Ergenekon, Balyoz, Demirtaş, Kavala, milletvekili dokunulmazlığı kaldırılması siyasi davaları, Pamukova, Sincan, Çorlu tren kazaları, Ermenek ve Soma faciaları, çocuk istismarları, kadın cinayetleri başta olmak üzere onlarca toplumsal davada adil yargılama hakkı ihlalleri nedeniyle önlerine gelen birçok davada Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi (yani yöneticileri ve yargıyı) mahkûm etti. Fakat haksız yere suçlandığına, tutuklandığına, ifade özgürlüğünün kısıtlandığına karar verilen masum vatan evlatları için de ülkenin geri kalanı için de adalet yerini bulmadı. Soma faciasında ve zamanaşımına uğrayan Pamukova davasında Anayasa Mahkemesi’nin yargı önüne çıkarmadıklarını tespit ettiği sorumlu siyasileri yargı önüne çıkarmak zaten imkânsız.
HANGİ GİZLİ EL
Hakimlerin bağımsızlığını sağlamak için İtalya’dan esinlenerek oluşturulan Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) siyasiler ele geçirdi. Kurul üyelerinin kahir çoğunluğunu iktidar, birkaçını ise iktidar ve muhalefet aralarında anlaşarak belirliyor. Siyasilere ve siyasilerin emrindeki kamu görevlilerine karşı eli kolu bağlı olan, kaynakları görevini yapmasına yetmeyen yargı, siyasetin bir aracı, hedefi ve mücadele alanı haline geldi. Kararlarının doğruluğu değil, hakimlerin liyakati, kararda hangi gizli elin etkisi olduğu tartışılmakta. Hesapverir olmayan yargı camiası yargılamasız mahkûm edilmekte. Hukukun üstünlüğüne inancını kaybeden kamuoyu, adaleti sosyal medya mahkemelerinde aramakta.
TAM BAĞIMSIZ YARGI
Öte yandan siyasilerle iç içe geçmiş ve bu durumdan büyük menfaatler elde eden geniş bir kesim “çözüm” sözü edilmesine bile izin vermemekte. Bir yandan kurtulmak öbür yandan içinde kaybolmak istediğimiz bu garip durumu sihirli bir el çözsün diye bekliyoruz. Oysa yapmamız gereken şey yargıyı verimli çalışır, şeffaf, hesapverir ve tam bağımsız hale getirmek, işlevini kısıtlayan engelleri ortadan kaldırarak başta siyasilere ve yargı mensuplarına karşı olmak üzere herkese karşı hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmesini sağlamak. Bunun için yapılması gereken şeyler iki elin parmaklarından daha az.
NE YAPMAK LAZIM?
1. HSK’nin tüm işlem ve kararlarını yargı denetimine açmak, bu amaçla işe uzmanlaşmış “Adalet Yüksek Mahkemesi” kurmakla başlamak.
2. Aynı zamanda HSK’yi “Adalet Yüksek Kurumu” adıyla tam bağımsız bir düzenleyici kurum haline dönüştürmek, kurulu, hiçbir kişi, grup veya koalisyonun hakim olamayacağı şekilde toplumun tüm kesimlerini ve tüm paydaşları adil olarak temsil eder sayıda ve bileşimde oluşturmak, işlevlerinin gerektirdiği nicelik ve nitelikte insan kaynaklarına üyeleri yoluyla sahip kılmak, Cumhurbaşkanlığı, Adalet Bakanlığı ve HSK arasında gelişi güzel dağıtılmış yargı ve hukuk politika, ilke ve tercihlerini belirleme, yargı mercilerinin hizmetlerini ve sair tüm yargısal işlevleri Adalet Yüksek Kurumu çatısı ve sorumluluğu altında birleştirmek.
3. Hâkim ve savcıların, avukatlar, noterler, eczacılar ve tabipler gibi kendi bağımsız, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarını kurmalarını sağlamak.
4. Başta hâkim, savcı, avukatlar, hukuk meslekleri için yeknesak kariyer planı geliştirerek mahkemelerin nitelik ve nicelik ihtiyaçlarına uygun olarak hukukçular yetiştirmek. Tüm hakim ve savcı atamalarını aynı yetkinlikte olanlar arasında yarışma yoluyla yaparak liyakati sağlamak.
5. Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek mahkeme üyeliklerine atamalarda kamuoyunu da sürece dahil etmek, oylamaları gerekçeli açık oya tabi tutmak ve itirazlar, sorular ve dava yoluyla atama sürecinin yargısal denetimini sağlamak.
6. Uyuşmazlıkları dava aşamasında çözmeye çalışan anlayışı terk ederek yargı hizmetlerini ileriye doğru önceden planlamak. Dava konusu olabilecek anlaşmazlıklar erken aşamada tespit etmek, yönetmek ve uzlaştırmak için tedbirler almak, buna rağmen mahkemeye intikal eden davaları iyi hazırlamak ve yargılamayı tek celsede bitirmek.
7. Yargının olağan işlevini kısıtlayan ön izin şartlarını ilga ederek yargı mensupları da dahil tüm kamu görevlilerinin suçlarını serbestçe soruşturmak.
Başkanı olduğum, siyaseten tarafsız Daha İyi Yargı Derneği, bütün bu hususlarda geliştirdiği yenilikçi çözümleri “A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu” isimli bir kitap halinde yayınlayarak Türkiye ve dünya kamuoyunda tartışmaya açmış bulunmaktadır. Burada duyurmaktan, toplumun tüm kesimlerini, yenilikçi çözümlerimizi incelemeye, eleştirmeye ve geri bildirimleri ile daha da geliştirmeye davet etmekten gurur duyuyorum.