Aslında kağıt üzerinde seçilmiş başkan. Ancak gerçekte atanmış bürokrat. Daha doğrusu seçilerek atanmış. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'den söz ediyorum. Önceki gün Kulüpler Birliği ve Futbol Federasyonunca ortaklaşa düzenlenen Futbol Zirvesi toplantısında yine harikalar yaratmış. Bakın ne diyor konusu 'futbol' olan toplantıda;
“Sayın Cumhurbaşkanım, daha güçlü Türkiye için 17 Nisan sabahı 'Evet' diyen bir Türkiye'ye uyanmak için saygılarımı sunuyorum.”
Vay vay. Adam Futbol Federasyonu Başkanı değil sanki AKP İlçe Başkanı. Hiç sıkılmıyorlar, çekinmiyorlar, fütursuzca ulu orta konuşuyorlar. Diyet ödüyorlar.
Bir de engin (!) bilgisiyle ders veriyor. Ekonomisi güçlü olan ülkelerin futbolda da söz sahibi olduğunu, ekonomimiz güçlenmeye başladıkça, ülkemizin de futbolumuzun da güçlendiğini anlatıyor. Ne güçlü bir deha değil mi? Ekonominin yerlerde sürüklendiğinin farkında değil. Öyle olunca Türk futbolunun da can çekiştiğini göremiyor. 2016 Avrupa elemelerinde perişan olmuşuz, 2018 Dünya Kupası elemelerinde ancak Kosova'yı yenebilmişiz. Finaller hayal gibi. Ama ne gam beyefendi futbolumuzun güçlendiğini söylüyor.
O makama gerçek bir seçimle geldiğini zannediyor. 2011 Fenerbahçe kumpasından sonrası, diğer aday Ata Aksu'nun son dakikada adaylıktan çekilmesiyle bazı kulüplerin karşı çıkmasına rağmen yapılan baskı sonucu seçildiği iddialarını hiç hatırlamıyor.
Elbette böyle bir atamayla geldiği Saray düzenine biat edecek. Başbakan'ın düşük profilli atandığı bir ülkede, Futbol Federasyonu Başkanı'nın nasıl bir profile sahip olmasını beklersiniz ki? Tabii bir de şimdi diğer yandaş Rıdvan Dilmen tehlikesi var Demirören için. Adam futbol yorumculuğunu bırakmış açık açık 'Evet' kampanyası yapıyor. Ya Saray düzeni onu tercih ederse ne yapacak? Tekrar Beşiktaş'a dönme olasılığı yok. 100 Milyar alacağını faiziyle istemiş. Bir de Beşiktas'tan ayrıldıktan sonra kulüp başarıdan başarıya koşmuş. Ne yapacak? Tüp şirketinin başına geçse, babasının azarlarından bıkmış. Elinden gelen her şeyi yapacak koltuğu bırakmamak için. Bir ara FETÖ ile ilgili 2 klasman temsilcisi, 2 gözlemci, 5 hakemin ilişiğini kesti federasyonun. Peki hepsi bu mu? Koskoca Federasyonda bunlar o kadar mı? Yönetim Kurulu üyeleri için gerekli araştırma yapıldı mi? Hayır. Dostlar alışverişte görsün. Naklen yayın ihalelerinde kur sabitliği ayrı bir yazı konusu...
Türk Futbolu hiçbir dönemde böyle bir yara almamıştı...