“Boğazımıza kadar pislik içindeyiz” der İtalyan oyun yazarı Dario Fo, “Bir Anarşistin Kaza Sonunda Ölümü”nde. Sanatın evrenselliği içinde, bunu her coğrafyaya uyarlamanın mümkün olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönem yalnızca bizim değil, “Neo Ortaçağ” iklimi işgalini yaşayan tüm dünya için geçerlidir. Biz kendimizi, böyle bir yeryüzünde iyi hissedemeyiz. İçine düşürüldüğümüz bu iklimden kurtulmak, bunun için de bu perişan ve zavallı düzeni iyi okumak zorundayız. Bu okuma senden, benden, ondan, kısaca insandan başlamak zorundadır. Çünkü bu bataklık bambaşka, akıl almaz, izana ve ahlaka sığmaz bir insan tipini yaratmış, çoğaltmış, bir işgal ordusuna dönüştürmüştür. Kimdir bu insan?

Çıkarcı, ucuzcu, kaygısız, saygısız, cahilliğiyle övünen, biat ve icazetin paslı zincirinden hoşnut, bunlarla var olduğunu sanan, kaba, küfürbaz, kuralsız, arabesk ve bütün bunların şaşaasını, törenselliğini, akarını, faizini yiyenleri alkışlamakla yoksulluk ve yoksunluktan kurtarılacağına inanmış, her soyguna, talana, yalana açık ve talip bir insan...

Huzura, mutluluğa, varsıllığa hiç emek vermeden, okumadan, öğrenmeden, bilmeden, kendi dışındaki hiçbir şeyle ilgilenmeyip, hiçbir şey adına sorumluluk yüklenmeden sahip olacağını düşleyen, her gece yatağına "yarın sıra bende" diye yatıp, dua edip yalvaran yüzsüz bir insan...

Bütün bunları söyleyenlere, uyaranlara diş bileyip aşağılayan, yok edilmesi gereken huzur kaçıranlar olarak damgalayıp, okumaktan yazmaktan düşünmekten uzakta, her türlü yerel, ulusal, evrensel değeri benliğinden kovan küstah bir insan...

Bir gram fikri olmadığı halde, inancının, memleketinin, değerlerinin sahibi olduğunu düşünen ve gorilliğine dönüşen, vah ki sırtının sıvazlanmasını bekleyen sığ bir insan...

"Günaydın, merhaba, kolay gelsin, teşekkür ederim" sözlerini duyunca irkilen, hak tanımayı ve savunmayı şeytanileştiren, gemisini yürüten kaptan olmayı erdem sayıp, ona dokunmayan her yılan için bin yıllık ömür dileyen bir insan...

“Rol model” seçimini kabalığın, hoyratlığın, vurdumduymazlığın, şiddetin, üçkâğıdın, sıradanlığın ve gericiliğin öznelerinden seçen ve onlara benzemeye çalışan, haklıdan değil güçlüden yana bir insan…

Aziz Nesin usta yıllar önce onları sabitleyip duvara mıhlamıştır: "Akılsız ama kurnaz!"

Böylesine kederli, iç paralayıcı bataklığın, bu ülkenin kaç kuşağına mal olduğu, uzun yıllar sonra yazılacak.

Cumhuriyet’in 100. yılında, hepimizi kahreden, kahretmesi gereken budur.

(Bu yazı, yaratıkların hakem dövmesinden önce yazılmıştır!)