İzmir Aliağa'da rüzgarın etkisiyle 400 hanelik mahalleyi çevreleyen orman yangınında alevlerin evlere ulaşmaması için sabaha kadar büyük mücadele verildi.
Dün saat 18.55'te çöplükte başladıktan sonra ormana sıçrayan yangın, rüzgarın etkisiyle sürekli yön değiştirerek yayıldı. Karadan ve havadan yapılan müdahaleye rağmen Bozköy Mahallesi'ne yönelen alevler nedeniyle 400 haneli mahalledeki ev ve iş yerleri tahliye edildi.
Hava karardıktan sonra Orman Bölge Müdürlüğü personelinin yanı sıra itfaiye, jandarma, emniyet ve AFAD ekipleri, alevlerin ulaştığı Bozköy Mahallesi'nde set oluşturdu.
Tüm müdahaleye rağmen mahalledeki 2 katlı bir ev yanarken, ekiplerin hava aydınlanıncaya kadar cansiparane çalışma yürüttüğü yangın, mahalle halkının da verdiği destekle diğer evlere sıçramadan kontrol altına alındı.
Bozköy Mahallesi'nin nasıl bir tehlikeyi atlattığı ise gün ağardıktan sonra anlaşıldı. Havadan kaydedilen görüntülerde alevlerin ortasında kalan mahallenin çevresinin siyah örtüyle kaplandığı görüldü.
Öte yandan, yangın nedeniyle tahliye edilen mahalle halkı da yolların açılmasıyla evlerine dönmeye başladı.
"Eşimi ağlaya ağlaya zorla götürdüm"
Yangında iki katlı evi küle dönen Fikri Altınkaya, yangın esnasında ailesiyle evde olduğunu söyledi.
Arkadaşlarının telefonla kendisini uyarınca evden çıktığını anlatan Altınkaya, ailecek canlarını son anda kurtardıklarını belirtti.
Altınkaya, dumandan etkilendikleri için tedbir amaçlı hastaneye gittiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Tavuklarım, kedi ve köpeklerim vardı. Hiçbir şey kalmamış, hepsi ölmüş. Benim burada 40 senem vardı. Şimdi bu yaştan sonra yeniden nasıl yapabilirim. Allah'tan geldi ama... Ailemi, dostlarımın yanına gönderdim. Daha önce mahallede muhtarlık yapmıştım. Benim zamanımda da yangın çıkmıştı, böyle bir şey görmemiştim, felaket... Dün arka taraftan başlayan yangın akşam buraya sıçradı. Eşimi ağlaya ağlaya zorla götürdüm. Psikolojim bozuldu, ne yapacağımı şaşırdım. Yangından geriye bir tek üzerimdeki elbiselerim kaldı. Ölmeden ölümü görmek bu, her şeyim gitti. Tavuklar, hindiler, kedi, köpek öldü. İnsan onlara üzülüyor, onlar da canlı."
Çiftçilik ve hayvancılık yapan Hacer Demirer de dumanın mahalleye doğru geldiğini görünce paniklediklerini aktardı.
Alevlerin evlerin etrafını sardığını belirten Demirer, "Bölgeden hemen tahliye edildik ama kimimiz hayvanlarımızla ilgilendi, kimimiz yangını söndürmek için uğraştı. Buraya geleli 30-40 sene oldu. Şimdiye kadar böyle bir şey görmedim. Hani 'cehennem' diyorlar ya hakikaten de cehennemi yaşadık. Rüzgarla birlikte alevler havaya çıkıyor, havai fişek gibi kıvılcımlar indiriyordu tepeden aşağıya." dedi.
Ali Rıza Yaravlı da yangın anında eşyalarını kurtarmak için eve geldiklerini ifade etti.
Traktörle söndürme çalışmalarına katıldıklarını kaydeden Yaravlı, şimdiye kadar tanıklık ettiği yangınların içinde en riskli olanını yaşadığını dile getirdi.