Duygunun, duyarlığın, duygudaşlığın, düşün ve kalem uğraşının, sevgiyle, özenle çalışmanın, araştırmanın, incelemenin ve elbette emeğin ürünüdür kitaplar. Şairin, yazarın, yazın emekçilerinin üretimleri, çocukları, anıları, kalıtlarıdır kitaplar. Şiir, öykü, roman, deneme, anlatı, inceleme, araştırma, bilim, kültür… Hangi dalda olursa kitaplar yaşamın içinden geçer, üretime dönüşür, okurla buluşur. Geleceğe kalmak o yazarın, şairin, yazın emekçisinin ustalığına, gücüne, bilgisine, birikimine, sorumluluğuna kalmıştır.

***

Kitaplara bakmak, kitaplar almak, kitapların yazarlarıyla buluşmak, o kitaplı havayı koklamak… Kitaplı yaşamın içinde olmak…

Yazar, çoğul yalnızlığı içinde oluşturur yapıtını ve suna okuyucuya. Yazdığı yapıt ondan çıkmıştır artık. Yazılanlar her şeyiyle okurun elindedir. Derdini anlatabilen de, anlatamayan da – yanlış anlaşılmalar da içinde- her türlü alımlamaların önünde öylecene durmaktadır.

(…) Okurun ipi, okur uzadıkça uzar; ona ‘dur’ denir mi hiç.”

Şair-yazar dostum Talat Avcı “Mı Acaba” (*) adlı kitabında önce yazarın çoğul yalnızlığına, sonra okurun kitabı sahiplenişine farklı açıdan yaklaşıyor. Ben de katılıyorum.

***

Bir yanıyla sevindirici, bir yanıyla eksikleri, ilgisizliği, düş kırıklığıyla da hüzünlendiriyor insanı. Ben tüm olumlu, olumsuz yanlarına karşın, ülkemizde Adana, Ankara, Mersin, Bursa, Mudanya, Bornova, Kadıköy, Konya, Samsun, Sivas, Munzur, Bandırma, Kırşehir, Merkezefendi (Denizli), Edirne, Dikili, Şahinbey (Gaziantep), Tokat, Afyon, Burhaniye, Bergama, Çanakkale, Eskişehir… Daha nicesinde… Kitap günlerinin, fuarlarının donanımlı, nitelikli biçimde sürmesinden yanayım.

Daha çok kitap imza günleri, sergilikleri, okur-yazar buluşmaları olsun, kitaplarla çoğalalım, yaşamımıza anlam ve değer katalım isterim.

Koronalı salgın günlerinin ardından ülkemizin her yanında kitaplı günlerin, fuarların artışı gözden kaçmıyor elbette. Kitap günleri ülkemizin dört bir yanında sesini duyurmaya başladı. Kitap adına yapılan bu tür günler, buluşmalar, sergilikler, etkinlikler insanın içini açıyor. Derseniz ki okurlar bu kitap günlerine, fuarlara ne denli ilgi gösteriyor, kitap alabiliyor? O da düşündürücü. Günümüzde kitap ederleri bunca artarken, okurlar istedikleri kitaplara istedikleri gibi ulaşmakta zorlanıyor, biliyorum.

***

Kaç gündür Bornova’da bir kitap şenliği var! Bornova Belediyesi’nin Büyükpark içinde düzenlediği kitap günlerinde 50 yayınevi yer alıyor. Bildiğim kadarıyla 250 şair-yazar okurlarıyla buluşmanın sevincini yaşıyor.

30 Eylül’de başlayan 9 Ekim gününe dek sürecek olan Bornova Kitap Günleri’ne ancak 3 Ekim günü katılabildim. Yazın emekçisi dostlarımın bir bölümüyle görüşme, söyleşme olanağı buldum: Metin Soydeveli, Saime Bircan Sak, Mine Ömer, Gülşen Ersan, Bihter Bilir, Nurgül Ekeke, Buket Işıkdoğan, Canan Gürtunca Sanlı, Necdet Sanlı, Gülseren Mungan, Elif Çırak, Ayla Eroğlu, Ahmet Nihat Yıldız…

Daha görüşemediklerimi de var. Onlarla 5 Ekim günü görüşeceğiz sanırım.

'ŞİİR YOLCUSU KALMASIN' DİYE

Evet 5 Ekim 2022 Çarşamba günü 16.00-19.00 saatleri arasında Pagos Yayınları sergiliğinde olacağım. Neden mi?

Özlediğim, özlendiğim dostlarımla buluşmak, 'Şiir Yolcusu Kalmasın' adlı yazılar kitabımın imzasına katılmak için…

Gelene, kitaba dokunana, uzaktan el sallayana 'merhaba' demek de beni gönendirir. Gelmeyene, gelip de uğramayana sitemim yok.

Ha şunu da ekleyeyim; Pagos’a uğrayıp kitap almak, imzalatmak zorunda değilsiniz. Bakışınız, dostluğunuz, söz güzelliğiniz de yeter…

(*) MI ACABA, Talat Avcı denemeleri, Klaros Y. Mayıs 2022, 126 sayfa.