Çıkarlarını ön plana koyarak dış politikalarını oluşturan başat ülkelerin hedeflerindeki en önemli bölgelerden biri Orta Doğu'dur.
ABD'nin 1974 yılında Brezinski tarafından ortaya sürülen ve 2040’ları hedefleyen su ve enerji kaynaklarının kontrolü ve bölgede Amerikan'ın "ELİ" olarak bilinen İsrail'i koruma amaçlı İsrail- Kürdistan-Ermenistan hattını oluşturma girişimleri bugüne kadar çeşitli yollar denerek bir alt yapı oluşturularak bugüne gelinmiştir.
Bir haftadan bu yana ABD'nin orta menzilli nükleer füze anlaşmasından çekileceğini açıklamasından sonra olay farklı bir boyuta evrilme eğilimi içerisine girmiştir.
Kıbrıs, İsrail, İran, Arabistan ve Türkiye'yi kapsayan ve "Şeytan BEŞGENİ" olarak nitelenen ülkeler arasındaki bölge oluşumunda dominant olma hesapları olayları tetikleyecek gibi.
Çin ve Hindistan'ın da petrol gereksimleri açısından, Suudi Arabistan'ın Yemen ve Suriye’de olduğu gibi mezhepsel açıdan sıcak çatışmalara girmesi, Kıbrıs kıta sahanlığı alanındaki gelişmeler bunun öncü adımlarıdır.
Burada kilit ülke İsrail'dir.
Orta menzilli nükleer füze anlaşmasının askıya alınması, İran petrolünün "Şah Damarı" olarak bilinen Abadan'ı hedef alan bir İsrail saldırısı, tüm adı geçen ülkeleri dönüşü olmayan bir yola sokacaktır. Perde arkasında duran Amerika ve Rusya'nın bir gelişmeler karşısında politikalarını yeniden gözden geçirmeleri dünyanın geleceği açısından önemlidir.