Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının büyük bölümü ilk duruşma fırtınasından sonra salıverildi. İçeride kalanların da 11 Eylül'deki duruşmalar sonunda salıverileceğine inanıyorum.
Sözcü Gazetesi'nden Gökmen Ulu ile Mediha Olgun ise hala tutuklu.
Son olarak CHP Milletvekili İlhan Cihaner ziyaretlerine gitmiş.
Gökmen, en çok oğlu Efe'yi özlemiş...
Zor şey özlemek...
“Eşsiz dayanışmanız ve dostluğunuz için teşekkür ediyorum. Sadece kendi özgürlüğüm ve ailem için değil sizler için, SÖZCÜ için, basın özgürlüğü için, demokrasi ve adalet için, ülkemin şerefini korumak için direniyorum. Sonuna kadar direneceğim” demiş.
Kendisine yakışan tümceler...
Mediha Olgun da oğlu için merak içinde.
Tam da yurt dışında eğitim almaya hazırlanırken olanlar için üzgün.
Yine de, “Adalete inanıyorum. Mutlaka bir yanlışlık oldu ve bu yanlıştan kısa zamanda dönülecek. Umutluyum, sabırla bekliyorum” diyor.
Hepimiz umutluyuz...
Umutlu olmak güzel şey, yitirmiyoruz...
***
Geçtiğimiz hafta sonu İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile Dokuz Eylül gazetemizin kuruluş yıldönümü vardı.
Orada bir hanımefendi ile tanıştım.
Eylem Aslan...
Uzun zamandır fırsat arıyormuş, iyi oldu. Ben de bilmediğim çok şey öğrendim kendisinden.
Ege Tv kapandı, üzüldük gerçekten.
Nedenleri hala tartışılıyor, ama olan emekçilerine oldu.
Bir kısmı iş buldu, bir kısmı bulamadı. Bir kısmı ise mesleğini bıraktı, ekmek parasını başka mesleklerde aramayı sürdürüyor.
***
Umut verici olan ise şu:
Televizyon ile birlikte Ege Radyo'nun da kapanması planlanmışken, uygulanmamış.
Neden mi?
Eylem Hanım'ın anlattığına göre, o karanlık gün, Eylem Hanım'ın eli radyonun yayınını sonlandırmaya gitmemiş.
Vicdan meselesi...
Ve kapatmamış...
Ertesi gün gelmiş, planlamasını yapmış, sanki radyosu kapanmamış gibi çalışmaya devam etmiş.
Bir gün, iki gün, bir hafta derken yayın devam etmiş.
***
Ege Radyo o gün, bugündür yayınını sürdürüyor.
Tek kişiyle...
Bir süre sonra yönetimin haberi olmuş. Nedeni araştırıp tek kişilik bir ordunun yayına devam ettiğini anlayınca onlar da ses çıkarmamış.
Şimdilerde Eylem Hanım'ın çabalarıyla hala yayın sürüyor.
İyi de yapıyor...
***
Onca gazetecinin tutuklu olarak demir parmaklıkların arasında, bir o kadarının da haklarında açılmış davalarla boğuştuğu günümüzde, işsizliği de hesaba katarsanız; bir kadının başlattığı bu direncin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Mesleki örgütlenmenin her geçen gün azaldığı günlerde, adına yerel yönetimler mi dersiniz, sivil toplum örgütü mü dersiniz, meslek örgütleri mi dersiniz, ama ne derseniz deyin; gün cephede mevzisini terk etmeyen, mesleğinin onuruna sahip çıkıp işini bırakmayan Eylem Hanım'a sahip çıkma günüdür.
Detaylarını çok bilmemekle birlikte, eğer sahip çıkılmadığı taktirde Ege Radyo'nun da fişinin en geç Aralık ayı sonunda çekileceğini de anımsatmak isterim.
Sevgili Eylem Aslan'ı dinlerken, Mustafa Kemal'in şu sözleri geldi aklıma:
“Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz...”
***
Şimdi sıra İzmir'in kamuoyunda.
Ya tek başına yola çıkmış bu gazeteci kadına destek çıkıp sath-ı müdafaa alanımızı koruruz, ya da bırakırız kendi haline bir cephenin daha düşmesini izleriz.
Karar hepimizin...