Bizim ülkede hayvanlar kadar onları sevenler de mağdur.
Hayvanları sevdiği ve koruduğu için mahkemelik olan da var, şiddet gören de...
Besleme konusu ayrı bir hikaye.
Mahallesindeki sokak hayvanlarını besleyen hayvanseverlerden zaman zaman şikayetler geliyor.
Sırf sokaktaki kimsesiz gariban hayvanları besliyor diye tehdit edilenler mi istersiniz; besleme yaptı diye tartaklanan mı ararsınız... Baskılara daha fazla dayanamayıp evinden taşınmak zorunda kalanı bile biliyorum.
Kimse, hayvanları sevmek zorunda değil. Zaten “sevgi” ve “zorunluluk” sözcükleri yan yana gelmez, getirilemez. Sevgi içten gelir, isteyerek olur; zorla değil.
O yüzden sevmek istemeyen sevmez. Ama sevene de mani olmayın be kardeşim!
Sen sevmiyorsun diye, ben niye hayvan sevgimden vazgeçeyim?
Sen bir lokma ekmeği çok görüyorsun diye, ben neden hayvanları beslemeyeyim?

***

Ve işin asıl komik yanı nedir biliyor musunuz?
Hayvan sevmeyenlerin kızdığı, kavga ettiği, hatta yakınında istemediği o hayvansever var ya? İşte o güzel insan, sadece aç canların karnını doyurmakla kalmıyor; aynı zamanda mahalledeki kısırlaştırılması gereken hayvanlarla da ilgilenen bir o var. Belediyeyi arıyor, belediye ilgilenmezse yakalayabildiğini kendi götürüyor veterinere, kısırlaştırıyor. Bir anlamda, mahallede hayvan popülasyonu daha fazla artmasın diye uğraşıyor.
“Beslemeyin, sonra alışıp burada kalıyorlar, sayıları artıyor” diyeceğine aslında el versen, yardım etsen de mahalledeki tüm hayvanlar kısırlaştırılsa, aşılansa, fena mı olurdu?
Haklısın, senin görevin değil bu ama görevi olanlar -yani belediyeler- maalesef bu konuda yıllardır sınıfta kalıyor.
Bir de şöyle bir yanlış anlama durumu var: Mahallesinde, sitesinde hayvan istemeyen insanlar, sanıyorlar ki hayvanseverler sokakta çok sayıda sahipsiz hayvan oluşundan memnun. Sanıyorlar ki bizler bayılıyoruz sokakta aç, sefil halde, yuvaya, sevgiye muhtaç hayvan görmeye. Biz de isteriz her birinin yuvası olsun, her birinin karnı doysun, bol bol sevgi görsün, koruyanı kollayanı olsun.
Ülkemizdeki sokak hayvanı nüfusundan hayvanseverler değil, aksine hayvan sevmeyenler sorumlu.
Hayvan sevmeyenlerce yapılan yasalar ve yapılmayan denetimler bu duruma geçit veriyor.
Hayvan sevmeyenlerce, kötü koşullarda üretilip “sonu ne olacak” diye düşünülmeden satılan canlar yüzünden geldik bu noktaya.
Hayvan sevmeyenlerce, sırf gösteriş olsun diye alınıp sonra da sokağa terk edilen canlar az buz rol oynamıyor bugünkü duruma gelişimizde.
Hayvanları umursamayan yönetimlerin, yapmadığı kısırlaştırmalar sonucunda sokaklarımızda bunca muhtaç can var.
Birileri suçlanacaksa bu, hayvanları sevenler değil, sevmeyenler olmalı!