İlköğretim sistemimizde “ahlak ve edep” çok önemlidir. Bunun içindir ki, birçok ders notunun başında “hal ve gidiş, disiplin” için ayrılan kutucuk içindeki değerlendirme notu gençlerin geleceğine dair veliler ve eğiticiler için bir “yön eylem” göstergesidir. Öyle ya; “Gelecek geliyor” sözü de kitaplara konu olmuştur… Böyle bir giriş yapmama sebep olan da günümüz siyasetinde sergilenen söz ve görüntü kirliliğidir!

Evet, gün geçmiyor ki, TBMM kürsüsünde edilen sözler, toplumun tüm kademelerinde yankılanmasın! İşte Ankaragücü- Rizespor maçından sonra Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın saha içine girip maçın orta hakemi Umut Meler’e savurduğu yumruklar ve edepten yoksun sözler(!) Dünya medyasında sporumuz adına “utanç gecesi” olarak tescil edildi. Şimdi gelin de bu şahsın siyaset sahnesindeki izdüşümüne bakıp, ilkokul karnesindeki “hal ve gidiş” notunu araştırmayın bakalım!

“Eğer adem oğlunun edebi yoksa adem değildir” sözü boşuna söylenmemiştir. Zaten “İnsan ile hayvan arasındaki fark edeptir” denilmesi de bundandır. Bir de “Edep, edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektir” diyen Mevlana’nın diğer sözlerine de bakalım: “Bozuk olunca maya, ne ar tanır ne de haya. Bizi edepsizler değil edebimiz susturur!”

O “utanç gecesinde” ve de siyasetin utanç yollarında atılan tokatlar için de Mevlana yıllar öncesi diyeceğini demiş ve şöyle söylemiş; “Edep sahibi yediği tokadın sahibini aramaz, sebebini arar.”

Eh! Sebebi de belli değil mi? Edep yoksunu, utanmaz insan…

***

Peki toplum tarafından “utanmaz insan” olarak tescil edilen bu kişi için “Cahil cesareti” de diyebilir miyiz? Asla! Sanırım onunkine, “siyaset torpilli” denilir ve deniliyor da!

Eh “Seçim geldi bahane, attığı yumruklar şahane!” diyebilecekler de çıktı ve çıkacaktır! Onun da cevabı sporun “kara gecesinde” dünyaca göğsüne utanç yaftası olarak yapıştırıldı! T.F.F ve spor camiası bu şahsın biletini tam kesti mi? Tabii ki geçmişte de bir Ankara takımının küme düşmemesi için nice senaryolar... Tabii ki, geçmişte bir Ankara takımının küme düşmemesi için bu ve buna benzer suni gündemler yaratılmıştı. Yine seçime giden bir iktidarın kafa bulandırmak için bu olay tam bir biçilmiş kaftan değil mi? Hakem camiası için bazı spor yorumcularının acayip sözlerini de unutmamak lazım! Vesaire…

Benim üyesi olmaktan gurur duyduğum dünyaca saygın kuruluşum Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD) Genel Başkanı Oğuz Tongsir de yayınladığı basın açıklaması ile gereken cevabı verildi. Zaten ülkesini seven, her Türk vatandaşı Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Din” gibi “sporun” da artık siyasete alet edilmemesi gerekmiyor mu? 10 Kasım 1938’ den bu güne kadar 'Biz neler yaptık? O’nun bıraktığı emanete sahip çıkabildik mi? Ne hatalar yaptık?' şeklinde soruları sorma ve başta sporun ruhuna aykırı düşen böyle başı boşlardan arınma zamanı gelmedi mi?