Gazeteci kılıklı Adam soruyor. Tayyip Erdoğan anlatıyor. Daha doğrusu uçak gazetecisi korkuyor, soramıyor, Erdoğan söylemek istediği her şeyi arka arkaya sıralıyor. Açıklamalarında bizi ürperten, dış dünyayı şaşkınlığa sevk eden bir bölüm var. Şöyle diyor;
"Eğer bu tutumunuz devam ederse, siz kendi ülkenizde, caddede, sokakta, rahat gezemezsiniz."
Ekliyor; "16 Nisan'dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirler."
Ne demek bu? CHP Lideri Kılıçdaroğlu şöyle karşılıyor bu açıklamayı; "Sayın Cumhurbaşkanı önemli bir şey söyledi. Çok önemli. 'Yani El Kaide'den, IŞİD'den ben sorumluyum.' Onu mu demek istiyor?"
Sanmıyoruz. Ayrıca 16 Nisan'dan sonraki sürprizlerin ne olacağını ise bizler hiç merak etmiyoruz. Zira 15 yıldır öyle eylemlerle karşılaştık ki artık hiçbir eylem bizim için sürpriz bir nitelik taşımıyor. Ha şöyle olabilir; 16 Nisan'dan sonra. Erdoğan çıkar der ki; "Eyy Avrupa yine beni yanlış anladınız. Ben sizin caddede, sokakta rahat gezemeyeceğinizi söylerken aslında, halkım bana sonsuz yetkiler vermediği için çok üzülürsünüz (!), beni de çok sevdiğiniz için rahatsız olursunuz, halkınız sokakta üzüntüden rahat gezemez demek istemiştim. Cımbızlanarak alınmış bu cümle yanlış anlaşılmışsa özür dilerim."
Avrupa ne düşünür bilemeyiz ama böyle bir açıklama bizim için pek de sürpriz olmaz doğrusu.
Ancak bir gerçek var ki Batı, şimdilerde ne düşündüğünü çeşitli eylemlerle ortaya koyuyor.
Almanya'nın bir süredir uyguladığı silah ambargosunun yanında, ülkesinde yaşayan Türklere verdiği çifte vatandaşlık hakkını kısıtlamaya gitmesi yanlış politikanın ilk meyveleri olarak ortaya çıkıyor. Zaten Merkel'in de "16 Nisan referandumunun sonuçlarını beklemeliyiz" şeklindeki açıklaması, tehlikeli çanlarının çalmaya başladığını gösteriyor.
Amerika, İstanbul'un da aralarında bulunduğu havaalanlarından yapılacak direkt seferlere bazı kısıtlamalar getiriyor. Gelişmeler bunun arkasının geleceğinin bir işareti...
Bu yıl turist falan da beklemeyelim. Turizmde krizin devam edeceğini söylemek kehanet olmaz. Yabancı yatırımlarda ve ihracattaki düşüşler de tehlikenin bir diğer ciddi boyutu...
Saçma-sapan bir referandum uğruna neler kaybettiğimizi görebiliyor musunuz? Dünyada neredeyse dost ülkemiz kalmadı. Komşularla, süper güçlerle, Batı'nın tamamıyla sorunlar yaşıyoruz. Ha Katar ve Suudi Arabistan mı? Onların atalarının Birinci Dünya Savaşı'nda sırtımızda sapladığı hançerleri hiç unutmadık...