Futbol Federasyonu, “571 hakemin 371’inin bahis hesabı var, bunlardan 152’si aktif olarak bahis oynuyor” dedi.

Zaten “hedef tahtası” olan hakemlik camiasının tüm karizması yerle bir oldu.

Ardından hepsi zan altında kalmasın diyerek, “bahisçilikle” itham edilen hakemlerin isimleri açıklandı.

Bu kez, “Vay o hakem bizim de maçımızı yönetmişti, yargıya gideceğiz” diye bazı kulüpler ayağa kalktı.

İsimleri ifşa edilen 371 hakemin yönettiği maçlarda, puan kaybeden kulüpler, mahkemeye giderse işler arapsaçına dönecek.

Bahis hesabı olan ve aktif bahis oynadığı tespit edilen hakemler Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu’na kuruluna sevk edildi. 36 hakem 12, 51 hakem 10, 63 hakem 8 ay ceza aldı. Bunun anlamı, 150 hakemin hakemliği bitti.

Başta, FIFA kokartı takan Zorbay Küçük olmak üzere disiplin kuruluna giden hakemlerden bazıları “Kişisel bilgilerimiz çalınmış, adımıza bahis oynanmış, bizim suçumuz yok” diye isyan etti. Onlara şimdilik ceza verilmedi, dosyası ayrıldı.

Gerçekten de “bahisçi” diye ifşa edilen hakemlerden bazıları, bahis olayına bilgileri dışında bulaştırıldıysa, bu saatten sonra kamu vicdanında nasıl aklanacak?

Şimdi de; sadece hakemlerin değil, tüm liglerdeki 3 bin 700 futbolcunun incelendiği söyleniyor. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve cep telefonu baz istasyonu sinyali (HTS) raporları, yurtiçi ve yurtdışı bahis sitelerinden alınan kullanıcı bilgileri inceleniyor. Buna göre sayının artabileceği ifade ediliyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt mitinginde diyor ki; “Galatasaray-Göztepe maçında, Göztepe’ye gösterilen haksız kırmızı karta Kıbrıs’tan 5.5 milyon liralık bahis oynandı. Tuz koktu, tuz.”

Tuz kokar mı bilemiyorum ama, Futbol Federasyonu’nun “temiz futbol” diyerek başlattığı operasyonla birlikte, her tarafı pis kokular sardı.

İlk bakışta herkesin “budur” diyerek, alkışladığı bu operasyon, şimdi endişe verici şekilde ilerliyor ve Türk Futbolu adına çok çirkin boyutlara ulaşacak gibi duruyor. Çünkü ne yazık ki, ülkemizde yaşanan ahlaki erozyon, sporda da yüzünü gösteriyor.

Sosyal medya yıkılıyor. Herkes ağzına geleni söylüyor. “Ligler tatil edilecek. Maçlara ara verilecek” dedikoduları yayılıyor. Yasadışı bahis baronları ve onların Türkiye’deki kollarından söz ediliyor. Gizli tanıklık yapmak, “itirafçı olmak” isteyenlerin bile olduğu iddia ediliyor.

Temiz futbol hedefi doğru, şeffaflık ilkesine de eyvallah.

Ancak; bu işin sonunda tüm kirli çamaşırların ortaya döküleceği belli. “Bahisçi hakemler skandalı” bu kadar büyük yankı yaratmışken, futbolcu, teknik adam ve yöneticilerin karıştığı bahis olayları açıkça gözler önüne serilirse kanalizasyon patladı demektir.

Futbolumuz böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayken, Türkiye Futbol Federasyonu’na şu soruları sormak gerekir:

“Sonunu düşünen kahraman olamaz” diyerek mi hareket ediyorsunuz, yoksa bu işin sonunda doğabilecek tüm senaryoları öngördünüz mü?

Yasa dışı bahis pisliğine bulaşanlara, eğer ortaya çıkarsa bahis şikesi yapanlara, büyük küçük demeden, gerekli cezaları verebilecek misiniz?

FIFA ve UEFA’nın verdiğiniz cezaları denetleyeceğini, cezaları yetersiz bulması halinde Türkiye’ye ceza kesebileceğini hesaba kattınız mı?

Ortaya çıkacak skandalların Türk Futbolu’nda yaratacağı prestij kaybı ve ekonomik zararın boyutlarını göze aldınız mı?

Hakemlerle ilgili yeniden yapılanma planınızı açıkladınız ancak, futbolcular, teknik adam ve yönetimsel anlamda, futbolumuzun ahlaki değerlerini yükseltmek için hangi adımları atacaksınız?

Eğer bu soruların yanıtı sizde yoksa “temizleyelim” derken, futbolumuz iyice pisliğe bulaşır. Benden söylemesi.