İSİG Meclisi’nce “Çocuk işçilik yasaklansın” başlığıyla yayımlanan rapora çarpıcı veriler yer aldı. İlk bölümünde genel değerlendirme ve taleplerin bulunduğu raporun ikinci bölümünde çocuk işçilerin ölümlerine dair infografiklere, üçüncü bölümde de Çalışma Bakanlığı ve SGK verilerinde tutarsızlıklara yer verildi.
Tamamına BURADAN ulaşabileceğiniz raporun satır başları şöyle:
- Sayısı milyonu aşan çalışan çocuklar, Türkiye işçi sınıfının en güvencesiz, korunmasız, sömürülen ve şiddete uğrayan kesimini oluşturuyor. AKP’nin hayata geçirdiği tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalar her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirdi. Diğer yandan ise sanki “çocuk işçilik” yokmuş gibi bir hava verilerek bu sorun görünmez kılınmaya çalışıldı. Oysa iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 13 yaşındaki kimya işçisi Ahmet Yıldız, 16 yaşındaki tekstil işçisi Emin Halastar, 13 yaşındaki konfeksiyon işçisi Emine Demirel, 6 yaşındaki sokakta otomobil camları silen Nazar Güvendiren, 15 yaşındaki mevsimlik tarım işçisi Kader Yalçın, 13 yaşındaki gıda işçisi Ula Kerem, 16 yaşındaki metal işçisi Süleyman Yörük, 16 yaşındaki otel işçisi Muhammet İsa Soysal, 13 yaşındaki tarım işçisi Abdulsamed Dağ ve yüzlerce çocuk “Avrupa’nın Bangladeş’i” haline getirilen Türkiye kapitalizminin en gerçek yüzünü göstermektedir. İşte AKP’nin çalışan çocuklara yönelik politikasının özeti de budur.
- Türkiye, ILO’nun 138 sayılı İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi’ni 1998 yılında, 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi’ni ise 2001 yılında onayladı. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, 2017-2023 dönemini kapsayacak şekilde güncellenmiş Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı (2017-2023) hazırlandı. Ne var ki, siyasi iktidar çocuk işçiliği engellemek yerine, halkla ilişkiler stratejisinin bir parçası olarak meşrulaştırma yolunu tercih etmektedir.
- Türkiye’de çocuk işçilik, üretimi ayakta tutan bir olgu olarak varlığını korumaktadır. TÜİK (Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları, 2019) verilerine göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunmaktadır. Türkiye’de çocuk işçiliğin gerçek boyutları ise verilerde perdeleniyor. Çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenci olmak üzere çocuk işçiliğin ana gövdeleri eksik. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ila Aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Bunlar göz önüne alındığında, bugün Türkiye’de en az 2 milyon (yaz aylarında 4 milyon civarı) çocuk işçi olduğu görülmektedir.
- Bu duruma ek olarak yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye’de yaşayan Suriyeli ve Afganistanlı mülteci sayısının, kaydı bulunmayan göçmen ve mültecilerle birlikte altı milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu nüfusun önemli bir kısmını oluşturan göçmen ve mülteci çocukları, tarım, sanayi, inşaat, ticaret gibi işkollarında günübirlik ve güvencesiz şekilde işgücü piyasasına dâhil oluyor. Bu da patronlar açısından, ücret pazarlığı imkânı olmayan, ücret ödemelerini eksik yatırabileceği ya da geciktirebileceği, hakkını aradığında şiddet uygulayabileceği, zorla çalıştırabileceği ek bir çocuk işçi kitlesi anlamına gelmektedir.
- Tam da bu yüzden çocuk işçilik azalmak yerine giderek daha da artmakta ve çok ağır ve tehlikeli işlere doğru kaymaktadır. Türkiye’de çocuk işçilerin yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi, yüzde 45,5’i ise hizmet sektöründe çalışıyor (TÜİK). Çocuk emeği, çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında kabul edilen sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında, ücret karşılığı gezici ve geçici tarım işlerinde çalışma alanlarında yoğunlaşmaktadır.
- Çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında sayılan tarım, Türkiye’de ücretli ve ücretsiz aile işçisi çocuk işçiliğin en yoğun olduğu işkolu ve çocuk işçilik bakımından başlıca sektör. Tarım işçisi çocukların yüzde 64’ü 5-14 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Yani tarımda çocuk emeğinin yoğun olmasının iki yönü bulunuyor: Bir yönünü tarımın çökertilmesi ve aile emeği içinde görmeliyiz. Diğer yönü ise mevsimlik işçiliktir. Çocuklar mevsimlik işçiliğin kadınlar ile birlikte omurgasını oluşturmaktadır ve “çocukları çekip alırsanız mevsimlik işçilik kalmaz.”
- Çocuk işçiliğin diğer biçimini ise çırak ve stajyerlik oluşturmuştur. MEB ile sermayenin işbirliği çerçevesinde çocuklar organize sanayide ve fabrikalarda uzun çalışma saatlerinde, çok düşük ücretlerle çalıştırılmaktalar. Çalışma sürelerinin bir kısmı teorik eğitime ayrılan çıraklar ‘öğrenci’ sayılmakta, MEB’in belirlediği işkollarında çıraklık sözleşmesi yapılarak çalışmaktadır. Stajyer çocuk işçilerin notunun yarısını patron vermektedir. Bu koşullar yüzünden ucuza çalıştırılırlar. Hatta meslek okulları sanayinin fason işletmeleri haline gelmiştir. Çünkü Koç’un da dediği gibi “Meslek lisesi memleket meselesi”dir.
- Her ay ortalama olarak 5-6 çocuk çalışırken hayatını kaybetmektedir. Çocuk işçi ölümlerinin tüm iş cinayetlerine oranı ise yüzde 4 civarındadır. Ölümler genel olarak basına yansımaktadır.
- Çocuk işçilerin yaklaşık üçte birinin tarımda çalışmasına karşılık ölümlerin yarıdan fazlası bu işkolunda meydana gelmektedir.
- Son yıllarda çocuk emeğinde ücretli ve tehlikeli işlerde çalışma oranı artmaktadır.
- 2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 68 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi olmak üzere son dokuz yılda en az 556 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
- Son dokuz yılda iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 316 çocuk (213 işçi ve 103 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 57 çocuk; Metal işkolunda 37 çocuk; Konaklama, Eğlence işkolunda 27 çocuk; Ticaret işkolunda 22 çocuk; Gıda işkolunda 18 çocuk; Genel İşler işkolunda 18 çocuk; Tekstil, Deri işkolunda 16 çocuk; Taşımacılık işkolunda 11 çocuk; Kimya, Lastik işkolunda 9 çocuk; Ağaç, Kâğıt işkolunda 9 çocuk; Çimento, Toprak, Cam işkolunda çocuk; Enerji işkolunda 3 çocuk; Madencilik işkolunda 1 çocuk; İletişim işkolunda 1 çocuk; Sağlık işkolunda 1 çocuk; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 4 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.
- Son dokuz yılda iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 153 çocuk; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 97 çocuk; Ezilme, Göçük nedeniyle 68 çocuk; Yüksekten Düşme nedeniyle 52 çocuk; Şiddet nedeniyle 47 çocuk; Elektrik Çarpması nedeniyle 39 çocuk; Yıldırım Düşmesi nedeniyle 35 çocuk; Patlama, Yanma nedeniyle 20 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 12 çocuk; Kesilme, Kopma nedeniyle 11 çocuk; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 6 çocuk; İntihar nedeniyle 6 çocuk; Diğer nedenlerden dolayı 10 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.
- Son dokuz yılda iş cinayetlerinin cinsiyetlerine göre dağılımı şöyle: 88 kız ve 468 oğlan çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.
- Son dokuz yılda iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle: 4 yaşında 2 çocuk, 5 yaşında 4 çocuk, 6 yaşında 4 çocuk, 7 yaşında 4 çocuk, 8 yaşında 12 çocuk, 9 yaşında 11 çocuk, 10 yaşında 22 çocuk, 11 yaşında 10 çocuk, 12 yaşında 28 çocuk, 13 yaşında 35 çocuk, 14 yaşında 52 çocuk, 15 yaşında 79 çocuk, 16 yaşında 118 çocuk ve 17 yaşında 175 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.
- Son dokuz yılda iş cinayetlerinin aylara göre dağılımı şöyle: Ocak ayında 34 çocuk, Şubat ayında 23 çocuk, Mart ayında 26 çocuk, Nisan ayında 32 çocuk, Mayıs ayında 54 çocuk, Haziran ayında 54 çocuk, Temmuz ayında 78 çocuk, Ağustos ayında 100 çocuk, Eylül ayında 63 çocuk, Ekim aynda 40 çocuk, Kasım ayında 28 çocuk, Aralık ayında 24 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti.