Zaten hiç aradığımız yok ama mutlaka buluyoruz. Boş günümüz yok desem yeridir. Yeni kaosumuzun adı; hakemler, futbol hakemleri...

Ortalık birbirine girmiş durumda... Tam bir bulanık su... 371 hakemin bahis hesabı varmış...152 tanesi aktif olarak bahis oynuyormuş. İsimleri de açıklandı... Aportta bekleyen taraftar kitleleri, yöneticiler, kendine medyada yer edinmeye çalışan eski futbolcular şimdi hakemlere yardırıyor gitsin. Küfürler, hakaretler havada uçuşuyor.

Futbolu bıraktıktan sonra hakemlik yapan Mutlu Çelik bile, kibarca “yanardağ patladı külleriyle uğraşıyorlar” demiş. Aynı duruma “lağım patladı” diyenler de var...

Durun burda bir yanlışlık var...

Yine hatur hutur bir iş yapıldı. Yine doğru olsa bile yanlış bir tutum sergilendi.

Önce hakemler suçlu ilan edildi, şimdi "suçsuzluğunuzu ispatlayın” deniyor...

Ama ortada o kadar çok yüksek sesle bağıran çağıran var ki; hakemlerin sesi duyulmuyor...

Mesela Zorbay Küçük...

Karşı dava açmış... Mahkeme kapısında kural dışına çıkıp açıklama yaptı... Diyor ki; “Hakem olmadan önce de, hakem olduktan sonra da hayatımda hiç bahis oynamadım. Bahis hesabım da yoktur. Anlaşılan birileri benim adıma bahis hesabı açmış. Onları mahkemeye verdim.”

Peki ya doğruysa...

Kuru gürültü yapanlar için sorun yok. Hava dönerse hemen kenara çekilip sus pus olurlar. Daha önce çok gördük... Peki Zorbay Küçük'ün itibarı ne olacak?

Bu arada bahis hesabı açmak suç değil...Çünkü bir çok hakem maçları takip edebilmek için böyle bir yola başvurmuş. Yani mesleki olarak ihtiyaçları var. Ama bahis oynamak etik olarak suç...

Burada mesele hakemler değil... Olayın gelişme şekli çok tuhaf. Bütün bu açıklamalar somut delillerle kanıtlanmış olarak kamuoyuna açıklansaydı söylenecek söz olamazdı.

Suçlu ilan edildi, şimdi kanıt aranıyor...

Ayrıca zamanlama da bana tuhaf geldi... Kaostan beslenen siyasetin bu konuda parmağı olduğunu da düşünmüyor değilim.

Sonuçta sadece bir kurum daha ağır bir yara aldı.

Bakalım sırada hangi kurum var?