yöneticilerine özel sunumlar yapıyor. Şeker pancarından şeker üretiminin verimli olmadığını iddia ediyor. Pancar çok su istiyormuş, mevsimlik işsizliğe yol açıyormuş, Türkiye bu üretimden zarar ediyormuş, rantabl değilmiş vs. O zaman ne yapmak lazımmış; öncelikle şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, pancar üreticilerinin bu işten vazgeçirilmesi gerekiyormuş. Binlerce üretici aç alacakmış, ne gam.
Kılıfını hazırlamışlar şimdi minareyi çalıyorlar. Önce Şeker Kurumu'nu KHK ile kapattılar. Yetkilerini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devrettiler. Türkiye Şeker Piyasasını düzenleyen Şeker Kurulu'na 2011'de Bakanlar Kurulu'nca seçilen üyelerden biri Cargill yöneticisi Mustafa Muzaffer Sayınataç. İyi mi?
Bize şeker pancarından üretilen şekeri yedirmeyecekler, önümüze mısır şurubundan üretilen nişasta bazlı şekeri koyuyorlar. Dünyanın en büyük mısır üreticisi Amerika'ya yeni bir pazar...
Profesör Canan Karatay “Mısır şurubu, beyaz şekerden 7 kat daha zehir” diyor. Uzmanlar ülkemizde şeker hastalığının dünya ortalamasının 2 katı olduğunu belirtiyor. Bunun en önemli sebebinin nişasta bazlı şeker olduğunu söylüyorlar. İngiltere bu ürünü tamamen yasaklamış, Almanya çok büyük kısıtlamalar getirmiş. Obezite ve diyabete yol açan bu ürün batıda mercek altında. Bizde hazır paletli gıdaların çoğunda nişasta bazlı ürün var. Öyle ki ketçaptan tuzlu bisküviye kadar her yere girmiş bu bela ürün. Gıdaların raf ömrünü uzatıyor. 15 gün vitrinde bekleyen baklavaların çıtır-çıtır olmasının sebebini ne sanıyorsunuz?
Şimdi Anadolu çiftçisinin gözbebeği şeker pancarının ve şeker fabrikalarının idam fermanı Torba Tasarı ile Bütçe ve Plan Komisyonu'nda. 15'den fazla şeker fabrikasının özelleştirilmesi, şeker üretimine büyük darbenin yanında ekonomiyi de olumsuz etkileyecek. Ülke, ithalatçı duruma düşerken, halk da sağlık açısından zararlı olan mısır şurubu şekerine mahkum edilecek.
Kamuoyu hazır Suriye, PYD, Afrin, Zeytindalı ile uğraşırken sessiz sedasız ekonomiyi ve halk sağlığını derinden etkileyecek bu yasayı çıkartmaya çalışıyorlar. Uyanık olalım, tepkimizi gösterelim.