Günümüzdeki gelişmeleri iyi değerlendirip geleceği belirleyecek kilometre taşlarını iyi döşeyebilmek, yarınları oluşturacak en önemli olgudur. Bunun için öncelikle sorunları iyi saptamak gerekir. Evrensel boyutta başlıca sorunları şu şekilde sıralamak olasıdır. Küreselleşme yerine ulusallaşma, çevre, insan hakları, demokrasi, ekonomi, yöreselleşme, yönetim anlayışı.
Bu sorunların çözümlenebilmesi için temelde yatan tek olay “UZLAŞMA”dır. Uzlaşmış bir toplum yaratılırsa sorunlar çözümlenir. Uzlaşma olayını yaratırken, etnik, mezhepsel, kültürel, işçi-işveren çatışmalarını, hegemonik egoları aşmak zorundayız. Demokrasilerde çözüm uzlaşmadan geçer.
Demokrasiyi kökleştirmek için kalkınmak ön koşuldur. Bunun temelinde sanayileşme ve büyüme yatar. Nüfus kontrolü, çağdaş teknoloji ve bilgi birikimini yerinde kullanmak yönetim teknolojisinin üretim teknolojisinden daha önemli olduğu anlayışıyla yetki paylaşımında bulunmak, bunu sağlayacak diğer etmenler arkasındadır.
Türkiye, içinde bulunduğumuz yüzyıla damga vurmak istiyorsa insan eğitimine önem vermeli, uzun soluklu bir eğitim süresi ile dünyadaki gelişmeleri izleyebilecek lisanları bilen, okulla barışık öğrenci yetiştirecek bir sistemi uygulamaya koymalıdır.
Bunun yanı sıra yeni bir vergi reformu yapılmalı, oranlar düşürülmeli, vergi tabanda yaygınlaştırılmalı, net-brüt ücret arkasındaki fark düşürülmeli, işçi çalıştıran sanayiciden bunu cezalandırırcasına bir çeşit (istihdam vergisi) gibi işçiye ödediği ücrete yakın bir ödemeyi de devlete yapması kaldırılmalı, kayıtdışı ekonomi kayıtlı hale getirilmelidir.
Uluslararası ekonomik boyut içersinde Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar uzanan bölgede jeopolitik konumunu salt Çin, Rusya, Türki Cumhuriyetler’e yönelik değil tüm Pasifik ülkelerini de kapsayacak şekilde geliştirme ve bu ülkelerin Türkiye de yatırım yapmalarını sağlayacak yolları açmalıdır. Bunun için evrensel hukuk ilkelerini ön plana alan bir adalet reformu yapılmalı, idari yapı değiştirilmeli, çağdaş yönetim anlayışı egemen kılınmalı, hukuk, ticari ve sosyal hayatımızı düzenleyen geçerliliği kalmamış, eskimiş yasalar kaldırılmalıdır. Siyasi partiler ve seçim yasaları değiştirilmeli, siyaset toplumun yeteneklerine açılmalı, delege egemenliği kaldırılmalıdır.
Dünya ekonomisinde Amerika, Avrupa, Çin, Hindistan, Brezilya ve Pasifik ülkeleri ekonomi ve uzayda hegemonik kavga verirken, “BEN DE VARIM” diyebilmek için devlet altyapı yatırımları ile bölgesel dengeyi sağlamak için 10 yıl desteklenecek özel sektörün belirlediği alanlarda yatırım alanları oluşturmalı, bunda kriter ihracata dönük sanayileşme ve hangi alanlarda rekabete dönük yatırımlar yapılabileceği olmalıdır. Çip, komputer, bilgisayar teknolojilerine öncelik verilmelidir. Tüm bunların oluşabilmesi için, bunları yapacak siyasi kararları alabilecek, tercihlerini ortaya koyabilecek, siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirebilecek bir yönetim kadrosunun iş başına gelmesine gerek vardır.
Yapay zekanın her alanda kendini gösterdiği zamanda robotlara teslim olmamak için evrensel bir “HİKAYE”nin temel noktaları bu “UMUT” beklentileridir.