Türkiye'nin siyasi ve toplumsal hafızasında derin izler bırakan, adı her zaman sisler ardında anılan Abdullah Çatlı'nın fırtınalı yaşamı, beyaz perdenin en iddialı projelerinden biriyle yeniden gündeme geliyor. 1996 yılında Balıkesir'in Susurluk ilçesinde meydana gelen ve devlet-siyaset-mafya üçgenini ortaya çıkaran o meşhur trafik kazasında hayatını kaybeden Çatlı'nın hikayesi, "Çatlı" adıyla sinema filmine dönüştürülüyor. Yapımcılığını Safe Medya adına Seyfi Şahin'in üstlendiği proje, hem konusu hem de arkasındaki dev kadroyla şimdiden sinema kulislerinin en çok konuşulan işi haline geldi. Ancak projenin en büyük bombası, başrol seçimiyle patladı.
Sürpriz başrol: Yeşil sahalardan beyaz perdeye Vedat İnceefe
"Çatlı" filminin belki de en çok tartışılacak ve merak uyandıran yönü, Abdullah Çatlı karakterini canlandıracak ismin bir aktör değil, Türk futbolunun tanınan simalarından eski milli futbolcu Vedat İnceefe olması. Abdullah Çatlı'ya olan fiziki benzerliğiyle dikkat çeken İnceefe'nin bu role seçilmesi, yapımcıların ne kadar cesur ve ezber bozan bir cast tercihi yaptığını gözler önüne seriyor. İnceefe'nin kariyerindeki ilginç bir tesadüf ise, Susurluk kazasının yaşandığı 1996 yılında, kariyerinin zirvesine çıkarak Galatasaray'a transfer olmuş olması. Yıllar sonra, aynı yıl hayatını kaybeden bir karaktere hayat verecek olması, projenin dramatik dokusuna farklı bir katman ekliyor.
Oyunculuk deneyimi olmayan bir ismin bu kadar ağır ve kompleks bir karakteri nasıl canlandıracağı merak konusu iken, İnceefe'nin role son derece ciddi bir hazırlık süreciyle girdiği belirtiliyor. Rolü için özel oyunculuk eğitimleri alan eski futbolcu, karakterin ruhuna ve dünyasına nüfuz edebilmek için Çatlı ailesiyle de yakından görüşerek yoğun bir çalışma yürütüyor. Bu sürpriz tercih, zor durumda olduğu söylenen sinema sektörüne yeni bir soluk getirme ve farklı yüzleri sinemaya kazandırma potansiyeli taşıyor.
Yönetmen koltuğunda iki usta isim: Onur Tan ve Ömer Faruk Sorak
Projenin gücünü ve iddiasını perçinleyen en önemli unsurlardan biri de yönetmen koltuğunda oturan isimler. Türk televizyon tarihine "Kurtlar Vadisi" ve "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" gibi fenomen dizileri kazandıran Onur Tan ile Türk sinemasının gişe rekortmeni ve kült filmlerine imza atmış (G.O.R.A., Sınav, Aşk Tesadüfleri Sever) Ömer Faruk Sorak'ın birlikte bu filmi yönetecek olması, projenin kalitesine dair önemli bir referans sunuyor.
Onur Tan'ın, Türkiye'nin karanlık dehlizlerini, derin devlet ve mafya anlatılarını ekrana taşıma konusundaki ustalığı, Çatlı'nın hikayesinin gerilim ve aksiyon dolu yönünü başarıyla yansıtacağını düşündürüyor. Ömer Faruk Sorak'ın ise karakter dramalarını işleme ve insan psikolojisinin derinliklerine inme konusundaki mahareti, filmin duygusal ve insani yönünü güçlendirecek bir faktör olarak öne çıkıyor. Bu iki farklı yönetmenlik ekolünün bir araya gelmesi, "Çatlı" filminin hem görsel hem de anlatısal olarak çok katmanlı ve güçlü bir sinema diline sahip olacağının sinyallerini veriyor.
Senaryo ailesine emanet: Çatlı'nın hikayesi ilk ağızdan
"Çatlı" filmini diğer biyografik yapıtlardan ayıran en temel özellik, senaryo ekibinde bizzat Çatlı'nın ailesinin yer alması. Filmin senaryosu, yönetmen Onur Tan ile birlikte Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Çatlı ve kızları tarafından kaleme alınıyor. Özellikle babasının ardından yazdığı "Babam Çatlı" kitabıyla büyük yankı uyandıran kızı Doç. Dr. Gökçen Çatlı ile diğer kızı Öğretim Görevlisi Selcen Çatlı'nın senaryo ekibinde bulunması, filmin bugüne kadar kamuoyunda bilinenlerin ötesinde, daha kişisel, daha insani ve ilk ağızdan bir hikaye anlatacağının en büyük kanıtı.
Bu durum, filmin sadece Çatlı'nın kamuoyundaki tartışmalı imajına değil, aynı zamanda bir "baba", bir "eş" ve bir "aile reisi" olarak portresine de odaklanacağını düşündürüyor. Ailenin bu sürece doğrudan dahil olması, anlatılacak hikayenin doğruluğu ve derinliği konusunda beklentileri artırırken, aynı zamanda filmin Çatlı'yı anlama ve anlatma biçiminin nasıl olacağına dair de büyük bir merak uyandırıyor. Bu, Çatlı'nın bilinmeyen yönlerini ve ailesinin gözünden nasıl bir insan olduğunu izleyiciye aktaracak eşsiz bir fırsat sunuyor.
